ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT
Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Benim durağanlaşmam emektir, vah ki ne yazık!
Kalbimin hiddeti suç olmuştur çünkü hep
Hiçbir şey yapmadan saatlerin akışında
Kendime kıvrılma rolünü oynar dururum
Görenler düşünceli zanneder beni her nedense
Oysa hiçbir düşünce geçmez kalbimden,
Boşluğum hep askıdadır odamın gardrobunda
Doğduğum günkü tabula rasanın kucağındayımdır
Ne sevgiliyi
"Güzel vatanımızı yoksulluğa, memleketi yıkıntıya sürükleyen çeşitli sebepler içinde en kuvvetli ve en önemlisi, iktisadi hayatımızda bağımsızlıktan yoksunluğumuzdur. (...) Devletler şimdiye kadar bize şu ve bu meselelerde gösterişli müsaadelerde bulunuyorlar gibi görünüyorlar, lakin iktisadi esaretle bizi felce uğratıyorlardı. Öteden beri bize bazı şeyleri vermiş gibi, bizim bazı haklarımızı tanımış gibi vaziyet alırlar, hakikatte iktisatta elimizi kolumuzu bağlarlardı. Bu esarete katlanan mevki sahibi kimseler memnundu. Çünkü görünüşte büyük bir bağımsızlık sağlamışlardı. Fakat hakikati halde milleti manen miskinlik çukurunu atmışlardır. Bunlar iktisadi mahkûmiyeti anlamayan bedbaht hayvanlardı. Fakat artık bugün milletimiz hayat noktasının nerede olduğunu pek güzel anlamıştır..."
(Mustafa Kemal ATATÜRK)
Huysuzluk da tıpkı miskinlik gibi, bir tür miskinlik o da. Tabiatımız buna çok yatkın, yine de, bir defa davranmaya kuvvet bulursak, o zaman iş kendiliğinden yürür ve uğraşımız bize gerçek bir keyif verir. -Friederike çok dikkatle dinliyordu, ama genç adam, insanın kendine sahip olmadığını, hele duygularına en az hükmedebildiğini söyleyerek, bana karşı çıktı. - Burada söz konusu olan, diye karşılık verdim, herkesin seve seve def etmek istediği tedirgin edici duygu; kimse, denemeden kuvvetinin nereye kadar yeteceğini bilmez. Elbette, hasta kişi, bütün doktorlardan şifa soracaktır ve arzuladığı şifaya kavuşmak için, en büyük feragatları, en acı reçeteleri reddetmeyecektir. - Samimi ihtiyarın tartışmamızı paylaşmak için kulağını zorladığını fark edip, ona dönerek sesimi yükselttim. Kötü huylara karşı o kadar çok vaaz ediliyor, dedim; mimberden huysuzluğa karşı vaaz verildiğini hiç işitmedim.