Her insanın pişmanlığı veya pişmanlıkları vardır yüreğinin orta yerine oturmuş. Yapmam dediği ve yaptığı; yapacağım dediği ve yapmadığı. Ve Yaşar Kemal’in de pişmanlıkları vardır. Ama söylemeye ne gerek var. Pişmanlıklar söylenmez, söylenir de çok dillendirilmez.
Gördüm ki bu memlekette akıllılarla konuşmak için hiçbir şeye gerek yok, fakat aptallarla konuşmak için bazı şeylerinin olması lazım. Mesela paran olması lazım, diploman olması lazım. Yani buna benzer şeyler olması lazım.
İsmet Özel
Nâzım Hikmet bilim ve teknolojinin gidişatını da şiirlerine konu etmiştir. Bu gidişten rahatsız olduğunu belirtmiş ve bunun ileride sorunlara yol açacağına inanmıştır. Bilimin gelişimi ve özellikle II.Dünya Savaşı’na olan etkisi şairin endişesinin dayanaklarından biridir. Stronsium 90 şiiri, şairin bu endişelerinin yansıması olarak gösterilmektedir.
Acayipleşti havalar,
bir güneş, bir yağmur, bir kar.
Atom bombası denemelerinden diyorlar.
Stronsium 90 yağıyormuş
ota, süte, ete,
umuda, hürriyete,
kapısını çaldığımız büyük hasrete.
Gözlerini o kadar özledim ki
Gözlerin: gördüğüm son gün olur
Alnımdan başlayan bir uygarlık
Etrafa evlat saçıp ilerlemede
Gel gör ki at kuşanmış gizliği
Başa boya gelmeyen hiçliği
Darma duman gençliğim
Al kovalar da yüzmede.
Pamuk Prenses'in evi yakında mı uzakta mı bilmiyorum hala ama seninle kardan adamlar yaparken ne kadar mutlu olduğumu biliyorum.Ağaçların sonbaharda neden değiştiğini biliyorum artık,aynı senin her zaman yanında olacağını bildiğim gibi.Yaptığımız kumdan kaleler yıkıldı belki ama dostluğumuz hiç yıkılmadı. Rica etsem Sana çeyrek geçene kadar dostum olur musun?
;S