r

Ramazan Ayı

1 üye
Kur’an Okumak
Ramazan’ı “Ramazan” yapan ve bu aya değer katan en önemli şey, hiç kuşku yok ki “Kur’ân”dır. Eğer Kur’ân olma- saydı biz bu aya erişebilir, bu ayın kadri kıymetini bilebilir miydik? Eğer biz bu aya değer atfediyorsak, bunda Kur’ân’ın rolü büyüktür. İşte bizi bu güzel hediye ile ödüllendiren Rab- bimiz Kur’ân sayesinde bu aya değer vermiş, bu ayda o müba- rek kitabı indirerek biz insanlığa lütufta bulunmuştur. O hal- de bunun kıymetini bilelim.
Sayfa 29
SELEF’İN ORUCUNDAN BİR DEMET
7-Hasan-ı Basrî rahimehullah : Hasan-ı Basrî rahimehullah, hem kendi zamanının, hem de sonraki zamanların en büyük zâhidlerindendir. İlimde âlimle- re, zühde zâhidlere, takvâda muttakilere önderlik etmiş, tari- hin sayfalarına adını “dünyanın imamı” diye yazdırmıştır. An- nesi nedeniyle Peygamber evinin odalarında gezerek nübüv- vet medresesinin ilmini ve amelini tahsil etmiştir. Hasan-ı Basrî rahimehullah, tarihte eşine zor rastlanır bir şah-siyettir. Tüm Tabiîn âlimleri onun hayrı ve takvâsı konusun- da ittifak etmiş, birçok yönüyle aralarında Peygamber Efen- dimize en çok benzeyen kimse olduğunu söylemişlerdir. Ehl-i Beyt’in öncü şahsiyetlerinden birisi olan imam Ca- fer-i Bâkır rahimehullah, “Şu şahıs kadar, sözü peygamberlerin sözü- ne benzeyen bir insan yoktur” demek suretiyle onun ne kadar büyük bir zat olduğunu ifade etmiştir. Avf rahimehullah da, onun faziletini şu cümleleri ile ortaya koymuştur: “Ben, Hasan-ı Basrî’den daha güzel cennete götüren yolları bilen birisini görmedim.” İmamların imamı olan Hasan-ı Basrî, o dönemin öncü in-sanları gibi oruç tutmaya çok önem gösterir ve sünnette varid olan tüm oruçları neredeyse istisnasız bir şekilde tutmaya çalı- şırdı. Onun bu özelliğini Sırrî b. Yahyâ rahimehullah şöyle dile ge-tirir: “Hasan-ı Basrî, eyyâm-ı bîyd’de, haram aylarda ve pazar- tesi, perşembe günlerinde hep oruç tutardı.” Hasan-ı Basrî rahimehullah, namaz ve oruç ibadetini hakkıyla yerine getiremeyen insanlara da şöyle derdi: “Eğer gece kıyamı- na ve gündüz orucuna güç yetiremiyorsan, bil ki sen, günah ve ha- taların esiri olmuş bir mahrumsun!”
Reklam
Ümmetine asla beddua etmeyen bir peygamber, eğer Ramazan’da affedilmeyi beceremeyenlere beddua ediyorsa, bunu durup düşünmek gerek! Zira o hak edenlerden başkasına beddua etmemiştir.
H A C E R

H A C E R

@_ikrarile_
·
1yıl
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu ay içerisinde Allah’ın o kadar çok bağışı olduğunu bildiğinden dolayı kendisini bağışlatmayı beceremeyenlere beddua etmiş ve onların burunlarının yerde sürtülmesini Rabbinden temenni etmiştir. “Yanında ismim anıldığı halde bana salevat getirmeyen kim- senin burnu yerde sürtünsün. Ramazan ayına girdiği halde günahlarını bağışlatmadan Ramazan’dan çıkan kimsenin burnu yerde sürünsün. Yanında anne ve babası ihtiyarlamalarına rağmen onla- rı razı etmediğinden dolayı cennete giremeyen kimsenin de burnu yerde sürtülsün…” Tirmizî rivâyet etmiştir.
Sayfa 24
İyi ki oruçluyken okumamışım:)
Kadınlar binbir telaş içinde kocaman iftar tepsisini sofraya çıkarırlar.Bu tepsi adeta sıcak yemeklerden önce el atılan bir yiyecek sergisidir.Reçeller,belki yirmi,belki daha fazla renk renktir:Çilek,vişne,gül,hünhap,kayısı,incir,frenk üzümü,ayva,şeftali,portakal,mandalina,ceviz,mürdüm eriği,bardak eriği,ne bileyim,Tanrı'nın kullarına nasip ettiği daha nice nice,nadide,Rumeli ve Afrika meyvaları reçelleri.Sonra peynirlerin envaı.Sucuk,pastırma,havyar,tarator,kaz ciğeri.Hatırlamadığım daha bir sürü yiyecek.Bunların hepsi tabak tabak.Herkesin önünde zeytin.Kavala zeytini de.Ve en önemlisi hurma.
Bu nedenden ötürü oruca başlamadan önce evvela şu soruları kendimize sorarak muhasebe yapmalı ve işimizin hem Allah’ın rızasına hem de Rasulünün Sünnetine ne kadar uygun düştüğünü tespit etmeliyiz: * Ben bu orucu niçin tutuyorum? * Orucuma riya karıştırıyor muyum? * Allah’tan başka bir gayenin bu oruca etkisi var mıdır * Ben bu orucu tıpkı Rasûlullah gibi tutabilecek miyim? * Orucumda sünnete ne kadar riayet edeceğim? * Acaba herhangi bir bidate bulaşacak mıyım?
H A C E R

H A C E R

@_ikrarile_
·
1yıl
Allah Teâlâ’nın bir ameli kabul et- mesi için iki şart olduğunu söylemişlerdir. Bu şartlar şunlardır: 1) Yapılan amelin yalnız Allah için halis bir niyetle ya- pılması. 2) Yapılan amelin Peygamber Efendimizin yoluna uygun olması.
Sayfa 22
“Her kim yalan sözü ve yalan sözle amel etmeyi terk etmezse, Allah’ın, onun yemeğini ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.” (Buhari)
Sayfa 18
Reklam
557 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.