ö

Ölüm

22 üye · 4 yeni gönderi
"Azrail'e koz vermek istemiyorsan, sevdiklerinin sayısını az tutacaksın bu dünyada."
Sayfa 125Kitabı okudu
CCXXII
"... bir ağlamaktır aldı işte tüm âlemi."
Sayfa 119 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
“Sözlerim seni korkutmasın; bir ölü hiçbir şey istemez, sevilmeyi, kendisine acınmasını veya teselli edilmesini...”
Var olmayışın yarattığı yılgı elle tutulur hale gelmişti. Dört kişiydiler, derken bir çukur kazılıyor, üç kişi kalıyor, sıkıntıdan ne yapacaklarını bilemiyor, yitip gitmiş sıcaklığı yakalayabilmek üzere birbirlerine sarılıyorlardı. Buydu demek ölüm. Bir daha hiç olmamaktı, geride yalnız korkulu bir pişmanlık bırakan, bir gölge bir gölgeye sarılan titrek kollardı.
CCLXXXV
"Benim yaşam yolculuğum artık yaklaştı sonuna, kırık dökük bir teknede, fırtınalı bir ummanda, her fâninin geçmek zorunda olduğu son limanda her hayrın ve günahın hesabı verilecek ona."
Sayfa 156 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2. BaskıKitabı okudu
Ölümden daha korkunç şey vardı, ölümün ayak sesi! Gelen ölümün kendisi görünmeden duvara vuran gölgesi! İhtiyarlık bu gölgeydi, bu sesti! "İhtiyar" misafirlikte çok oturan adamdı; onunla artık konuşmayacaklar, ne vakit gidecek diye bekleyen gözlerle ona bakacaklardı. "İhtiyar"a edilen hürmetler bile, gittiği yerde oturmasın diye insanların onunla ayakta görüşmeleriydi. "İhtiyar" güzel ölmekten bile mahrumdu. Adnan'ın demin yaktığı kibrit bile sönerken boynunu bu kadar hazin bükmedi. Cenazesini taşıyanlar bile onu değil, başka şeyler konuşacaklar, ağlayan bile olsa ölüye değil, ölüme ağlayacaktı. Bu kadar merhametsiz bir ölüm ne büyük cezadır! Çok yaşamak bu derece büyük bir kabahat mi?
Sayfa 520 - Oğlak YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.