Efendi duymaz, efendi sağırdır, her taraftaki insanlar ona yakarıyorlar, yoksul, bahtsız, talihsiz, hepsi dünyanın onlardan esirgediği çareler için yalvarıyor ve efendi onlara sırt çeviriyor.
Lut'un karısına gelince, verilen emre uymayarak dönüp arkasına baktı ve tuzdan bir heykele dönüştü. Onun neden bu şekilde cezalandırıldığını bugüne kadar kimse anlayabilmiş değil, oysa arkamızda neler olup bittiğini bilmek istememiz kadar doğal bir şey olamaz. Efendi'nin insanın merakını sanki ölümcül bir günahmış gibi cezalandırmak istemiş olması mümkündür, lakin bu da onun zekasının pek de lehinde olan bir şey değildir, iyilik ve kötülük ağacıyla neler olduğuna baksanıza, şayet Havva o meyveyi yesin diye Adem'e vermiş olmasaydı, kendisi de onu yemeseydi, ne kadar sıkıcı olursa olsun hala cennet bahçesinde olacaklardı.