Nilay Bengisu Dere

Nilay Bengisu Dere
@murekkepvekitap
İktisat Maliye Edebiyat
36 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
İçinden Kitap Geçen Filmler
Derman ❄️ Bu sahnede Mürvet Ebe ya da köylülerin kendisine seslendiği lakabıyla Derman, kardan kapanan yollar yüzünden mahsur kaldığı köyde tek göz odalı bir evin 2 çocuğu, hamile gelini, oğlu ve babasıyla günleri geçirmekteyken elinde daha sonraki sahnelerden birinde çizgi roman olduğunu anladığımız bir kitap okuyor. 1983 tarihli film zaten bir öyküden uyarlama. Osman Şahin’in film öyküsü olarak yazdığı Derman’ı Ahmet Soner senaryolaştırmış, Şerif Gören yönetmenliğini yapmış, Hülya Koçyiğit, Tarık Akan, Nur Sürer ve Talat Bulut da oyunculuklarıyla döktürmüş. Her zaman her şartta okumak ya da okumayı düşünmek ne güzel bir umuttur, değil mi?
Reklam
İçinden Kitap Geçen Filmler
Inglourious Basterds 🥇 Bu sahnede Shosanna Dreyfus bir elinde Leslie Charteris’in Le Saint à New York kitabı, 📖 bir elinde sigarası, 🚬 önünde içeceği 🍷ile köşesine çekilmiş her şeyden ve herkesten uzak, başına gelenler gelmiş ve daha geleceklerden de habersiz, umarsız bir anın -benim şahsen yaşamak istediğim bir an- karesiyle ölümsüzleşiyor. ♾️ Sahneyi her izlediğimde insanın bazen başından geçen travma ve dramlara, yaşadığı acı ve kayıplara, hissettiği keder ve korkulara rağmen avuntuyu okumakta, kitaplarda, bir kitabın sayfalarını karıştırmakta, bir satırın altını çizmekte, bir kitap rafına göz atmakta bulabileceğini ve bunların da kendisine çok iyi gelebileceğini düşünürüm belki de gelmez bilemiyorum ama her şartta ve her zaman okumayı aklının bir köşesinde tutmak, buna fırsat yaratmaya çalışmak tutunulacak bir umut, değil midir?
Füruzan ve Parasız Yatılı
Füruzan, 12 öyküsünün yer aldığı ve kendisine Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandıran bu ilk kitabında elinizden tutup sizi bir sokağın başına getiriyor. Sokakta adım adım ilerlerken kâh bir gecekondunun cılız ışığından bir kadının gençken ne güzeldim diye düşünüp sevgisiz kocasına astığı yüzü yansıyor, kâh yaşlı bir kadının şahane bir konaktaki hatıraları önünüze dikiliyor. Bazen de bir kadın daha çocukken el kapısına terkedilişine iç çekip eli yüreğinde kocasını beklerken sobayı yakıyor. O sokakta bir köşeyi döndüğünüzde aniden karşınıza çıkan babasız kalmış, kimsesiz çocukların boynunu büküp okula gidişini izleyip parasız yatılı sınavına girecek mi acaba diye merak ediyorken diğer köşede annesinin azarlarıyla kenara sinen bir kız çocuğunun başını okşamak istiyorsunuz. Sokak baştan sona kış kokuyor sanki, her adımda kalbiniz daha çok kederleniyor ve sokaktan çıkarken Füruzan son kez yüzünüze bakıp tek cümle kuruyor 📚✒ 💭 "Gidiyor musunuz? Güle güle. Kapıyı iyice kapayın. Sizden üşüdüm..." . . . Seneler önce okuduğumda böyle düşünüp yazmışım. Füruzan arkasında bir Parasız Yatılı yarası açtı ve gitti, rahmetle…

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu yıl okunanlar
Bu yıl her ne kadar okuma listemi tamamlayamasam da az çok hedefi tutturmaya çalıştım. 2024 daha çok okuduğum bir yıl olur umarım, şimdiden mutlu yıllar. 🎉
Duygu Asena
Beni, daha lisedeyken “Siz özgürsünüz, gücünüzü bilin.” cümlesi buluşturmuştu Duygu Asena ile. Onunla tanışmamdan sonra çok geçmeden bir sabah vefat ettiğini öğreneli tam 17 sene oldu bugün. 🥀 30 yaşımdan sonra Asena’yı tekrar okumaya başladım ve onu neden sevdiğimi bir kez daha hatırladım. Beni ben yapan çoğu fikri ben Asena’dan aldım diyebiliyorum rahatlıkla çünkü bir kadın olarak o benden çok önce toplumda ve hayatta var olma kavgasını vermiş ve kavgasından kendine kalanları anlatmış, bana bir yol göstermişti. Kadının Adı Yok’ta daha çocukluktan başlayan o var olma mücadelesini okurken bunu ben de yaşadım/hissettim dediğim çok olmuştur ve her okuduğumda da değişen pek bir şey olmadığını görüyorum. Hayatı boyunca kadınlar ve kadınlık uğruna çırpınan Asena vefatından sonra da çok okunup tanınarak ışığını yaymaya devam ediyor. Eh tabi malum sesi çok çıkan kadını pek sevmezler ve Asena da kendisini salt feminist ve erkek düşmanı olarak görenler yüzünden yerden yere vuruldu, kitabı yasaklandı, hedef gösterildi, döneminin erkek egemen basınında yok sayılıp işinden de edildi ama o kendisine sallanan parmakları kırıp yoluna devam etmeyi hep bildi. Yazdıkları tartışıldı, adına makaleler, tezler yazıldı, ödül verildi, cümleleri slogan olup sokaklara taştı ve Duygu Asena şimdiye kadar kendini bilen, keşfeden, eşit gören, seven, her şey için mücadele eden/etmek zorunda kalan, hakkını arayan ve söke söke alan her kadında yeniden doğdu ve doğmaya da devam edecek. İyi ki bu dünyadan geçtin Asena, rahmetle… 🤍