Queen

Queen
@lisanslimanyak
Uzay mühendisi olmak..
Sivas
9 Eylül 2009
40 okur puanı
Haziran 2022 tarihinde katıldı
"Ruhu çok ağrıyordu, her zaman gülmüş olsa bile..!"
Reklam
Öğrenmesi gerek, biliyorum; bütün insanların dürüst ve adil olmadığını... Fakat şunu da öğret ona; Her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık kendini milletine adamış bir lider vardır... Her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona. Zaman alacak biliyorum; fakat eğer öğretebilirsen ona; Kazanılan bir liranın, bulunan
Deniz kenarında ıssız bir gece denizi, Bir genç adam duruyor, Bağrında üzüntüler, başında şüphe, Gamlı dudaklarla dalgalara soruyor, Çözün bana ne olur hayat sırrını! Azap veren bu çok eski sırrı. Söyleyin nedir insan? Nereden geldi? Gittiği yer neresi? Kim yaşar yukarıda, altın yıldızlarda, Dalgalar edebî mırıltılarında, Rüzgar esiyor, bulutlar geçiyor, Kırpışan yıldızlar kayıtsız, soğuk, Ve bir genç durmuş cevap bekliyor...
Sayfa 53

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
......... Yarışır gibi çalıştık. Hep yetişecek bir şey vardı, Aranacak adamlar, yapılacak işler, Bir sonraki günün telaşı bir öncekinin terine bulaştı, Başkalarının hayatı bizimkini aştı, Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine, Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu, Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini, Hababam erteledik. 20'li yaşlardayken 30'lara kurduk saatin alarmını, 30'larımızda 40'lara belki sonra 50'lere, Lakin öyle karmaşık kurgulanmış ki hayat, Kuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size, Artık uyku girmez oluyor gözlerinize. ......... .........
Sayfa 22
Doğum ölümle başlar; son günümüz ilkinin sonuncusudur..
Sayfa 110
Reklam
Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa ölümümüzde her şeyin ölümü olacak. Öyle ise yüz sene daha yaşayamayacağımız diye ağlamak, yüz sene önce yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir.
Sayfa 109
Şu koca çölde bir meltem eser diye bekliyorum eser de Leyla bana bir kez olsun dokunur diye bekliyorum.
Sayfa 270Kitabı okudu
Zaman, yaşamın kendisidir, Ve yaşamın yeri yürektir.
Daha önce görmüştüm buna benzer bir şeyi, cildi parlak kağıt kaplı pahalı bir kitaptı.
"Ah benim şu bitmek bilmez sakarlığım. Yine, yırtık cebime koymuşum umudu"
Reklam
Herkesin bir yarası vardı ve her biri ayrı yerden kanamıştı. Kimi gözünün önünde çocuğunun ipe çekildiğini görmüştü; kimi karısının, kız kardeşinin, kızının başına gelen daha fazlası; kimi anasının diz çöktürülüp yalvartıldığını. Görmekti hepsinin ortak anısı ve kan hepsine o ortak acısından pompalanıyordu. Katlanılmaz acıları vardı bir, bir de kendileri. Böyle bir acıyı ancak daha güçlü bir acı susturabilirdi, onun da yolu ancak dağlardan geçerdi. Soğuk da, açlık da yorgunlukla kurşun gibi onlara işlemez değildi ama şu yürek ve şu gördükleri, şu kulakların işittikleri var ya, bir parça unutmak uğruna daha fazla acıtacak her belaya dünden hazırlardı. Ancak kan temizlerdi böylesi hatıraları, bu ateş ancak yaktığı yerden söndürülebilirdi. Kanın ancak kanla yıkandığı bir dünyanın nizamında, gözünün önünde ciğerinin parçası doğrananlar için önce kim başlattı anlamı kalmayan bir soruydu artık. Ateşin düştüğü yeri yaktığı malum mesel olduğundan, hiç birinin olayların evveline sonrasını, sebebini, sonucunu düşünecek hali yoktu; hiç kimse kendisini başkasının yerine koymuyordu bu yüzden ve hiç biri kendilerini bu dağa çıkaranlarla aynı dağda durduklarını fark etmiyordu. Bunlar, tartısı dünya terazisine sığmaz yaralar, halli mahşer gününe kalmış hesaplardı.
Sayfa 376Kitabı okudu
Niçin başka güneş başka toprak ararsın? Yurdundan kaçmakla kendinden kaçar mısın?
Başarısızlıktan zarar görmeyen bir değer, hiçbir şeyin lekeleyemediği bir şerefle parlar; böyle bir değer halkın keyfiyle ne yükselir ne de alçalır.
Sayfa 46
Dertlerimizi avutan akıl ve hikmettir, O engin denizlerin ötesindeki yerler değil.
Madem ki vakitsiz bir ölüm seni, ruhumun yarısı olan seni alıp götürdü, yeryüzünde varlığımın yarısından, en aziz parçasından yoksun yaşamakta ne anlam var? O gün ikimizde birden öldük
Reklam
Bunca yolu yürürken yaşımın üstünde büyüdüm ben. Mahşerlerin içinden geçtim. Sandım ki öldüm de cehennemdeyim ama ne zaman öldüğümü bilemedim
Sayfa 508Kitabı okudu
Oysa olmuş bitmiş, devrini ve hükmünü kaybetmiş olaylar için de ağlanabilineceğini anladım. Çünkü hiç bir şey olup bitmiyordu ve demek her şey bitmeyen bir zamanda daha doğrusu zamansızlıkta biteviye yaşanıp duruyordu. Yaşanıp durmasaydı, şu an üzerinde sınav kağıtları bekleyen bir masanın başında bir fotoğrafa baktığını, buraya zaman aşırı geldiğimi bile bile böyle acı çeker miydim hiç?
Bazıları bir şeyden korkup kaçar Bazıları onların korktuklarını arzular Ve diğerleri kasvet içinde kederle Yürürler adına ölüm denen, kendi gölgeleriyle...
VALÉRE Ne oluyor sevgili Élise! Bana böyle nazikçe umut verme iyiliğini gösterdikten sonra hüzünlü görünüyorsun, neden? Bu kadar sevinçli olduğunu bir anda ne yazık ki iç çekerken görüyorum! Söyle bana beni mutlu etmekten pişman mısın? Aramızdaki anlaşma kararını, aşkımla seni zorladığım için vermiş olabilir misin? ÉLİSE Hayır, Valére senin için yaptığım hiç bir şeyden pişman olamam çok tatlı bir zorlama ile bu yola girdiğimi biliyorum; olanlardan vazgeçmeyi dilemek için en ufak bir isteğim bile yok ama doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar mutluluk beni endişelendiriyor, seni gereğinden biraz daha fazla seviyor olmam korkutuyor beni
Cinayetin belirli bir zamanı yoktur nefes alıyorsanız sizde bir kurban adayısınız
Asıl körlük umudun tükendiği bu dünyada yaşamaktır.
Reklam
Siz devlet misiniz? Yoksa devletin aklı mısınız? Biz devletin aklına bile akıl veren bir teşkilatız...