Herşey Bay Everhard'ın Avis'e "Yediğiniz yemekte kan var, çatınızın kirişlerinden küçük çocukların ve güçlü adamların kanı damlıyor” diyerek başlıyor. Bu söylemler kapitalist düzende büyümüş bir oligark olan Avis'i sinirlendirse de, zamanla olayların içine girmiş araştırmış ve aslında Bay Everhard'ın ne kadar doğru söylediğini parçası olduğu düzenin emek toplumu üzerinde ki sömürücü gücünü görmüş ve Ernest Everhard'a hak vermiştir. Zamanla Ernest'in karizmatik lider kişiliğininde etksiyle aralarında bir etkileşim olması elbette kaçınılmazdı :)) Avis emek- sermaye arasında olan mücadeleleri gördükçe daha çok sosyalist çevreye çekilir ve onun bir parçası haline gelir. En sonunda Ernest'le tam bir emek savunucusu olarak oligarkın karşısına dikilerek onlara hak ettikleri darbeyi indirirler. Düzensiz düzenle yaptıkları ajan sistem sayesinde bu darbe etkili olmuş ancak beklenen etki tam olarak gerçekleşmemiştir. Yine de onlar bu mücadeleye devam etmek ve emeğin hak ettiği değeri alması için tekrardan kolları sıvamaya hazırlanmışlardır. Kitabın sonunda Avis'in anlatımı şu şekilde yarım kalmıştır: Ernest ve diğer liderler devrimin güçlerini yeniden örgütlemek için, çok çalışıyorlardı. Bu görevin büyüklüğünü anlamak için yalnız şunu...
Ernest ve Avis'e ne oldu mücadeleleri nasıl bitti bilmiyorum ama onlar güçsüzün yanında güçlüye karşı mücadeleye giriştiler bu meseleyi kendi davaları olarak gördüler umarım hayatları pahasına girdikleri bu çaba olumlu sonuçlanmıştır ve Oligarkın Demir Ökçesi paramparça olmuştur.