Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuzhan Koçyiğit

İnsanların dıştaki benzerlikleri içlerinde husumetler doğuruyor. Yaşamak için her insan tekinin diğerine günden güne muhtaç oluşu, birinin ötekine dikkatlice ve şefkatle eğilmesine engel oluyor.
Reklam
KÜRESELLİK...
Bölünmüş paramparça bir dünyada yaşıyoruz. Fakat bu dünyada herkes aynı şartların ağırlığı altında kıvranıyor. Dünyada birbirine benzeyen fakat birbirinden sürekli uzaklaşan insanlar durmadan çoğalıyor. İnsanlar aynı şeyleri elde edebilmek için birbirlerine düşman kesiliyorlar. Şartlanmaları müşterek, fakat müşterekliği birbirlerini anlayışla kabul etme yolunda değil, ferdiyetlerini kıskançlıkla korumak yolunda kullanıyorlar.
İnsanların kafası bir yanda, gönlü başka bir yandadır. Elleriyle yaptığı birçok şeyi kalbiyle reddetmektedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan ilişkilerinin, üretimin, tüketimin, felsefî yaklaşımın "modern" kaldığı ortamda, sun'i bir "geleneksel hukuk aşısı" uygulamak, zulümden başka bir sonuç doğurmaz. Bu şeriatın başka bir şeraite "monte" edileceğini düşünmek saçmadır. Şeriatın kestiği parmağın acımaması için o parmağın zaten önceden de şeriata ait olması gereklidir. Her insanın faydayı beklediği yapı da, zarar gördüğü yapı da "kendinin" olmalıdır.
Her çağın meselesi o çağla birlikte yıkılıp gider. İnsan olmanın fazileti nerede ve ne zaman olduğunu kavramakla elde edilir. Zamana ve mekâna hükümran olma özentisiyle değil
Reklam
Bence de İslam'ı alet etmeyelim...
Kimileri İslâm'ı bir kalkınma ideolojisi olarak görmek ve böylece anlamak, anlatmak isteyecektir. Bu, kapitalistlerin İslâm'dan antikomünist bir ideoloji olarak faydalanmaya kalkarken, komünistlerin de aynı faydayı anti-emperyalist ideoloji olarak elde etmeye çalışmalarının medeniyet alanına teşmil edilmiş şeklinden başka bir şey değildir.
Bugün moda tabiriyle "iletişimsizlik" dedikleri şey gerçekte modern ve gelişmiş yoksulluğun korku veren tezahüründen başka bir şey değildir.
Modern yaşama biçimi içinde yoksulluk, maddî tatmin vasıtalarından mahrumiyet özelliğiyle değil, utanılacak, onur kırıcı duruma düşülecek bir statü olmasıyla belirginleşir.
Modern yoksulluk:
Asıl garip, tuhaf olan fizikî açlık çeken insanların karınları doyar doymaz meselelerini büyük ölçüde çözüyor olmalarına rağmen, otomobilin markası yüzünden yoksul sayılanların iflâh olmaz bir tatminsizlik duygusuyla acı çektikleridir.
Bazı şeyler hiç görülmezse, yitirilmiş olan bazı şeyler hiç bulunmazsa çok daha iyi olur.
Reklam
Bu kaçık dünyada bir kez bir seçim yaptı mı, sonuna dek onunla yaşamayı bilmeliydi insan.
Bilim ve felsefede bir meselenin çözümü istikametinde katedilen yol yeni meseleler getirir. Oysa günümüzde meseleler aniden doğuveriyor, hele ülkemizde bu iyice sürprizli bir oyun sanki. Türkiye'de meseleden meseleye atlanılmasının, her mesele üzerinde ilk heves alınıncaya kadar ancak durulmasının sebebi biraz her düşüncenin Batıdan alınmasına duyulan mecburiyet, biraz da ortaya çıkan her durumun batı ülkelerinden tamamen zıt bir mahiyet arzediyor olmasıdır. Bütün bunlar Türk aydınını düşünceleri bakımından bir modasever yapmaya yetiyor.
İnsan için değerli olan gerçeği "görmek" tir, gerçeği bildiğini "sanmak" değil.
Kendimiz hakkında ne kadar bilgi sahibi olsak, "kendimiz" denilen şey o kadar uzağa gidiyor.
At arabası ile dizel motorlu otomobil arasındaki fark bize bir evrimi, bir tekâmülü mü işaret eder, yoksa birbirinden çok farklı ve belki de kıyaslamasını yapmanın abes sayılacağı iki ayrı yapıyı, iki ayrı düşünme biçimini, iki ayrı yaşama yolunu mu ortaya koyar?
2.099 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.