Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal Atatürk
"Zayıf ve yoksul uluslar eninde sonunda yenilirlerdi; güçlenmek için tarihten ders almalıydılar, bu da ancak tarihsel olaylar hakkında doğru bilgilerin olmasıyla başarılabilirdi."
"Ancak zenginliğin toplam yükselişinin hiyerarşik toplumun parçalanması demek olduğu gözden kaçmıyordu. Herkesin çalışma saatlerinin kısaldığı, yeterli yiyeceğin olduğu, banyolu ve buzdolaplı bir evde yaşadığı, arabası hatta uçağı olabildiği bir toplumda eşitsizliğin en belirgin ve en önemli yanlarının silineceği ortadaydı. Bu yaygınlaştığında da zenginliğin ayırıcı gücü ortadan kalkacaktı. Kuşkusuz kişisel mülk anlamındaki zenginliğin eşit olarak paylaşıldığı kudretin ise ayrıcalıklı sınırlı bir zümrenin elinde olduğu bir toplumu düşlemek olasıydı ama uygulamada böyle bir toplumun sarsılması uzun sürmezdi. Çünkü rahat ve geleceği olan güvence herkese sağlandığı zaman yoksulluk nedeniyle gelişemeyen insan kitleleri okuma yazma öğrenerek kendileri için düşünmeyi başarabilecekler bu aşamayı geçirdikten sonra er geç ayrıcalıklı sınıfın gereksizliğini kavrayarak ondan kurtulacaklardı. Uzun dönemde hiyerarşik toplum ancak yoksulluk ve Bilgisizlik üzere kurulu olduğu sürece var olabilirdi."