Adinaton

Bir karar verilmesi için yalnızca mantıksal öğeleri ve kar-şılaştırmaları sunduğumuzda, yaratacağımız en büyük güven: "Sanırım doğru karar bu" aşamasında kalacaktır. Biyolojik olarak baktığımızda, böyle düşünmek mantıklı. Çünkü beynin düşünen bölgesi olan neokorteks ile iletişim kurmuş oluyoruz. Neokorteks bölgesi, düşüncelerimizi kelimelere dökebildi-ğimiz bölümdür.
Sayfa 117
Reklam
"Neden hayatımı seviyorum biliyor musun?" sorusunu soralım. "Her gün, sevdiğim bir işi yapmak için yataktan kalkıyorum. Bana ilham veren şeyleri yapmaları için insanlara ilham veriyorum. Bu, dünyadaki en mükemmel şey. Bunu yapabilmek için farklı yolları bulmaya çalışmak beni çok mutlu ediyor. İşimden çok iyi para kazanıyorum. Büyük bir ev ve güzel bir araba satın aldım. Bir çok ünlü ismi tanıyorum ve oldukça yakışıklı olduğumdan, sürekli televizyon ekranla-rındayım. Sevdiğim bir işi yaptığım için çok şanslıyım ve işimi sevdiğimden onu gayet iyi yapıyorum."
Sayfa 115
Değerlerin ya da size rehber olacak kuralların ve prensip-lerin etkili olmalarını istiyorsanız, isim yerine fiil kullanmayı tercih edin. Örneğin "uyumluluk" yerine: "Her zaman doğru şeyi yapın"ı kullanın. "Yenilik" yerine ise: "Probleme başka bir açıdan bakmak" deyin.
Sayfa 101

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Limbik beynin gücü insanı hayrete düşürüyor. Limbik beyin, sadece içgüdülerimizle aldığımız kararları kontrol etmez; aynı zamanda mantıksız ve saçma gibi görünen kararlar vermemize de sebep olur. Örneğin başka yerleri keşfetmek duygusuyla içinde güvende olduğumuz evimizi bırakıp, seya-hatlere çıkarız. Okyanusun diğer tarafında ne olduğunu merak ettiğimizden, tüm okyanusu geçeriz. Bankada beş kuruşumuz olmamasına rağmen, sabit işimizi bırakıp kendi işimizi kura-rız. Birçoğumuz bu kararlara bakıp: "Çok aptalca ve delice. Her şeyini kaybedebilirsin. Ölebilirsin. Aklından ne geçiyor?" diyenlere de aldırmayız. Bizi bunlara yapmaya iten, aklımız ya da mantığımız değildir; hayallerimiz ve ümitlerimizdir. Onlar sayesinde yeni şeyleri denemeye çalışırız. Eğer sadece mantığımızla hareket ediyor olsaydık, ne küçük işletmeler ve ne de yeni keşifler olurdu. Çok az yeni icatla karşılaşırdık ve bizlere ilham veren büyük liderler olmazdı. Daha iyisinin ve büyüğünün olabileceğine dair inancımız bizi yeni icatlar yapmaya iten şeydir. Ancak bu, aynı zamanda nefret ya da korku gibi duygularımızı da kontrol eden yanımızın bir ürünüdür.
Sayfa 92
Limbik beynimiz güçlü. O kadar ki, bazen akılcı ve analitik olarak baktığımızda yapamayacağımız şeyleri yapmamıza sebep oluyor. Bazen, ortada duran bazı gerçekler olsa da, bu gerçeklerin tersini söyleyen içgüdülerimizi dinleriz. Sinir sistemini inceleyen ünlü bir bilim insanı olan Richard Restak, "The Naked Brain (Çıplak Beyin)" adlı kitabında bundan bah-sediyor. İnsanları yalnızca beynin rasyonel bölümüyle karar vermeye zorladığınızda, bir karar alırken "gereğinden fazla düşünmeye" başlıyorlar. Böyle bir durumda, karar vermek çok zaman alıyor ve sonuçlar da yanlış oluyorlar. Limbik beyinle verilmiş kararlar ise, daha hızlı ve daha doğru olabiliyorlar. Bu yüzden öğretmenler, çoktan seçmeli sorularda öğrencile-rine akıllanna gelen ilk cevabı işaretlemelerini söylüyorlar. Çünkü cevabı bulmak için ne kadar çok zaman harcanırsa, yanlış cevaplama olasılığı da o kadar artıyor. Limbik beynimiz çoğunlukla yapılması gerekenleri bilir. Bazı kanıtların ya da deneysel verilerin yanlış olduğunu "hisseder", ama bunları kelimelere dökememesinin sebebi, biyolojik yapımızın yeter-sizliğinden kaynaklanır
Sayfa 85
Reklam
402 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.