14. yüzyılın en büyük düşünürlerinden ve tarihçilerinden biri olan İbni Haldun, günümüze 7 ciltten oluşan El-İber (Mukaddime) eserini bırakmış bir İslam filozofudur. Çağının çok ötesinde değerlendirmelerini aktardığı eserinde, toplumların yaşadıkları coğrafyalar üzerinden tarihi ele almıştır. Tarihin bir hikaye ve rivayetten ibaret olmadığını savunarak tarih felsefesine sistematik bir bakış açısı sunmuştur. Devlet yöneticiliğine, adalete, sanata, eğitime, beslenmeye, coğrafik koşulların insanlar üzerindeki etkilerine varana kadar birçok sosyolojik unsuru ele alarak aktarmış bir düşünürdür.
İslamiyet'in duraklama ve gerileme döneminde doğup büyüyen düşünür, maalesef batılı medeniyetlerin bizden daha fazla sahip çıktığı bir ilim adamıdır. Bugün batılı okullarda okutulan birçok ilmin dayandığı yegane kaynak İslam alimlerinin ve düşünürlerinin eserleridir. Başta Karl Marx olmak üzere diğer batılı önde gelen isimlerin İbni Haldun'dan yararlandığını görmekteyiz. Şu halde bizler de tarihine sahip çıkan bireyler olma yolunda ilk adımı atmak için Mukaddime'yi inceleyebiliriz... Mukaddime gibi değerli bir eserle başlayıp İbni Haldun'u anlamaya ve tarih felsefesine dair tefekkür etmeye bir yerden başlamak boynumuzun borcudur.