Hayatımda okuma adına yaptığım en büyük hatalardan biri sanırım bu serinin önce dizisini izleyip sonra kitaplarına başlamamdır. Önce diziye başlamış oldum bir kere ve başlarken aslında bu kadar çok kapılacağımı düşünmemiştim.
Dizi bitti, üzerinden 4 sene geçti ve ben kitaplarına başlamak için olay akışını biraz unutmayı bekledim. İlk kitap bitti, ve şunu söyleyebilirim ki bütün replikleri hatırlıyorum. Ve bu serinin ilk kitabı dizi ile birebir paralel ilerliyor.
Yazarın dili çok sade ve akıcı olsa da bu birebirlik beni okurken biraz yordu. Sonraki kitaplarda bu durumun değişeceğini bilsem de seriye devam etmeden araya bir iki farklı kitap sıkıştırıp seriye olan ilgimin tekrar artmasını sağlamam gerek.
Okurken yordu evet, parça parça ve uzun sürede okumam gerekti ama oldukça da eğlendiğimi söyleyebilirim. Diziyi izlerken fark etmediğim (ya da gösterilmeyen) detayları görmek oldukça heyecan vericiydi.
Ne diyebilirim ki, kitleler tarafından okunan ve beğenilen, yaratılmış en iyi evrenlerden birine sahip bir tuğla bu. Okuyun, okutun.
Taht OyunlarıGeorge R. R. Martin · Epsilon Yayınları · 20138,9bin okunma
…zekanın keskin kalabilmesi için kitaplar gerekli. Tıpkı bir kılıcın keskin kalabilmesi için bileği taşına gerek olduğu gibi. İşte bu yüzden bu kadar çok okuyorum Snow.
Yılbaşı itibariyle Buz ve Ateşin Şarkısı serisini okumaya başladım. Okurken, önceden beri hep merak ettiğim, kitap - dizi farklarını da not alıyorum.
Genellikle farklar zaman farkları ve kitaptan yer alan birçok karakterin dizide yer almaması gibi detaylar. Bu karakterlerin bazıları dizide bir veya birkaç karakter ile birleştirilerek tek
Hem Game of Thrones dizisini tekrar tekrar izleyip hem de yüzlerce inceleme, detay videoları izleyip bunlarla beraber ayrıca teorilerini de takip etmeme rağmen HÂLÂ kitaplarını okumamış olmamın verdiği garip hislerle yeni yıl itibariyle Buz ve Ateşin Şarkısı serisine başladım.
Kitap akıcı bir dille yazılmış, okuması çok keyifli ve kolay. Ben
Ben bazı yorumların etkisinde kalarak bu kitaba çok önyargılı başlamıştım fakat söylendiği gibi serinin en kötü kitabı olmaktan uzak. Favori karakterler olmadan da yeterince akıcı ve şoke edici. Kral Topraklarındaki entrikaları dibine kadar hissettiriyor. Hak edenler hak ettiğini bulmuş ve eski kitaplarda gördüğümüz karakterlerin gelişimleri tamamlanmış (özellikle Jaime).
Her türlü teoriyi doğrulayabilecek şekilde bilgiler edinilebiliyor ama hiçbirinden emin olamıyorsunuz. Şu anlık Kılıçların Fırtınası’ndan sonraki en iyi kitap bence.
Yazar hiç acımadan karakter öldürüyor, daha önce bu kadar şaşırdığım az kitap olmuştu. Bu sadistliği için öncelikle Grrm'ye daha sonra muazzam bir şekilde çeviri yapan Sibel Alaş'a teşekkür ederim. (Her ne kadar bir sayfasında Şebboy'u Gilly diye çevirse de... Olsun, insanlık hali. Dizideki ismiymiş Gilly.) Önemli 6 karakteri
“Kuru ayaza rağmen gece yarısına kadar manzarayı seyretti. Kostantiniye, uyuyan bir devin gölgesi gibi mehtabın altına uzanmıştı. Şehrin uykuda olduğu o anda bile, düşlerin görülüp kabusların gerçekleştiği, şehzadelerin boğdurulup rüşvetlerin hesaplandığı, gizli ittifakların imzalanıp şerbetlere binbir çeşit zehirin katıldığı o anda bile, sarayda kutsal emanetlerin bulunduğu o odada yanık sesli bir hafız, kendisinden öncekilerin yüz altmış yıldır aralıksız kıraat ettiği Kuran'ı, vecd içinde gözlerini kapayarak kimbilir kaçıncı defa okuyordu.”