Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Sabiha Sultan Faruk Efendi’yle evlendiği sırada Mustafa Kemal Paşa Sivas’taydı. Haberi işittiğinde neler hissettiğini kimselere anlatmadı...
Taliplerin ardarda geldiği o günlerde bir başka talip daha çıktı Sabiha Sultan’a: Daha 40’ına basmamış meşhur bir asker, Mustafa Kemal Paşa... Paşa belki ezelî rakibi Enver’in seneler önce yaptığını yapmak, saraya damat olmak istemişti; belki Sabiha Sultan’a hakikaten tutulmuştu ve belki de bir başka fikir vardı kafasında... Bunu bilmiyoruz.
Reklam
Çok acı ama gerçek!
Geçici bir devlet, yalnızca geçinemeyecek kadar açgözlü komşuların hoşgörüsüyle yaşıyordu.
Türklerin enerjisi, başarısı ve şaşırtıcı bir şansı vardı.
Osman'ın torununun kral olacağından, Doğu'nun imparatoru olacağından kimse şüphelenemezdi. Bu baş döndürücü başarıyı tam olarak önemsizliğine borçludur.
Ayıplanan, hücuma uğrayan, tenkid edilen, kendisini koruyacak gazetesi olmayan Türk! Hakarete uğradığı zaman cevap vermeyen Türk!.. O Türk, namusludur, vefakârdır, dürüsttür; katı bir görünüşü vardır belki. Ama zayıflara ve iyilere karşı inanılmayacak kadar yumuşaktır.
Sayfa 22
Reklam
17. yüzyılın Türk imajı öyle bizim bazılarımızın tekrarladığı gibi at üstünde kılıç kalkan sallayan bir asker değildir. Türk imajı düzenli top ve ateşli silahlarla yürüyen yeniçeriler ve sipahilerden oluşan, konvansiyonel silahla donanmış ve iyi kullanan bir ordudur.
Sayfa 136Kitabı okudu
Cevdet Paşa medresenin son güneşidie. Talihsizliği odur ki kendisini anlayan bir çevrenin adamı değildi.
Sayfa 133Kitabı okudu
Cihanın bu karmakarışık günlerinde, imkânsızlıkların çoğaldığı bir sırada ben, ebedî Türk ırkının fânî bir oğlu, ancak bu kadar yapabildim.
Türkiye’nin 900'üncü Yıl Dönümünü (1040‐1940) ne Üniversite, ne Tarih Kurumu, ne de hiçbir teşekkül kutlulamadı. Şehnamede baştanbaşa Türk düşmanlığı yapmış olan Firdevsî'nin 1000inci yılını kutlulamak için heyet gönderecek kadar duygulu davrandıktan sonra kendi devletimizin 900üncü yılına karşı bu kadar kayıtsız kalmamız ne acıklıdır.
Reklam
Fakat bütün bunlara rağmen bu dokuz asırlık tarih, her şeyden önce, bir kavgalar tarihinin destanıdır.
İşte Çağrı Beğle, Tuğrul Beğin kurduğu devletin, bugün 900 yaşını dolduran devletin kısaca hikâyesi budur.
1911’de başlayan İtalyan savaşından beri, 1923 yılına kadar Türkler 12 yıl durmadan çarpışmışlar ve pek yorulmuşlardı. Balkan savaşında Arnavutlar, cihan savaşında Araplar, Kurtuluş savaşında Çerkes‐Abazalar topyekûn Türklüğe ihanet etmişlerdi. Cumhuriyetin ilânından sonra da Kürtler ve Zazalar yine topyekûn Türklüğe ihanet ettiler. Fakat İmparatorluğumuzu kaybettikten sonra biz millî bir devlet olarak sapasağlam kaldık.
Bu savaşta Bulgarlar nasıl bir ırz düşmanı ve dünyanın en alçak milleti olduklarını isbat ettiler.
Sayfa 15 - 1912–1913Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.