Yine Halil Cibran'ın sizi karşısına alıp içinizin hasret duyduğu duyguları tek tek tattırıyor kitabı okurken tek bir şey düşündüm keşke dedim elimde tüm dünyanın duyacağı bir mikrofon olsa ve Halil Cibran'ın eserleri insanlara okunsa. Tadı damakta kalan güzel hikayeler mutlaka okuyun. Keyfli okumalar
Çoğu zaman geceyi bir dinlenme vakti olarak düşünür ve anlatırsınız, oysa gerçekte gece bir arayış ve buluş vaktidir. Gün size bilginin gücünü verir ve parmaklarınıza alma sanatında deneyimli olmayı öğretir; ama gecedir Hayatın hazinesini sakladığı yere sizi götüren.
Karanlıklar üstünüze çöktüğünde, şöyle deyin: "Bu karanlıklar henüz doğmamış şafaktır; her ne kadar gecenin doğum sancıları içime dolsa da, tepelere doğan şafak bana da doğacaktır.
Yalnız çıplak olan yaşar güneşte. Yalnız yapaylıktan uzak kişi rüzgârın sırtına biner. Ve sadece binlerce kez yolunu kaybeden
dönüş sevincini tadacaktır.
Sizin eylemlerinizdir beni ben yapan, var olmamı sağlayan. Aslında kral diye yönetici diye bir şey yoktur. Sadece yönetilenler var olur kendilerini yönetmek için.
Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Sayfa 52 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kutlu’nun “Ya Tahammül Ya Sefer” kitabından sonra okuduğum ikinci kitabıydı bu. O kitaptan da çok etkilenmiştim fakat özellikle bu kitabıyla beraber daha çok fark ettim ki yazarımız görüp de bizi rahatsız etmesin diye gözümüzü kaçırdığımız gerçekleri, geçirdiğimiz değişimleri öyle sakin bir dille yüzümüze çarpıyor ki.
İnsana hiç yaşamadığı köy hayatını özletebilecek güçte bir kalemi ve dili var Kutlu’nun.
Yaklaşık son 50 sayfasını nefessiz okudum, son sayfayı da okumamla beraber uzunca bir süre etkisinden çıkamadım. Kitap beni yoğunluklarımdan, koşturmalarımdan, ve şehrin telaşından öyle koparmış ki bir anda tüm bınlara dönmek beni sersemletti, hikayeden koparmıyorum birkaç gündür de.
Hayalimize sımsıkı sarıldığımız, özümüzle bir yaşadığımız, bu uğurda karşımıza çıkan her engeli aştığımız bir hayat gerçekten de beyhude olabilir mi?