Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Rüyalar Sarmalı
Bir arkadaşımın hediyesi olarak aldığım ve okurken bana sıkıntı veren bir kitaptı. Yazardan okuduğum ikinci kitap olması biraz umutla başlamama sebep olmuştu ama daha ilk 20 sayfayla umudumu da bitirmiştim.
Bütün kitap boyunca karakterin ne zaman gerçekten uyanacağını bekledim. Ben mi aceleciyim bilmiyorum ama karakterin bu kadar uzun, salkım saçak bir rüya içerisinde olmaması ya da sadece uzun bir rüyadan ibaret bir kitap olmaması gerektiğini düşünüyorum. Karakterin her uyanışında yazarın daha ne kadar devam edebileceğini, kitabı ne kadar boğabileceğini görmek için devam ettim. İnsanı içten içe yoran bir sarmal içinde ne olur rüyası bitsinden başka bir düşünceye ya da konuya odaklanmamı imkansız hale getirdi.
İlk başta okunduğunda normal bir çocuk kitabına benzeyen ama gerçekte simgesel bir kitap olan sineklerin tanrısı her bir karakter birer simge...
İlk önce bir uçak kazası sonucu adaya düşer ve Ralph ile domuzcuk tanışır ver suyla oynarken çok güzel bir deniz kabuğu bulurlar ve Ralph üfler ve heryerden küçük çocuklar çıkmaya başlar. Kurallar ile şef seçilir Ralph ve Jack bundan rahatsızlık duyar içten içe onu kıskanır ve herşeyi avcılık ile yemek ile olacağına inanır en sonunda Ralph ateşin önemini sık sık dile getirdiği için ve Jack de kıskançlığından dolayı terkeder orayı kabile kurar ve vahsilesmeye başlar .
Jackin kötülüğü Ralph iyiliği Domuzcuk akılı Simon bilimi ve deniz kabuğu demokrasiyi temsil etmekte kitap.hem akıcı hemde arada acaba bu olsaydı ne olurdu diye sorgulatıyor
Benim sorguladığım yer acaba adada kızlar olsaydı nasıl olurdu. Demokrasiyi nasıl etkiler di yada bu çocukların bu kadar vahsilesmesi önlenebilinirmiydi.. Ralph neden Domuzcuk karakterinin ismini sormadı onu bu kadar severken ismini hiç mi merak etmedi. Bir çocuğun içindeki masum duygular sonradan vahsilesiyor mu ve birçok soru herkese uyan bir karakter var.. sadece iki puanı kız çocukları da kitapta görmek isterdim..
Kitabı okuduktan sonra Şahsiyet dizisinin farklı bir versiyonunu okumuş gibi hissettim. Birinde kapanmamış hesaplar; birinde ise daha fazlasını isteyen biri vardı.
49 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Bilimle manevi değerler arasındaki çatışma Jules Verne'in yazdığı bu öykünün ana temasını oluşturur. Saatçiliğin ilerleyen bilime ayak uydurmasıyla öykünün ana kahramanı Zacharius Usta'da " saat maşası" bu icat eder. Bu icadının ardından öyle bir kibirlenir ki, bu kibir Saat ustasının başını döndürür. Öyle ki Allah sonsuzluğu yarattıysa, kendisi de zamanı yarattı düşüncesine kapılır. Bu düşünce kibrini daha da körükler hâliyle. Ancak günün birinde imal edip sattığı bütün saatler ortada bir sebep yokken durur ve öfkeli müşteriler Zacharius Usta'nın kapısını aşındırır. Zacharius Usta ise gururu hasebiyle bu saatleri müşterilerden tekrar satın alır. Günlerce bu saatleri bozup tekrardan kurar ve bir sonuca varamaz Usta'nın tüm saatleri çalışamaz haldedir. kibrie yenilip ölümsüzlüğün peşine düşüp ruhunu kaybeden Zacharius Usta için çöküş elbette ki kaçınılmazdır
Yazik oldu
Aglama molalari vermekten bu haftayi gecik surede ancak bitirebildigim kitap… yani insan sadece yazik diyebiliyor. Butun hikayeyi dinlemesine sahit olmasina ragmen kalbinde zerre sefkat olmusmayan Walton’a bile ofkeliyim. Yani yaratiga omru boyunca bi isim bile konmadi, hilkat garibesi dediler durdular vicdaniz sizlayan alip sefkat ve sevgi vermek isteyen tek ben degilimdir sanirim ya.
Gercekten mahvolmus haldeyim suan. Frankenstein’in arkasindan bile yas tutmasi… YASADIKLARINA ve gordugu muameleye ragmen hem de!! Gercekten koskocaman bi haksizlik hikayesi.
Kendi rizasi olmadan dunyaya getirildi ve sadece var oldugu icin nefret edile edile bi canavara donusturuldu, sonra da bu yuzden nefret ettiler ondan kimse donup BIZ NAPIYORUZ BABA demedi yani yaziklar olsun!
Saçma plot hole
madem o aktör kadın o kadar ünlü nasıl oldu da tanıyamadı?? en uyduruk ayrıntıyı biliyor ama gazetelere çıkan haberdeki en önemli insanları mı tanıyamıyor?
Christy doğduğu ilk andan itibaren annesinin bir şeylerin yolunda gitmediği konusunda şüpheleri vardır ve şüphelerinde haklı olduğunu görür. Hiçbir uzvunu hareket ettirememesine sebep olan beyin felci vardır. Christy, annesinin tüm çabalarına rağmen hiçbir gelişim ve zeka ibaresi göstermez. Bir gün kendini zorlayıp sol ayak parmaklarını hareket ettirmeye çalışarak yerdeki tebeşiri alıp çizgi çekmeyi başarır ve zamanla yazmaya devam ederek hayata tutunur...
Okumanızı öneririm ◜‿◝
Romanın başkişisi olan çocuğun isminden bahsedilmiyor. Çocuk 15 yaşında ve 8 yaşından beri dizindeki hastalıktan rahatsız. İki defa ameliyat olan çocuk üçüncü ameliyata hazırlanmakta. Dış görünüşünün kötü durumunu içinin derinliğiyle kapatmaya çalışıyor. Romanda dikkat çeken bir başka durum da hasta çocuğun dış görünüşünün üzerinde pek durulmaması. Duygu ve düşünceleri ayrıntılı bir biçimde anlatılan çocuğun dış görünüşüyle ilgili tasvirlere pek yer verilmiyor. Onunla ilgili bildiğimiz tek şey dizindeki rahatsızlık. Bununla birlikte onun keder, ölüm, yalnızlık gibi konulardaki düşüncelerine ayrıntılı olarak yer veriliyor...
