Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kurtuluş Savaşı Zamanı

Profil
Büyük taarruz: 25 ağustos 1922
"...Hiç yakınmadan silahınıza cephane, size ekmek taşıdık. Yüksünmeden siperlerinizi kazdık. Severek yaranızı yıkadık, kırığınızı sardık. Ateş altında suyunuzu yetiştirdik. Yolunuza saçımızı serdik. Şimdi bunca kadının hakkını, erkek olmanın bedelini ödeme vaktidir. Eğer bu sefer kardeşlerinizi kurtarmadan dönerseniz, bilin ki ananız da, bacınız da, yavuklunuz da hakkını helal etmeyecektir..."" (Bir teğmen)"Eğer gözlerimi bir an için olsun geriye çevirirsem, ölümden yılıp da geriye tek bir adım bile atarsam, beni hain bilin. Kanım size helal olsun!"
Sayfa 345 - PdfKitabı okuyor
"...hayat bana en korkak adamların iddiayla cesaretten bahsedenler olduğunu öğretti."
Reklam
"...tehlike,ateş ve tutkuyla çakan yeşil ışıklar. Bu , Anadolu'nun gözleridir."
Sayfa 109Kitabı okudu
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
Yaveri Cevat Abbas'a söylediği sözleri bilirsiniz: "Gelirler ve bir gün, geldikleri gibi giderler." Evet, geldiler ve onun haber verdiği gün geldikleri gibi de gittiler! Bu işte de uzağı gören ve doğru gören o oldu. Olaylar, onun sezdiği gibi gelişti ve daha o İzmir'deyken öyle görünüyordu ki, bu zaferden sonra da her şey, gene onun sezdiği, onun istediği gibi olacaktır.
Sayfa 599Kitabı okudu
Adanmışlık
Kağnı arabalarına ineklerini koşmuşlardı. Arabaları getirenlerin bir kısmı çocuk ve ihtiyarlar, çoğu da kadınlardı. Tümen kumandanı, düzlükte sıralanan bunları teftiş ederken, uzun övendireleriyle sevgili hayvanlarının başlarında dizilen kadınlara; erkeklerinin niçin gelmediklerini sordu. Bu zahmetli işte çok yorulacaklarını, hatta daya- namayacaklarını söyledi. Kadınları verdikleri cevap şuydu: "Erkeklerimiz hizmette (askerlikte)dir. Emrinize biz geldik. Böyle bir günde bize bu kadarcık iş düşmesin mi?" Halbuki bunların çoğu, harap olmuş köylerinde çocuklarını komşularına teslim etmişlerdi. Nitekim muharebe başlayınca bunlar, uzun günler gene bizimle geldiler. içlerinde yollarda doğuranlar oldu. Cephede bu gayret devam ederken, gerilerde, İnebolu-Ankara yollarında da bu halk sırtlarında cephane taşıyordu.
Sayfa 537Kitabı okudu
"Bundan sonra çok önemli zaferlere kavuşacağız. Fakat bunlar, süngü zaferleri değil, iktisat, ilim ve irfan zaferleri olacaktır."
Reklam
Geldikleri gibi giderler!
Cevat Abbas, manzaranın yarattığı hezeyan hissiyle yanına ilerlediğinde, Mustafa Kemal'in ağzından dökülen bir cümle işitti: “Geldikleri gibi giderler!” Sahiden mümkün müydü? Düşman en güçlü olduğu anda onlara meydan okumak... Bir anlığına onların kaybedeceği günü hayal etti. O hayalin kahramanı olarak komutanını düşündü ve gayri ihtiyari, “Size nasip olacak, siz bunları kovacaksınız Paşam!” dedi. Mustafa Kemal gülümsedi. Zihninde şekillenmeye başlayan kurtuluş planlarını gözden geçirircesine birkaç saniye uzaklara daldı ve “Bakalım!” dedi. Bakalım...
Sayfa 346Kitabı okudu
Zafer ve Sorumluluk
"Ne yeterli cephane vardı, ne karın doyuracak kadar yiyecek... Ne de eğitimli asker. Çok genç çocuklar, çok kısa bir eğitim sonrasında, hatta yolda giderken eğitilerek cepheye gitmek zorunda kaldığı için subaylar en önde gidiyor, ilk onlar şehit oluyordu. Bu da yetişmiş subay sayısını azaltıyordu. O yüzden tümenleri binbaşılar, kolorduları yarbaylar komuta ediyordu... İşte bu zafer böyle kazanılmış ortak bir zaferdir," dedi.
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.