Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Osmanlı, fethettiği topraklara adaleti götürmüş, bu yüzden fethettiği toprakların milletlerinden teveccüh görmüştür. İnsanlar o dönemde kendi rızalarıyla Osmanlı buyruğuna girmekte ve bu adil devletin bir tebaası olmak istemekteydiler. Günümüzde bile eskiden Osmanlı'nın yönettiği fakat şimdi elimizde olamayan topraklardaki insanlar Osmanlı'nın bu adaletini özlemle yad etmektedirler. Çünkü Osmanlı "Hak kuvvette değil; kuvvet haktadır." ilkesiyle hareket etmiş, hüküm sürdüğü yerleri idare etmiştir. Bugün Ortadoğu'da huzur bir türlü sağlanamazken bu topraklar ve tüm Osmanlı mülkündeki insanlar huzur içinde ve kardeşçe yaşamıştı.
Mana ve madde aleminin birleşimi Süleymaniye
Her türlü anlamdan soyutlanmış tek başına bir malzeme olarak taş muhakkak ki hayat ve ruhaniyet gibi kavramlardan en uzak ve hatta en nasipsiz malzemedir. Lakin ecdadın elinde bir gönül kadar müşfik ve sıcak hale gelmiş, maddi ve manevi huzur ve sükun arayanlar için Süleymaniye gibi bir melce olmuştur.
Reklam
İspanya zulmünden kaçan Yahudilere Osmanlı Sultanı II. Bayezid'den başkası sahip çıkmamış ve onlara gemi göndererek katliamdan kurtarmıştır. Müslüman Türk'ün adaleti işte bu yüzden hâlâ dillerdedir. Bu millet kendini Allah'ın askeri olarak görüyor ve bu kutsal görevi yerine getirebilmek için bunu yapıyor.
264 syf.
·
Puan vermedi
Tarihin satır aralarından -1
Osmanlı imparatorluğu döneminde, tarihi mirası ilim ile ilgili yapılan çalışmalar hayır ve hasenat ile ilgili yapılan han hamam kervansaraylar, tebaya hizmet için yapılan eserler konu alan hükümdarların mücadelesini konu olan güzel bir tarih bilgisi içeren Eser Tavsiye ederim.
Tarihin Satır Aralarından - 1
Tarihin Satır Aralarından - 1
Tarihin Satır Aralarından - 1
Tarihin Satır Aralarından - 1Ömer Faruk Yılmaz · Çamlıca Basım Yayın · 2011155 okunma
Padişahın her dediği anında olur diye bir şey yok. O görünüşte öyledir. Dengeleri elden kaçırırsanız sizi ya katlederler ya da sürgüne yollarlar.
Sayfa 231 - 2.AbdülhamitKitabı okudu
Osman Bey’in, ölüm döşeğinde iken Orhan Bey’e vasiyet ettiği rivayet edilen şu sözler de onlardaki din anlayışını açığa vurucudur: “Senden dileğim, zulüm ve fenalığa iltifat etmemektir. Dünya’yı doğrulukla şenlendirmeli ve benim ruhumu da harplere devam ederek şad eylemelisin. Şer’i hükümlerin intizamla yapılması için ilim adamlarına hürmet et. Asker ve mal ile gururlanma. Padişahlığın mayası adalettir. Adalet-i Şer’iyeye aykırı şeylere heves etme. İstediğimiz Allah dinidir. Yoksa, dünya padişahı olmak için kuru mihnetlerle kavga etmek maksadını gütmüyoruz. Ben yalnız din maksadıyla hareket ettiğim gibi, senin de bu maksatla benim yolumda gitmen yaraşır. Yardım ve inayetin yabancısı olan padişah için “Saltanat” adı efsane kalır. Allah’ın lûtfuna yakın olmak için, sen de gece gündüz reayayı korumaya çalış.”
Reklam
Osmanlı imparatorluğu, Selçuklular gibi OĞUZ Boyudur.
Osmanlı'yı Türkçü olmamakla suçlamanın hiçbir TARİHİ REALİTEYLE ALAKASI YOKTUR. İmparatorluklarda çağdaş ulusçuluk aranmaz, mümkün de değildir. Padişahların anneleri Türk değilmiş diyor bazıları, yani Fransız, İngiliz krallarının anneleri aynı milletten mi? Mühim olan yaşadıkları ÜLKENİN DİLİNE ve KÜLTÜRÜNE SAHİP olmalarıdır. Bu memlekette HÜRREM SULTAN ŞAİRELERDENDİR. Muhtemelen Ukraynalı veya Polonyalıdır ama Türk şiirine şairedir. Bâkî'nin ve Fuzûlî'nin yaşadığı çağda gölgede kalmayacak bir şaire hem de. Sokollu Mehmed Paşa gibi İstanbul'u yaptırdığı eserleriyle güzelleştiren kaç kişi var?
Sayfa 3 - Giriş bölümünde
Rönesans'ın İki Gözüyle
Osmanlı yönetim sistemi hakkında siyaset biliminin babası, Rönesans İtalya'sının parlak diplomatı Machiavelli ilk analizini yapmıştır. ... Avusturya İmparatoru'nun İstanbul sefiri Ogier Ghiselin von Busbecque... "Hükümdarın lütfu ile yönetici olanların yönettiği Osmanlı İmparatorluğu'nun her parçası hükümdarın otoritesine sıkı sıkıya bağlıdır. Böyle bir ülke zaptedilemez. Ancak, edilirse idaresi çok kolaydır. Oysa bir sürü feodal lordun krala kafa tuttuğu bir Fransa kolayca zaptedilebilir. Ama orada tutunmak müstevli için çok zordur." Tarih bu kehanetin tam tersini gösterdi. Fransa gibi ülkeler zaptedilemedi; Osmanlı ülkesi ise 17. yüzyıldan sonra yavaş yavaş erimeye başladı. Ama hiçbir müstevli orada kolayca tutunamadı.
Sayfa 191 - Bu 16. yüzyıl adamlarının fikirlerinin özetidir.Kitabı okudu
Osmanlı'dan bizlere miras kalan muvakkithane binalarının çoğu, istimlâk ve ilgisizlik yüzünden yıkılmış; ayakta kalabilenler ise camilere ait lojman, depo yahut muhtelif işlerde kullanılmaktadır...
Âmâlimiz, efkârımız ikbâl-i vatandır, Serhaddimiz kal'a bizim hâk-i bedendir, Osmanlılarımız, ziynetimiz kanlı kefendir... Kavgada şehadetle bütün kâm alırız biz, Osmanlılarız, can veririz nâm alırız biz!
Namık Kemal
Namık Kemal
122 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.