Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emre ????

Emre ????
@neizvesteus
Fırtınadır o isyancının aradığı Sanki fırtınada dinginlik bulacak. —M. Lermontov
Sabitlenmiş gönderi
"Zeit! Bitte bleib stehen!"
Oblomov yerinde durarak ona, uçup giden bir meleğe bakar gibi, hayran hayran bakakaldı. Kendi kendine hüzünle; "Demek şu anda solup gidecek." dedi. Yürüyor mu, yürümüyor mu farkında değildi. "Leylaklar geçti, dünkü güzel gün, hayallerle, sıkıntıyla dolu gece de geçti... Evet! Bu an da geçecek! Dün gece geldi geçti, fakat yepyeni bir sabah doğdu..." Oblomov yüksek sesle kendi kendine: - Bu ne iştir? dedi. Demek aşk da geçiyor. Bense öyle sanıyordum ki âşıkların hayatı sıcak bir öğle vakti gibi rüzgarsız, hareketsizdir. Halbuki sevgide de rahat yok. O da değişiyor, durmadan değişiyor... Bütün hayat gibi. Ama Yeşua gibi güneşe, "Yerinde dur!" diyecek adam daha doğmadı.
Sayfa 325Kitabı okudu
Reklam
Emre ????
Bir kitabı okumayı düşünüyor
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan
8.7/10 · 22,9bin okunma
Emre ????
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Türkiye'de Milli Vatanın İnşası
Türkiye'de Milli Vatanın İnşasıBehlül Özkan
9.3/10 · 11 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Emperyalizm, cinsel ayrımcılık ve ırkçılık Batıda ortaya çıkmış sözcüklerdir; bunun nedeni -ne yazık ki evrensel nitelikte olan- bu kötülükleri Batının türetmiş olması değil, Batının birer kötülük olduklarını fark etmesi, onları böyle adlandırıp mahkûm etmesi ve -bütünüyle boşa gitmeyen bir çabayla- etkilerini zayıflatmak ve mağdurlarına yardımcı olmak üzere güçlü bir mücadele vermesidir. Bir deyişi kullanarak belirtmek gerekirse, Batı kültürü gerçekten yok olup gidecekse, emperyalizm, cinsel ayrımcılık ve ırkçılık da onunla birlikte yok olup gitmeyecektir. Bu işin kurbanlarının, bunları suçlama özgürlüğü ve sona erdirme çabası olması çok daha muhtemeldir.
Yahudiler ve Müslümanlar İspanya'dan sürgün olarak ayrıldılar ve sığınacak bir yer bulmak üzere çoğunlukla güneye ve doğuya gittiler. Ama aynı sıralarda, yeni Hristiyanların yanı sıra birçok eski Hristiyan da İspanya'dan ayrıldı ve mülteciler değil, fatihler, sömürgeciler ve neredeyse kazara, yeni bir dünyanın kâşifleri olarak doğu yerine batıya yöneldi.
Reklam
Müslümanların Granada'dan ayrılışı
Faslı bir fıkıhçı olan Ahmed el-Venşerîsî, Hristiyan fatihlerin adil ve hoşgörülü olması durumunda kalınıp kalınamayacağı yolunda bütünüyle varsayıma dayalı bir soruyu ortaya atarak, buna "hayır" cevabını verdi: Buna göre Müslümanlar yine de yurtlarından ayrılmalıydı; çünkü ancak Müslüman yönetimi altında gerçek bir İslami yaşamı sürdürebilirlerdi ve hoşgörülü bir kâfir rejimi altında dinden çıkma tehlikesi daha büyüktü.
Osmanlı'ya sığınan İspanya Yahudileri
İspanya'dan kovulmanın henüz belleklerde taze olduğu ve hâlâ kaygı uyandırdığı 1523'te, Eliyahu Kapsali adlı bir Yahudi tarihçi tuttuğu bir güncede şunları yazıyordu: "Osmanlı hükümdarı Sultan Bayezid, İspanya kralının Yahudilere yaptığı bütün kötülükleri duyup onlara bir sığınak aradıklarını öğrenince, hallerine acıdı. Bunun üzerine ülkesinin her tarafına özel görevliler göndererek, kendisine bağlı kentlerdeki valilerin Yahudileri almama ya da sürme yoluna gitmemeleri, tersine onlara kucak açmaları gerektiğini duyurdu ve bu emrini yazılı hale getirdi. Ve böylece ülkesinin her tarafındaki bütün insanlar Yahudileri iyi karşılayıp gece ve gündüz korudu. Yahudilere kötü davranılmadı ve hiçbir zarar verilmedi. İspanya'dan kovulan binlerce ve onbinlerce kişi Osmanlı topraklarına vardı ve ülke onlarla doldu. Ardından Osmanlı topraklarındaki Yahudi cemaatleri sayısız büyük hayır işleri yaptılar ve tutsakları fidye verip kurtarmak için su gibi para akıttılar."
