Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Entelektüalizmin bu fena şekli, muhitle münevver arasında rabıtaların ne kadar gevşek olduğunu gösteriyor. Münevver meyustur. Realiteye nüfuz etmek değil, fakat realiteyi kendi zihnî kalıplarına uydurmak ister. Buna muvaffak olamayınca aklın medhiyesini yapmakla kendini teselli eder, hatta ve nihayet davasından vaz bile geçer ve yeise düşer.
Sayfa 58 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Her âkile bir derd bu âlemde mukarrer Rahat yaşamış var mı güruhu ukalâdan. Bir yerdeki yok nağmeni takdir edecek gûş Tazyi-i nefes eyleme tebdil-i makam et. Ziya Paşa
Sayfa 58 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
O gün, bugün bunların Millete hakareti kesilmedi...
Tanzimat mütefekkirinde anlaşılmamış olmanın bütün buhranı ve sukut-ı hayali görülüyor: “Biz memlekete yeni ve büyük fikirler getirdik. Fakat muhit onu anlayacak seviyede değildir. Akıl, halkın ve kitlenin elinde harap oluyor.”
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Garpçılar dünya içinde oynamış olduğumuz rolle, asıl kıymetimizle bizi anlayamıyordu. Çünkü Garp’tan gelen muhtevasız şekil ve çelimsiz fikir bize kendimizi bulmak için kâfi ışık veremiyordu. O zaman bir tenakuza düşüyorduk: bir taraftan boş kalıp halindeki çelimsiz fikirlerin kozmopolit havasıyla kendimizi inkâra kadar gidiyorduk. Öte taraftan hakiki manasıyla insanîye (humain) ulaşmayı tamamıyla meneden bir autiste (içe kapalı) görüşün içine kapanmış bulunuyorduk.
Sayfa 56 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
. Bu yüzden değil mi ki Ali Süavi’de Garpçılık, Türkçülük ve İslamcılık birbiriyle kaynaşamayan sathî fikirler halinde kaldı. .
Sayfa 56 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tanzimat mütefekkirinde tam bir düalizm hâkimdir. O, ya tamamıyla kendi muhitine kapılarını kapamış bir Garp hayranıdır ya da onun içinde iki şahsiyet yaşar: bir tarafında içine kapanmış ve şeklini kaybetmiş Şark, ötede muhtevasız ve realite ile bağsız Garp. Bu düalizm birbirinden habersiz iki insan gibidir. Aralarındaki derin uçurumu fark etmeksizin yan yana yaşar dururlar.
Sayfa 53 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
. Eski Osmanlı nizamında karşılığı saray, tekke ve halk olan edebiyat ve fikir seviyeleri vardı. Yeni cemiyette bunlar kayboldu. .
Sayfa 52 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir içtimaî nizam yıkılmış, yerine bir yenisi konulmamıştı. Memleket –Ziya Gökalp’ın da gösterdiği gibii – rençber ve memurdan ibaretti. İstihsali idare eden iktisadî sınıf meydana çıkamamıştı. Bu yüzden Garp’tan gelen her şey boşlukta kaldı: Formalizm, nominalizm, muhtevasız şekil, Türk münevverinin içinde bulunduğu buhranı doğurdu.
Sayfa 52 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Türk mütefekkiri Bu yeni dünya zaviyesiyle kendini ne kadar tanıdı? Halka ne kadar nüfuz etti? Tanzimat’ın ana fikri olan “müsavat” prensibine Türk sanatkârı ve mütefekkiri ne derecede sadık kaldı? Tanzimat’ı tenkit eden fikir tarihimiz gösteriyor ki buna verilecek cevap pek hoş değildir. .
Sayfa 52 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gerçekten, Türk münevverine düşen vazifeler arasında kendi kendini tenkit en mühimlerinden biridir. Garp karşısında bu davanın üzerinde fazla durmaya başlanması gösteriyor ki, onu aşmak ihtiyaçları artık doğmuştur. Kendimizi bulmak, kendimize dönmek bugünün en esaslı meselesi olmuştur: Düne kadar çok alışkın olduğumuz iki tip, Garp hayranı kozmopolit insan, içine kapanmış ve egosantrik adam, bize şimdi çok yabancı geliyor. Onları yadırgıyoruz. Bütün derdin bu tiplerden geldiğini, onları aşmak ve müşahhas realiteye dokunmak gerektiğini duyuyoruz. Fakat nasıl?
Sayfa 50 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
658 öğeden 431 ile 440 arasındakiler gösteriliyor.