Ama sahnenin arkasında yüzyıllardır bu topraklar üzerinde yaşamakta olan bu topluluğu bela ve mihnetlere karşı koruyan iki kalkan var: merhamet ve tahammül.
Bir değil birkaç maske ile dolaştığımız günden beri, hangisinin gerçek yüzümüz, hangisinin maske olduğu bilgisini yitirdik. Sığ ve çoklu benliklerimizle, hayatın tesellisini ekranlarda arayan, yönünü yitirmiş, şaşkın kimseleriz artık...
Bu ülkenin bütün kırılgan insanları zalim bir dünyada zalim insanlar olmayı seçmedikleri için kırılgandırlar. Anlatacak bir hikâyeleri olduğu için, esen rüzgâr onlara dokunduğu için, insan oldukları için kırılgandırlar.
“Ancak söylenemeyen aşk, aşktır!” Onların aşk derdiyle başları hoştur; söyleyebilseler, konuşabilseler, aşk sanki buharlaşıverecek, büyü bozuluverecektir. Onların şifaları, ızdıraplarının ta kendisidir. Şiir okurlar, yazı yazarlar. Bu çocukların kalbleri iflah olmaz.
...
Olumlu duyguların tümü sevgiden, olumsuz duyguların tümü korkudan gelir. Sevgiden mutluluk, hoşnutluk, huzur ve sevinç akar; korkudan öfke, nefret, kaygı ve suçluluk duygusu gelir.