Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
t
Tıp
2 üye · 49 yeni gönderi536 syf.
9/10 puan verdi
Yenidoğan Yoğun Bakım Hemşireliği
Aramızda Neonatoloji alanında çalışan hemşire arkadaşlar varsa, bu gerçekten çalışma alanınızı daha iyi anlamanıza yardımcı olacak bir kaynak. NICU'da hemşirelik yaptığım dönemde hekimimiz tarafından tavsiye edilmişti. Özellikle prematüre tedavisi ve bakım konusunda yaklaşımı, kan gazı, hemogram - biyokimyasal değerlerin yenidoğandaki farklılıklarını anlamanıza yardımcı oluyor ve farmakolojik anlamda da gelişme kaydetmenizi sağlıyor, çünkü yenidoğan yoğun bakımda ilaç dozu ve hesaplaması gerçekten kritik öneme sahip.
Yenidoğan Yoğun Bakımda çalışan hemşirenin klinik donanımı çok önemli, bu alan düşünülerek böyle bir kaynağın çıkartılması çok verimli olmuş, yazarlara teşekkürler..
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Tıp tarihi ve etik hocasının tavsiye ettiğini görünce almıştım bu kitabı. İyi ki de almışım. Yazar 28 farklı ameliyat öyküsüyle cerrahinin günümüze kadar nasıl geliştiğini anlatmış.
Bu gerçek hikayelerde de Einstein, Papa John Paul, Kraliçe Victoria, J.F. Kennedy, Lenin, Bob Marley, Rıza Pehlevi, Alan Shepard gibi tarihteki ünlü isimleri kullanması kitabı çok daha ilgi çekici hale getirmiş. Öyle ki bunları hastalıkların fizyopatolojisiyle beraber yapılan cerrahi müdahaleleri anlatması sanki bir vaka çalışması yapıyormuş gibi hissettirdi. Ben okurken çok keyif aldım.
Tabi yazar Hollandalı olunca cerrahi tarihinde bize ait çok da bir şey yer almıyor.
Yine de tıp öğrencilerine kesinlikle tavsiye edilir.
Haliyle de kitapta tıbbi terminoloji yoğun sayılır ama yazar vakaları anlatırken genellike tıbbi kelimeleri de açıklamış. Ayrıca kitabın sonunda da mini bir tıp sözlüğü de var. Bu yüzden tıp harici branştan okuyanlar da çok zorlanmayacaktır diye düşünüyorum. :)
İyi okumalar..
Kitap hipokrat'ın yeminiyle başlıyor ardından 7 bölümde hastalıkları, belirtileri ve sonuçlarına dair notlarını okuyoruz. Çoğu notu bu dönemde kabul edilmiyor bazıları sadece kendisinin çok kısıtlı gözlemleri sonucunda kaleme alınmış çok kısıtlı diyorum epidemiyoloji gibi dersleri alanlar bilir gruplar oldukça fazladır hem grup sayısı olarak hem de gruplardaki deneklerin sayısı olarak, doğruluk açısından geniş kitlelerdeki analizler sonucu yorumlamalar yapılır. Yine de ben mezun olalı iki yıl oldu çok da sevmedigim için yanlış yorumlar da yapabilirim. Kısıtlı gözlem dememin sebebi hepimizin şu anki modern tıp dünyasında bildiklerimiz doğrultusunda mesela kız bebeğe hamile olan kadınların tenlerinin çirkin olmadığı, ya da regl kanamasından sonra burun kanamasının iyiye işaret olmadığını tabii bunları bir iki gözlem sonrası unutmamak amaclı kaleme aldığını düşünüyorum onun dışında tabi ki benim yorumlayamayacağım menenjit, dizanteri, hummalar, krizler, veremle ilgili bir sürü not mevcut MÖ 400lü yıllarda kaleme alınmış bu kitap ve çalışmaları bu yüzyılda çok geride olsa da Hipokrat'ın Tıbbın babasını unvanını almasını sağlıyor.
Kitap ın yazarını daha yeni okudum ama galiba artık bir fan ı var.
Kitap tamamen tıp üzerinde ama bu sizi korkutmasın tıp ı yazar o kadar akıcı ve anlaşılır bir dille anlatmışki sayfaları nasıl çevirdiğinizi anlamıycaksınız.
Kitapta baş ağrısı nasıl olur, kırık ve çıkıklar nasıl iyileşir herşey var.
Zaten kitapta her bölümü bitirdiğinizde 1-2 tane deney çıkıyor.Ben deneylerin çoğunu yapmaya çalışcam.Önerirmiyim kesinlikle 🖒
168 syf.
8/10 puan verdi
Mezun olup ilk görev yeri olarak kırsala atanan bir doktorun anılarından oluşuyor. Yazar Bulgakov; dönemin siyasi, ekonomik durumu ve kırsal toplumun sosyolojisiyle ilgili birçok done veriyor. Ayrıca kendisi de bir doktor olduğu için, kitabın otobiyografik izler taşıması da kuvvetle muhtemel. (örneğin Bulgakov 1916 yılında mezun olmuş, kitabın anlatıcısı Dr. Bomgard da)
Edebi olarak hafif, yalın, duru ve kurgusu iyi. Yazarın anlatım tarzı, okuyucuyu olayların içine çekiyor. (bu kısımda çevirmen başarısı da çok etkili)
Teorik eğitimden uygulama aşamasına geçişin sancıları, insan hayatıyla ilgili sorumlulukların verdiği yoğun endişe belirgin olarak görülüyor. Bunlara rağmen genç doktorun, sağduyusuna güvenip cesur davranarak başarılı oluşuna şahit oluyoruz.
Kitabın en etkileyici kısmı morfin hikayesiydi. Bu bölümde duygular okuyucuya çok iyi geçirilmiş. Dikkatimi çeken bir nokta da tıp kitaplarının genelde Almanca olmasıydı. Almanların o dönemde tıp alanında ilerlemiş olduğuna dair bir ipucu.
Son olarak kitapta, dikkatli okuyucuların fark ettiğini düşündüğüm ufak bir hata var. Kitabın başında Dr. Bomgard'ın ilk görev yeri olan Muryevo Hastanesi'ne gelişi anlatılırken tarih 17 Eylül 1917 olarak veriliyor. Fakat morfin hikayesinden Dr. Bomgard'ın 1916 yılında mezun olduğunu ve ilk görev yerine 1916 yılında atandığını anlıyoruz. (19.basımını okudum)
