"Yollayamadık her köye birer eğitmen, öğretmen! Ben diyorum, düşmanlar haber aldı bizim uyanmaya başladığımızı. Önlemek için aramıza casus alıp enstitüleri baltaladı. Köylünün uyanmasından korktular da, eğitmenlere, öğretmenlere düşman oldular. Halbuysam köylünün uyanmasından kime ne zarar gelir? Köylü uyanırsa, yurda sahip olacak! Kötü bir iş mi?"
"Köylünün ya huyunu ya oyunu beğenmeyen yönetim, yeni yeşermeye başlayan yaşama isteğini besleyeceği yerde, aracı, ilacı olmayan bu köylere sivri minareler dikmiş. Dine önem veriyor. Egemenler böyle istiyor. Din ile avunup sömürüsünü rahat sürdürecek.
Eskiden kölelere yayık yaydıran barbar dağ Avrupalıları, sağa sola bakıp ayranı dökmesinler diye onları kör edermiş. Şimdi kendi çocuklarına yabancı dilli kolej, yüksek okul, hatta Avrupa'da, Amerika'da okuma olanağı bulan yöneticiler, köydeki bebelerin ilkokuldan sonra gideceği okulları hesap dışı tutuyor. İlkokul uyutuyor, ortaokul uyandırmıyor. Ne ayırdı var bu insanların kölelerden?"
"Amaç nedir derseniz, bence tam olarak şudur; İnsanın değerinin sadece insan oluşundan geldiği; din, milliyet, cinsiyet, renk, cinsel tercih, siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı bir hümanizm anlayışı."
"İnsan ancak yapabileceğini isterdi. "İstemek" kavramı, "dilemek"ten ve "hayallere dalmak"tan farklı bir şeydi. Bedelini göze almakla, gereğini yapmakla ilgili bir şeydi."
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
“Târîh”i “tekerrür” diye ta’rîf ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Mehmet Akif Ersoy