Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilberay Peker

Dilberay Peker
@mrsPeker
Çok, pek çok mutluyum. Yine de yeteri kadar mutlu değilim. Ruhumun mutluluğu bedenimi öldürüyor, ama kendine yetmiyor. 
Sayfa 399Kitabı okudu
Reklam
Bütün dünya korkunç anılarla dolu; nereye baksam, onun yaşamış olduğunu ve benim onu yitirdiğimi görüyorum! 
Sayfa 388Kitabı okudu
“On sekiz yıldır beni böyle boş bir umut peşinde koşturup aldatmak, santim santim değil, milim milim öldürmekti!”
Sayfa 349Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O aksam mezarlığa gittim. Dondurucu bir rüzgâr vardı. Çevrede kimseler yoktu. Kocası olacak budalanın o saatte ininden çıkıp oralara geleceğinden korkmuyordum, başka kimsenin de orada işi yoktu. Yapayalnızdım, aramızda iki metre kadar yumuşak topraktan başka bir şey olmadığını da biliyordum; 'Onu bir kez daha kollarımın arasına alacağım, dedim. 'Eğer bedeni soğuksa, benim kuzey rüzgârından üşüdüğümü düşünürüm; eğer kıpırdamıyorsa, uyuyordur, derim.'
Sayfa 347Kitabı okudu
Gururun Tanrı’nın gözünü bağlayamaz ya! Sen büyüklenmeyi bırakıp “Ah!” diye haykırıncaya kadar Tanrı’yı, böyle kendini eziyete kışkırtıyorsun.
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Bana ne kadar acımasız davrandınız şimdi anlıyorum, ne kadar acımasız davrandığını ve nasıl aldattığını. Neden beni hor gördün? Neden kendini kalbini de yanılttın, Cathy? Seni avutacak tek şey söylemeyeceğim. Bunu hak ettin. Sen kendi kendini öldürdün. Evet, beni dilediğin kadar öpüp ağlayabilirsin, benden de karşılık görebilir, bana da gözyaşı döktürebilirsin; bunlar seni yakıp bitirecek, seni kahredecek. Beni seviyordun - öyleyse beni bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Söyle, Linton’a duyduğun o geçici heves yüzünden beni bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Çünkü ne yoksulluk ne alçalma ne ölüm, kısacası Tanrı ile Şeytan’ın elbirliğiyle üzerimize yığabileceği hiçbir şey bizi ayıramayacakken, bunu sen kendi isteğin ile yaptın. Senin kalbini ben kırmadım, onu sen kendin kırdın; kendininkini kırarken benimkini de kırdın. Güçlü oluşum benim için daha da kötü. Yaşamak istiyor muyum? Benim için bu nasıl bir yaşam olacak, sen… Of, Tanrım! Ruhum mezardayken bedenim yaşamış, ne yapayım? 
Sayfa 197Kitabı okudu
Sevilmeyen ile olmak
Gitmek isteseydi gidebilirdi. Varlığıyla bana verdiği sıkıntı, kendisine eziyet etmekle duyduğum zevki ağır basıyor!
Sayfa 185 - HeathcliffKitabı okudu
Sağlıklarında değer vermediklerimizden elimizde kalan şeylerin üzerine titreriz.
Sayfa 167Kitabı okudu
Ama kesinlikle sen de bilirsin, başka herkes de bilir ki, kendinizin dışında, yine siz olan başka bir varlık vardır ya da olmalıdır.
Sayfa 101Kitabı okudu
“İyi bir yüreğin olursa, kapkara bir zenci de olsan, yüzün yine sevimli olur yavrum,” diye konuşmayı sürdürdüm. “Kötü bir yürek en sevimlileri bile çirkinden de kötü yapar.”
Reklam
Artık bir cana ihtiyaç duymayan insanlar, ruhlarımızı şeytana satın! Hayatlarınızı bir değere dönüştürün. O zaman sizler için imkansız diye bir şey olmayacaktır.
Sayfa 125Kitabı okudu
“O kurtuldu, ben de özgürüm,” dedi. Sonra, gizleyemediği acı, suçlayıcı bir sesle,” Kendimi iyi hissetmem gerek, ama bu savaşta beni ölümle öyle uzun zaman yalnız bıraktınız ki, artık yalnızca ölümü hissediyorum, yalnızca ölümü görüyorum; kendim de ölmüş gibiyim ,”dedi.
Sayfa 352 - Miss Linton “Cathy”Kitabı okudu
Edgar o cılız bedenin tüm gücüyle de sevse, seksen yılda bile benim Catherine’i bir günde sevdiğim kadar sevemez.
Sayfa 182Kitabı okudu
Belki kitaplar bizi mağaradan biraz çıkarabilir.
"Hatırlayabildiğim kadarıyla, sanki önemliymişim gibi dosdoğru bana bakan ilk insandı. "
Ah, bu kadınlar ne sinsi yaratıklar! Onların ne mal olduğunu yeni anlamıştım. Onların kime aşık olduğunu kimse bulamadı. Bunu ilk ben keşfettim. Kadınlar şeytana aşıktır.
Reklam
İnsan ırkı gitgide gerileyip ilkel karanlığına dönmeye mahkûmdur. Sonra, medeniyet basamaklarına kanlı tırmanış tekrardan başlar.
Korku cezadan daha kötüdür çünkü ceza bellidir. Ne kadar ağır veya hafif olsun, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar ürkütücü, gerilim kadar kötü değildir.
Zamanınla kefareti ödenmiş bir suç cezalandırılabilir miydi?
"çünkü tutkularına kapılan insan düşünme gücünü kaybeder ve ona sarhoş, deli gözüyle bakılır. " "Ah, siz aklı başında insanlar!"
" Bir şeyden bahsederken 'bu delice, bu akıllıca, bu iyi, bu kötü!' diye konuşmak zorundasınız, bütün bunlar ne anlama geliyor ki? Bir olayın iç yüzünü araştırdınız mı? O olayın neden gerçekleştiğini, neden gerçekleşmek zorunda olduğunu, sebeplerini kesinlikle ortaya çıkarabiliyor musunuz? Bunu yapsaydınız, yargılarınızda bu kadar aceleci olmazdınız. "
İnsanlar bugüne katlanmak yerine, hayal güçlerini seferber ederek geçmişin kötülüklerini çağrıştıracak hatıralarla meşgul olmasalar, daha az acı çekerlerdi
Reklam
Seni seviyorum. Hoşça kal, çünkü seni seviyorum.
Birbirini tanımak ve beden dilini anlamak o kadar kolay mıydı? Yıllardır birlikte mutlu yaşayan çiftlerin en büyük silahı bu değil miydi, tıpkı bir müzisyen ve çellosu gibi, birbirini çok iyi tanıyıp ahenk içinde olmak!