Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Galiba biz, babacığım, birbirimizi hep böyle anlamadan sevdik…Sana yazdığım bu satırların da bir kısmı 'uydurma' olabilir; sana açıklamakta zorluk çekecegim bazı nedenlerle senin anladığın biçimde bir gerçeklikten uzaklaşmak zorundayım. Ayrı­ca gerçek ya da uydurma olan bu satırları benim hissettiğim şekilde anladığından da şüphedeyim, hatta anlayıp anlamadığını da bilemiyorum.”
Artık bu yalancı dünyayı beğenmiyorum. Çiçeklerden papatyayı, insanlardan Selim'i beğeniyorum.
Reklam
“Herhalde, ben tam be­lirtemiyorum ne demek istediğimi. Gülümsemenin içinde­ ki sevgiyi demek ki anlatamıyorum.”
“Çaresizlik yüzünden birçok şeyin anla­mı kayboluyor.“
“Onları öfkeme lâyık bulmuyorum. Öfkem bana ait bir şey. Yakın hissetmediğim birine nasıl gösteririm onu. Onlara da size davrandığım gibi davranmış olurum. Asıl o zaman kötülük etmiş olurum size.”
Hangisi Olmak İsterdiniz?
İyi romanların okuyucusu olmaktansa, kötü romanların kah­ramanı olmak istiyordu.
Sayfa 376 - İletişim Yayınları, 56. Baskı, 2023.Kitabı okuyor
Reklam
“Sen güldüğüme bakma aslında ben ıstırap çekiyorum.”
…temizleyelim bu yaşamak için geldiğimiz dünyadan kalın arzuları. İnceleri kalsın yalnız.
Tahta At
Allahım, dedi, bu münasebetsizliklerin başına yukardan bir şey düşürmeyecek misin?
Günaydın
Dünyada her insan, başkalarından çıkar sağlamak için, sabahtan akşama kadar asık bir suratla dolaşır.
Reklam
479 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bütün oyuncular, provaya gelmeden önce yaşadıkları maceraların izlerini taşıyorlardı. İyi ezberleyemedikleri rollerini oynarken de ayrıca özel bir yaşantıları vardı. Ben bu geçişleri bir türlü sezemiyordum, benim hayatım sürekli bir oyundan ibaretti." Hikmet Benol’un gözünden yazılmış Tehlikeli Oyunlar, her okunduğunda başka anlamlar
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231bin okunma
108 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tanzimat'tan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler, hedefler, ölçütler Türk aydınını kronik bir bunalıma sürükledi. Oğuz Atay'ın tiyatro eseri, varoluş sorunlarıyla boğuşan ve 'tutunmaya' çabalayan ve bunu pek başaramayan okur-yazarımızın kara güldürüsü. Eylemsizlikle geçmiş bir hayatın doğal ürünü beceriksizlik ve gülünç olma korkusundan Atay sürükleyici bir oyun çıkarmış. 'Oyunlarla Yaşayanlar' adlı tiyatro eseri Devlet Tiyatroları'nda sahnelendi. Atay 13 Aralık 1977'de, büyük projesi 'Türkiye'nin Ruhu'nu yazamadan hayata gözlerini yumdu. Oyunlarla Yaşayanlar, Oğuz Atay’ın yazdığı tek tiyatro oyunudur. Kitabın anlatımı özgün bir şekilde işlenmiştir. Yazar, Doğu, Batı ve aydınlarımızı eleştirir. Kitapta yer yer espriler ve eleştiriler bulunmaktadır. Kurulan diyaloglar uzun espriler akıcı ve anlaşılırdır.
Oyunlarla Yaşayanlar
Oyunlarla YaşayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20209,1bin okunma
Korkuyorum Olriç, korkuyorum. Kendimi ele vermekten korkuyorum...
“Yazmak istiyordu.” Doğruldu. Yazmak mı? Nasıl? “Nasıl?” “Yazmak işte. Evde olmuyormuş. Kahveye gidip, bir kenarda birşeyler karalıyormuş. Herkesin rahatça yaptığı işlerde, karşısına anlamsız güçlükler çıkıyordu. Bir arkadaşıyla birlikte ev tutmak istemiş. Kıyamet kopmuş evde. Bunları anlatırken, göz ucuyla beni süzüyordu. Korkuyordu.” Kucaktan kucağa. Yalnız kalmaktan da kalmamaktan da korkuyordu. “Bir hafta Burhan’da kaldı. Beni hiç aramadı. Durmadan içmişler. Sabahlara kadar. İnat yüzünden bıyığını kesmiş: özeniyorsun demişler de. Sonunda hastalandı. Gururla: ‘İçkiyi bıraktım; gene de bir hafta sarhoş dolaştım,’ diyordu. Kimse bu kadar uzun süre sarhoş gezmemiştir.’”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.