Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Onun yüzü, gülümsemesi, duruşu diğerlerinden daha hoş olduğu için sevmiyordu onu, tam da onu sevdiği için hiçbir yüzü, hiçbir gülümsemeyi, hiçbir duruşu onunki kadar hoş bulmadığı için seviyordu.
“İnsan asla yalnız kalmamalı, yalnızlık hüzün üretir...
Sayfa 216 - Marcel ProustKitabı okudu
Reklam
Acı çekerken teselli bulmak için sık sık gözlerimi kapıyor, beni selamlayan o küçük elleri, en başta hissettiğim gibi ona ait olduğuna inanmaya kendimi zorladığım, gözyaşlarımı silebilecek, alnımı serinletebilecek küçük elleri, göl kenarında hüzünlü ve sorgulayan bakışlarıyla onu yanıma almam için yakarırken narin birer barış, aşk ve barışma simgesi misali usulca uzattığı eldivenli küçük elleri zihnimde canlandırıyordum...
Sayfa 212 - Marcel ProustKitabı okudu
O kadar mutluydum ki, herkesin kusurlarını, çirkinliklerini affetmeye hazırdım...
Sayfa 211 - Marcel ProustKitabı okudu
Zaten derinlemesine düşünmediğimiz, taklit yoluyla, çevremizdekilerin coşkusundan etkilenerek benimsediğimiz şeyleri çabuk unuturuz. Çevremizdeki coşkular değiştikçe, hatıralarımız da değişir. Siyasetçiler, belirli bir zamanda benimsedikleri bakış açısını diplomatlardan da çok unuturlar ve görüşlerindeki yüz seksen derecelik dönüşlerin bazıları, aşırı hırstan çok hafıza yoksunluğundan kaynaklanır.
Bir kadının ihanetini, bir dostun ölümünü belki bir yıl içinde atlatırız. Rüzgâr bu düşler enkazının, solup gitmiş mutluluk talaşlarının ortasında iyi tohumu gözyaşı selinin altına ekmiştir, ama gözyaşları o kadar çabuk kurur ki tohum yeşermeye fırsat bulamaz...
Sayfa 206 - Marcel ProustKitabı okudu
Reklam
Bizi mutlu eden insanlara minnet duyalım; onlar ruhumuza çiçek açtıran sevimli bahçıvanlardır. Ama fesat ya da sadece kayıtsız kadınlara, bizi üzen zalim dostlara daha da çok minnet duyalım. Onlar şimdi tanınmaz enkazlarla kaplı kalbimizi kasıp kavurmuş, ağaçların gövdelerini kökleyip narin dallarını parçalamış, ama tahripkâr bir rüzgâr misali, aynı zamanda hasadı belirsiz iyi tohumlar da ekmişlerdir...
Sayfa 205 - Marcel ProustKitabı okudu
Alay edenin, alay ettiği kişiye kıyasla çok daha sınırlı bir zekâya, ama aynı zamanda daha katışıksız bir kelime dağarcığına sahip olduğunu gayet iyi biliyordum.
Zaten hayatta birçok kez birini sevmeye başladığımızda, o sırada onun haricindeki bütün kadınlara karşı ne kadar kayıtsızsak, zamanı geldiğinde düşüncesi bize hayat veren kadına da o kadar kayıtsız kalacağımızı tecrübemiz ve sağgörümüz sayesinde –aşkının ebedi olduğu duygusuyla, daha doğrusu yanılgısıyla dolu olan kalbimizin itirazlarına rağmen– biliriz...
Sayfa 204 - Marcel ProustKitabı okudu
Belki en gerçek güzelliği benim arzumda saklıydı. O hayatını yaşadı ama belki bir tek ben onun hayatını düşledim...
Sayfa 197 - Marcel ProustKitabı okudu
Reklam
Keyfine ya da yorgunluğuna bağlı olarak yatağında açıp kapadığı, o anki hevesine ya da hülyalarına göre seçtiği, hayallerini paylaştığı, içinizde yazılı hayalleri onunkilere katan, kendi hayallerini kurmasına yardımcı olan romanlar, ondan hiçbir şey kalmadı mı sizde, bana bir şey söylemeyecek misiniz?...
Sayfa 197 - Marcel ProustKitabı okudu
Hayat sevgili gibidir. Onu düşler, düşledikçe severiz. Yaşamaya kalkışmamak gerekir; tıpkı o oğlan çocuğu gibi aptallığa atarız kendimizi; bir anda değil ama, çünkü hayatta her şey fark edilmeyen nüanslarla ilerler. On yılın sonunda artık düşlerimizi tanıyamaz, onları inkâr eder, sığırlar gibi, o an çiğnenecek ot uğruna yaşarız. Ölümle evliliğimizden bilinçli ölümsüzlüğümüzün doğup doğmayacağını ise kim bilebilir?...
Sayfa 191 - Marcel ProustKitabı okudu
Hayatı yaşamaktansa düşlemek yeğdir; kaldı ki yaşamak da bir bakıma hayatı düşlemektir...
Sayfa 190 - Marcel ProustKitabı okudu
Arzu her şeyi yeşertirken, sahip oluş soldurur...
Sayfa 190 - Marcel ProustKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.