Kübra Çakır

Kübra Çakır
@kubracakiir
"annelerinin umurunda olur. karılarının, kızlarının. silahlar sustuktan sonra savaş meydanlarını kim temizler sanıyorsunuz?"
Reklam
"dünyada bu kadar çok boş yer olduğu halde, var olabileceğin, sana fazlasıyla yetecek ufacık bir yer bile bulamazsın. sesleri aradığında, karşına çıkan sessizlik olur. sessizliği arzuladığındaysa durmak bilmeyen kehanet başlar. o ses, zamanı geldikçe, senin kafanın içindeki gizli düğmesine basar. "
"milyonlarca yıldızın bakışları altında yaşadığım halde, o ana kadar varlıklarının farkına varmamıştım. yıldızlar hakkında doğru dürüst bir kez bile düşündüğüm olmamıştı. hayır, yalnızca yıldızlar değil. onların dışında, bu dünyada benim henüz farkında bile olmadığım ya da bilmediğim ne kadar çok şey var acaba? böyle düşününce, kendimi çaresiz hissediyor, ümitsizliğe kapılıyordum. nereye kaçarsam kaçayım bu çaresizliğimden kurtulamıyordum. "

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"başına buyruk tezler, içi boş laflar, dağınık ideolojiler, kalıplaşmış sistemler. beni gerçekten korkutan böyle şeyler işte. hatta ödüm patlıyor. doğru olan ne, yanlış olan ne? elbette, bu da önemli bir nokta, ama öylesine fevri kararların yol açacağı hatalar, çoğu durumda, bir daha asla düzeltilemezler. yanlışı kendiliğinden kabul edebilme cesaretin varsa, geri dönebilirsin. fakat hayal gücünden yoksun, sığ ve hoşgörüsüz bir yaşam parazitlerinkinden farksızdır. ev sahibini değiştire değiştire, kendileri de şekil değiştirir. bunun kurtuluşu yoktur. "
"mutluluğun tek bir türü vardır, ama mutsuzluk bin bir şekil ve büyüklükte gelebilir. tolstoy'un dediği gibi:" mutluluk masal, mutsuzluk ise öyküdür. "
Reklam
"... insan eksiklikleriyle değil güzellikleriyle daha büyük trajedilere sürüklenir. sophokles'in oidipius'u en çarpıcı örnektir. kral oidipius, tembelliği ve aptallığı değil cesareti ve dürüstlüğüyle kendi oyununun kahramanı olur. orada da kaçınılmaz bir ironi çıkar ortaya. "
"oysa ne güçlüydüm ne de bağımsız kalma isteğim sağlamdı. sadece istesem de istemesem de gerçekler tarafından ileriye doğru itiliyordum. "
"bir anlamda, evet. yalnızdım. tek başına değildim, ama müthiş yalnızdım. neden dersen, o an olduğumdan daha mutlu olabilmemin mümkün olmadığını anladığım için. bunu çok açık olarak biliyordum. o yüzden, o andaki halimle zamanın akışının olmadığı bir yere gitmek isterdim. "
"gerçek şimdiki an, geleceği yiyip bitiren geçmişin ele avuca sığmaz ilerleyişidir. işin gerçeği, her türlü duyu, belleğin parçalarından başka bir şey değildir."
"insan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla aşık olur. "
Reklam
"analar yavrularını yaşamaları için doğurur."
"söz sıcak demir gibidir. zamanında söyleyemedin mi soğur taş gibi olur."
"bu sükut ve bu mesafe, artık onlara birbirlerini yalnızlıktan kurtaramadıklarını hissettirmekten başka hiçbir şeye yaramıyordu."
"Hiçbir şey, amacı olan bir dehadan daha yaratıcı... daha yıkıcı değildir."
Sayfa 234Kitabı okudu
"... Gevezelik etmeyen, yaramazlık yapmayan çocuklar. Mağdur olduklarını anlamayan çocuklar. Yetişkinlerin onlara yaptıkları şeyler için kendilerini suçlayan çocuklar."
Reklam
"Karanlığın en yoğun olduğu an, daima şafaktan hemenn öncesidir."
Sayfa 347Kitabı okudu
"Bilgi bir araçtır ve tüm araçlar gibi, etkisi onu kullanan kişinin elindedir."
"Müdürün kravatın ses tellerini ısıtmak için Romalı hatiplerin bağladığı fascalia'dan geldiğine dair romantik iddialarına rağmen Langdon, kravat kelimesinin etimolojik olarak paralı Hırvat askerlerinin savaşa çıkmadan önce bağladığı puantiyeli boyun bağlarından geldiğini biliyordu. Bugün hâlâ bu eski savaş kıyafeti, toplantı salonu savaşlarında düşmanlarına gözdağı vermek isteyen modern ofis savaşçıları tarafından takılıyordu. "
"Bizim için, insan olmak, etiyle kanıyla, kemiğiyle insan olmak bile zor. Bundan utanıyoruz, bunu ayıp sayıyoruz. "Genel bir insan" denilebilecek, nasıl olduğu belirsiz bir şey olmaya çalışıyoruz. Aslında biz ölü doğmuş kişileriz. Aslında çoktandır canlı olmayan babalardan çoğalıyoruz ve bu durum giderek hoşumuza da gidiyor. Bir kolayını buluversek, nerdeyse doğrudan doğruya düşüncelerden doğmayı sağlayacağız. "
Sayfa 157Kitabı okudu
"İnsanın, belki de uygarlığa bulaştıkça eskisinden daha iğrenç, daha kan dökücü olmadıysa bile daha kötü cana kıyıcı olduğu bir gerçektir. Eskiden insanlar hak için kan dökerler, bu yüzden rahatça birbirlerini öldürürlerdi. Çağımızda ise insan öldürmek suç sayıldığı halde yine de cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor hatta iş eskisinden de beter oldu. Bu iki biçimden hangisinin daha kötü olduğuna siz karar verin."