Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Şöhret lâlesi :⁠-⁠)
Şöhretin gücüydü bu. Sosyal medyada gördüğü, paylaştıkları tek bir sözcükle milyonlarca beğeni ve paylaşım alan pop ikonlarının gücü. Mutlak şöhret en az çabayla bir kahraman, dahi ya da tanrı gibi görüleceğiniz mertebeye ulaşmak demekti. Öte yandan fazlasıyla riskli bir konumdu. Oradan her an aşağı düşüp bir haine, şeytana ya da yalnızca göt lalesinin tekine dönüşebilirdiniz.
Sayfa 159Kitabı okudu
Aynı işin mükemmel yada korkunç görünmesi tümüyle kişinin şöhretine bağlıdır.
Sayfa 66 - Altın Kitaplar Yayınevi 30. Basım Mayıs 2023 Larus Yayınevi 559 SayfaKitabı okudu
Reklam
Şöhret gücün temel taşıdır. Tek başına şöhretle diğerlerini yıldırabilir ve kazanabilirsiniz.
Sayfa 62 - Altın Kitaplar Yayınevi 30. Basım Mayıs 2023 Larus Yayınevi 559 SayfaKitabı okudu
Böylesine boş bir kafanın bunca çabuk gelen bir ünden sarhoş olmaması düşünülebilir miydi?
Sayfa 9
“Güzelliği, güzellik için sev,” diye nasihat etti “ve dergileri rahat bırak. Bana bak Martin Eden, denizine ve gemilerine dön. Benim sana tavsiyem budur. İnsanların şu hastalıklı, çürümüş şehirlerinde ne yapıyorsun sen? Dergilerin ihtiyacını karşılamak için kendini pazarlayayım diye debelenerek, şu şehirde israf ettiğin her gün kendi boğazına bir kesik daha atmış oluyorsun. Geçen gün ne demiştin? Dur bakayım... Hah, ‘Fanilerin sonuncusu olan insan.’ Peki ya sen, son fani, şöhreti ne yapacaksın? Şöhret seni zehirler.
Sayfa 332Kitabı okudu
Reklam
Üstad Bediüzzaman diyor ki :
"Şöhret, aynı riyâdır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır. İnsanı insanlarla abd ve köle yapar. Yani nam ve şöhret isteyen adam; halklara kendini beğendirmek, sevdirmek için insanlara riyâkârlık, dalkavukluk yapar. Tasannukâr tavırlar takınır. O bela ve musibetlere düşersen 'şüphesiz biz Allâh içiniz ve O'na döneceğiz.' de."
Sayfa 147 - Çıra YayınlarıKitabı okudu
Yaygın tanınmışlığın her biçimi aslında insanın doğal dengesinin bozulması anlamına gelir. Normal durumda bir insanın taşıdığı ad, puro etiketinden farksızdır: Bir çeşit hüviyet fişi gibidir, gerçek özneyle, asıl benle ilintisi zayıftır. Ancak ad, başarı halinde büyür, hacmi genişler ve bir süre sonra tek başına bir güç, bir otorite, bir varlık haline gelip metaya, sermayeye dönüşürken, onu taşıyan insanı etkilemeye, üzerinde hâkimiyet kurmaya, değiştirmeye başlar. Bu durumda huzurlu olan ve belirli bir özgüvene sahip insanlar, farkına varmasalar da başarıyı benimser, kendilerini onunla özdeşleştirebilir. Herhangi bir ünvan, koltuk ya da nişan, hatta adlarının duyulmuş olması bile yüksek bir güvenlik duygusu, özgüvenin artmasını sağlar ve artık toplumda, ülkede ve dönemlerinde kendilerinin özel bir konum ve misyona sahip oldukları kanaatine varıp, benliklerini nesnel başarılarının hacmine eriştirme çabasına kapılınca da ister istemez böbürlenirler. Doğası gereği özgüven eksikliği olanlar ise tam tersine hele hele de bu zor zamanlarda mümkün olduğunca değişmeyip aynı kalmak gibi bir yükümlülük olarak görür.
Sayfa 311Kitabı okudu
Seni tanımıyorlar... Bunu dert ediyorsun... Halbuki çok şanslısın... Bırak Tanrılar seni kem nazardan saklasın.
Sayfa 155 - AlfaKitabı okudu
“Şöhret böyle bir şey miydi yani? İnsanların bir yandan size tapınıp bir yandan sürekli saldırdığı acı tatlı bir kokteyl miydi?”
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Ve gelen şöhret onu belki daha da yalnızlaştırdı. Çünkü sonuçta şöhret, yeni bir ismin etrafında toplanan bütün yanlış anlamaların sembolüdür sadece.
Sayfa 7
Özlemini duyduğu şöhret, ölümüyle zorla elde etmeye çalıştığı ölümsüzlük ismiyle birlikte yitip gitmişti: Önemsiz olayların toz ve molozu onun yazgısını gömdü. Zira dünya tarihinin zor kullanmaya yeltenen davetsiz misafirlere tahammülü yoktur...
Fudayl b.İyad
Eğer tanınmamak senin elindeyse bunu yap Çünkü tanınmamak aleyhinde bir şey değildir,aynı şekilde övülmemen de aleyhine bir durum değildir. insanın katında senin kötü olarak tanınman da senin aleyhinde bir gelişme değildir.Yeter ki sen ,Allah katında övülenlerden olasın.
Sayfa 26 - Çelik yayınevi
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.