Osmanlı'da Matbaa
Çok büyük bir önem taşıyan bir başka teknolojik yenilik matbaaydı. (...) Anadolu'ya 1492'de vardıklarında beraberlerinde matbaayı da getiren İspanyol Yahudi sığınmacılara, padişah fermanı uyarınca Arap harfleriyle baskı yapmama koşuluyla, başkentte ve başka kentlerde kitap basma izni verildi. (...) Osmanlı topraklarında 18. yüzyıla değin İbrani, Yunan, Ermeni, Süryani ve zaman zaman Latin harfleriyle kitaplar basılırken, Türklerin ve bütün Müslüman reayanın kullandığı harflerle hiç kitap basılmadı.
Fas ve Denizcilik
İslam dünyasının da Atlas Okyanusu'na kıyısı vardı. İnsan Faslıların neden açık denizlere çıkmadığına ve Amerika'yı keşfetmediğine şaşıyor. Bunun besbelli bir nedeni söz konusu kıyı şeridinde, Avrupa denizciliğinin ve gemiciliğinin gelişmesini kolaylaştıran -hatta gerektiren- liman ve haliçlerin bulunmayışıydı. Bir başka cevap belki de Faslıların sahip oldukları denizlerde büyük ölçüde kendi başlarına oluşlarıydı; bu durum onları birbirlerine karşı ardı arkası kesilmeyen savaşlarda denizcilik becerilerini bileme fırsatını bulan İspanyollar ve Portekizlilerden, Fransızlar, Hollandalılar ve İngilizlerden ayıran bir husustu. Başka bazı bakımlardan olduğu gibi, bu bakımdan da Avrupa'nın birlikten yoksunluğunun uzun vadede bir avantaj olduğu görülecekti.
96 syf.
·
Puan vermedi
Çatışan Kültürler
Çatışan KültürlerBernard Lewis
7.7/10 · 209 okunma
Reklam
İlk önlem, her ilişkide kendine saygı gösterilmesine özen göstermekten ibarettir. Sınır koymayı bilmek, saygı "talep etmek." Serbest kalmak ya da serbest olmak, genel olarak herkes tarafından sevilmemeyi kabul etmek, anlaşmazlığı ortaya çıkarmaya cesaret etmek demektir. Karşındakine saygı göstermek dinlemekten geçse de, partnerin görüşüne atfedilen önemin büyüklüğü, "onun hoşuna gitmek" için, onun ihtiyacına göre formatlanmış bir kalıba girmeye yöneltebilir ki bu da elbette kişiliğin silinmesi demektir. (...) Kendimizi severek işe başlayalım, kendimizi asla gözden yitirmeyelim...
Sayfa 179Kitabı okudu
Manipülatörler, özellikle de narsistik sapkın, ne değişir ne de manevra ya da eylemlerinden pişmanlık duyar.
Sayfa 179Kitabı okudu
Duygusal bağımlılık halindeki kadın, kendini fazlasıyla tamamlayan ve ona bir statü vererek tanımlayan bu tür erkekleri özellikle cazip bulur.
Sayfa 177Kitabı okudu
İletişimsizlik
Manipülatör ile manipüle edilenin ilişkisinde ötekini inkarın belirgin işareti, gerçekten de, iletişimsizlikte yatar. (...) Var olmayan birine gerçekten hitap edemeyiz. Bununla birlikte, sahici diyalog eksikliği ille de sessizlikle birlikte görülmez, çünkü burada da iletişmeye hizmet eden sözler vardır ki manipülatörde bunlar ciddi bir şekilde eksiktir. Ötekiyle gerçekten diyalog kurmadan, karşılığında da dinlemeden "laf söylemek" mümkündür.
Sayfa 178Kitabı okudu
Ötekini inkâr etmeden, kendini biricik varlık olarak tanımak ve yaratmak: Her şey buradadır. Paradoks da buradadır. Narsistik sapkın ötekini ortadan kaldırmak isterken, narsistik töz bakımından beslenmek için ona fazlasıyla ihtiyaç duyar!
Sayfa 178Kitabı okudu
Çocuklu ilişkide narsistten ayrılmak
Narsist bir sapkının tutumlarına sahne olmuş çiftlerin çocukları ise elbette fazlasıyla acı çekerler. Çocuk her zaman kurbanla özdeşleşir ve onun tarafını tutar, bu onun da fazlasıyla manipüle edilmesine yol açar. Çocuklar karşısında uygulanan manipülasyon aynı zamanda anneye yöneliktir ve onun üzerinde önemli sonuçları vardır. Manipülatör onu
Sayfa 167Kitabı okudu
7,7bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.