Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güray Sert

Güray Sert
@nakkarezen
Sıkı Okur
Çok okuyan biraz da yazan, çok dinleyen,biraz da söyleyen,anlatan,güldüren,gezen,öğrenen,öğreten, bildiklerini kızına öğretmeye çalışan bir baba. Olmak ile olamamak arasında kalmış orta yaşlı ortalama bir adam.
"En Uzun Gece"nin içindeki mesaj gibi, hayatimiz bazen kirli bir su birikintisi gibi bir yer olabilir. Ancak bu hikaye o kirli su birikintisinin içinde bile parildayan yildizlar oldugunu unutmamanin hikayesidir.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Zaman aralığı, zihinde garip ve çelişkili bir meseledir. Rutin ya da olaysiz geçen bir sürenin insana bitmez tükenmez geleceğini varsaymak mantıklıdır. Öyle olması gerekir ama değildir. Asıl sıkıcı ve olaysız zamanlar şıp diye gelip geçer. İlgiyle renklenmiş, trajediyle yaralanmış, sevinçle bölünmüş zamanlar ise hatırada uzun görünen sürelerdir. Düşünülürse öyle de olması gerekir. Olaysızlığın direği yoktur ki üzerine bir süre asabilesiniz. Hiçbir şeyden hiçbir şeye geçen zaman sıfırdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanın hayatının sonunda pişmanlık duyduğu yegâne şey işlemediği günahlardır
Sayfa 211 - Can ÇağdaşKitabı okudu
Daha ilk sayfa hata ile başladı 1985-1974=?
1974 - Hindistan’da, Delhi’de doğdu. 1985 - Yaş 9 - Yeni Delhi’den New York, Queens’e taşındı.
Reklam
Başkanlarının hayatında, anılarında, varoluş biçimlerinde, eylemlerinde nasıl yer alıyoruz? O adamlar geçirdiğim iki gecenin hayatım üzerindeki etkisi ile varlığımın onun hayatındaki hiçliği arasında inanılmaz bir orantısızlık var.
Ne yapacaktık peki? Hepimiz eninde sonunda mezara gidecektik, bizim uğraşımız, bir örümcek ağında hâlâ hayatta olduğundan dolayı kurtulmayı uman sineğin uğraşından farklı değildi. "Hayatta olduğun sürece umut vardır," demişti Margrete, ne için peki? Daha fazla yaşamak için mi? Bugün hayattaysan yarın da muhtemelen yaşıyor olacaktın, yani ölüm birazcık ertelenmiş olacaktı, o zaman gençken insanın umudu büyük, yetişkinken biraz daha az, yaşlılıkta daha da az ve ölüm döşeğinde iyicene azdı. Her saat değer kaybeden bir umut ne biçim bir umut olabilirdi?
Filiyatımızın kaynağı, kendimizi zamanın merkezi, nedeni ve sonucu zannetmeye bilinçsizce meyilli olmamızdadır. Reflekslerimiz ve gururumuz, teşkil ettiğimiz et ve bilinç parçasını bir gezegene dönüştürür. Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, yaşamaktan’tan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak,kendi boyutlarına karşı körleşmektir.
Sayfa 13 - MetisKitabı okudu
Savaşabileceğini ya da savaşamayacağını bilen kazanır. Sayısal farkı değerlendiren kazanır. Asti üstü tek yürek olan kazanır. Hazırlıklı olup hazırlıksız olanı bekleyen kazanır. Yetenekli komutanına hükümdarı karışmayan kazanır. İşte bu beş nokta kimin kazanacağını öğrenme yoludur.
Korku cezadan çok daha fazla ürkütücüdür, çünkü ceza kestirilebilir bir şeydir, ancak korku belirsizdir ve o gerginlik sonsuz bir dehşet duygusu yaratır.
Reklam
Ne demişti koca Konfüçyüs, “Bir hafta mutlu olmak istiyorsan yolculuğa çık, bir yıl mutlu olmak istiyorsan evlen, ömür boyu mutluluk için bahçıvan ol!"
"Çünkü," dedi Wakely, "eh, bilirsin işte. Dinin temelinde inanç var." "Ama farkındasındır ki," dedi Madeline onu daha fazla mahçup etmek istemiyormuş gibi özenli bir ifadeyle, "inancın temelinde din yok. Haksız mıyım?"
Sayfa 331Kitabı okudu
Tao Te Ching Alıntısı
İnsan yumuşak ve esnek doğar, ölünce kaskatı ve serttir. Bitkiler yumuşak ve bükülebilir doğar, ölünce kırılgan ve kurudurlar. Yani her kim sert ve katı ise ölümün mürididir. Her kim yumuşak ve uysal ise yaşamın mürididir. Sert ve katı olan kırılır. Yumuşak ve esnek olan galip gelir. LAO TZU
Sayfa 268Kitabı okudu
Doğru olanı yapmanın kolay olduğu bir dünyayı nasıl yaratabiliriz? Hayatınızı en önemli eylemlerin aynı zamanda en kolay eylemler olacağı şekilde yeniden düzenleyin.
Sayfa 171Kitabı okudu
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.