Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
%38 (53/136)
1/10 puan verdi
Osmanlı'da Yaşam
Ekseriyetle Osmanlı'nın Yaşam Tarzı Ve Anlayışına, Olumsuz ve Taraflı Bakılarak Yazılmıştır. Bu Kitapta Şahsi Görüşüm, Art Niyetli Yaklaşılmış, Kesinlikle Tasvip Etmiyoruz.!
Osmanlı'da Fetvalar ve Günlük Yaşam
Osmanlı'da Fetvalar ve Günlük YaşamCahit Kayra · Boyut Yayın · 20081 okunma
Entrikalı Türk Dizisi Kaynakları
... Nitekim IV. Mustafa'nın saltanatına son vermek ve mahpus III. Selim'i yeniden tahta çıkarmak için Rumeli ayanının başında İstanbul'a yürüyen Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa sarayda padişahın ölüsünü bulunca tahta II. Mahmud'u çıkarttı (1808). Yeni padişaha ayanın eyaletlerdeki durumunu hukukileştiren bir belge imzalattırıldı (1809). Sened-i İttifak ... Anayasacılarımızın bir Manga Charta diye nitelendirdikleri bu belge, mevcut feodal adem-i merkeziyetçiliği geç kalmış bir belgelendirme ve kurumlaştırma çabasından başka bir şey değildir. Alemdar'ı yeniçerilerin yok etmesine seyirci kalan padişah, yeniçerileri de kendisi ortadan kaldırdıktan sonra bu belgeyi yok etti ve merkeziyetçi monarşinin tesisi için öngördüğü reformlara girişti. Bu girişimle bir anlamda modern Türkiye'nin kurumlarının ilk temeli atılıyordu.
Sayfa 274 - Ps: Yasak ElmaKitabı okudu
Reklam
Devlet, Garp'ta millete hizmet eden bir siyasi teşekkül haline gelmeye başlarken birçok Şark memleketlerinde ve Osmanlı saltanatında o, millet için bir gaile [sıkıntı] ve bazen de bir haile olmaya yüz tutmuştur. Zevk ve sefasına düşen hükûmet adamları içinde halkın ızdırabıyla âdeta eğlenenler vardı. Bunlar; dinî ve ahlaki prensipleri bilmeyen, bilseler de inanmayan yahut bunların manevi müeyyidesine aldırmayan ve milletin içinden çıkan hukuki bir murakabe [denetleme] teşkilatı da bulunmadığı için alabildiğine şımaran bir takım türemişti. Bunlara artık devlet adamı denemezdi.
Sayfa 26 - Kronik KitapKitabı okudu
Osmanlılar ve Giraylar
Giraylar, Osmanlı soyu tükendiğinde imparatorluğun yönetimi için namzet hanedandı.62 ----- 62 Bu yaygın mythos ve iddiayı A. D. Alderson ve J. Hammer kabul etmiyorlar. Ancak her iki yazarın gözden kaçırdıkları olaylar vardır. Örneğin, II. Mahmud'a karşı ayaklanan Yeniçerilere, "Hanedanın son üyesini katletmek mi istersiniz" dendiğinde, kalabalık "Girayları getiririz" demişti.
Sayfa 197Kitabı okudu
Rönesans'ın İki Gözüyle
Osmanlı yönetim sistemi hakkında siyaset biliminin babası, Rönesans İtalya'sının parlak diplomatı Machiavelli ilk analizini yapmıştır. ... Avusturya İmparatoru'nun İstanbul sefiri Ogier Ghiselin von Busbecque... "Hükümdarın lütfu ile yönetici olanların yönettiği Osmanlı İmparatorluğu'nun her parçası hükümdarın otoritesine sıkı sıkıya bağlıdır. Böyle bir ülke zaptedilemez. Ancak, edilirse idaresi çok kolaydır. Oysa bir sürü feodal lordun krala kafa tuttuğu bir Fransa kolayca zaptedilebilir. Ama orada tutunmak müstevli için çok zordur." Tarih bu kehanetin tam tersini gösterdi. Fransa gibi ülkeler zaptedilemedi; Osmanlı ülkesi ise 17. yüzyıldan sonra yavaş yavaş erimeye başladı. Ama hiçbir müstevli orada kolayca tutunamadı.
Sayfa 191 - Bu 16. yüzyıl adamlarının fikirlerinin özetidir.Kitabı okudu
Osmanlı Döneminde Eğitim Sistemleri,Aslında Çok Güzelmiş…
Osmanlı Mekteplerinde her çocuk kendi ilgi alanı ve yeteneğine göre değerlendiriliyor, ona göre eğitiliyordu. Bütün öğrencilere aynı dersler verilmiyordu. Ve mektebin duvarında da şöyle yazıyordu; “Burada hiç bir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz...”
Reklam
Ağalar Camii
Fatih Sultan Mehmed zamanında yaptırılan cami, Topkapı Sarayı içindeki en eski ve en büyük camidir. Sarayın merkez camisidir.
Fuad Köprülü, ilkokul ders kitabında Osmanlı Devleti ile ilgili sözleri!
Çocuklar! Memleketimiz, eskiden beri şimdiki gibi değildi. Daima değişe değişe bu hale geldi. Mesela on altı , on yedi sene evvel Türkiye’de cumhuriyet idaresi yoktu; padişahlık idaresi, istibdad idaresi vardı. Siz istibdad idaresinin ne demek olduğunu iyice anlayamazsınız: İsmine padişah denen bir zalim, bütün milleti kendi keyfine göre kasıp kavuruyor, adeta hayvan sürüsü gibi idare ediyordu. Kimsenin malı, canı, ırzı emin değildi; padişah istediğinin malını elinden alıp başkasına veriyor, istediğini öldürtüyordu. Bir taraftan padişah, bir taraftan onun zalim memurları elbirliğiyle zavallı halkın canını yakıyorlardı. Hak kelimesini ağzına almak, hakkını istemek kimsenin haddi değildi. Kimse düşündüğünü söyleyemez, yaramazdı. Üç beş kişinin bir araya toplanması bile kabil değildi.
122 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.