"Siz hem Tanrı'ya hem de Mamon'a (paraya) kulluk edemezsiniz." (Matta İncili, 6/24) Tolstoy bu fikri açıklamaya devam eder:
"İnsan aynı anda hem kendi ruhuyla hem dünyevi mallarla uğraşamaz. Dünya malını istiyorsan ruhundan; ruhunu korumak istiyorsan dünya malından feragat et. Yoksa kendini mahveder, ne birine ne de öbürüne sahip olursun."
Devam eder:
"İnsanlar, bedeni zapt eden ve her istediğini yapmasından alıkoyan her şeyden bedenlerini ve kendilerini korumak suretiyle özgürlüğe kavuşmak isterler. Bedenin himaye edilmesi için kullanılan şeyler -zenginlik, yüksek mevki, şöhret- istenilen özgürlüğü temin etmez, aksine buna engel olur. İnsanlar daha geniş bir özgürlük kazanmak isterken günahlarından, yanılgılarından ve hurafelerinden zindanlar inşa eder ve kendilerini oraya hapsederler.
TEBAA VE SAPKINLAR
Bazı insanlar güçlü iktidarlara hayrandırlar; disiplini ve ordularda görülen üst alt ilişkisine bağlı düzeni severler. Yeni kurulan şehir semtleri, dış cepheleri aynı sıralı evleriyle bu insanların zevklerine uygundur. Müzik bandoları, formları, gösterileri, resmigeçitleri ve bunlar gibi hayatı "güzelleştiren" ve kolaylaştıran şeylerden hoşlanırlar. Özellikle her şeyin "yasalara uygun" olmasını isterler. Bunlar tebaa zihniyetli insanlardır ve tabi olmayı; emniyeti, düzeni, kurumu, üstleri tarafından övülmeyi, onların gözüne girmeyi severler. Onlar şerefli, sakin, sadık ve hatta dürüst vatandaşlardırlar. Tebaa iktidarı, iktidar da tebaayı sever. Onlar beraberdir, bir bütünün parçalarıdır. Otorite olmasa bile tebaa onu icat eder.
Diğer tarafta mutsuz, lanetlenmiş veya lanetli ve memnuniyetsiz bir insan grubu vardır. Bunlar hep yeni bir şey isterler, ekmekten daha çok özgürlükten, düzen ve barış yerine insanın şahsiyetinden bahsederler. Geçimlerini hükümdara borçlu olduklarını kabul etmeyip, hükümdarı da kendilerinin beslediklerini iddia ederler. Bu daimi "sapkınlar" genellikle iktidarı sevmezler, iktidar da onları sevmez. Tebaa, insanlara, otoritelere, putlara; özgürlükçüler ve isyancılar ise tek bir tanrıya taparlar. Putperestlik köleliğe ve boyun eğmeye nasıl engel teşkil etmiyorsa, gerçek din de özgürlüğe engel değildir.