Merhabalar. Bu yazıyı yazsam mı yazmasam mı diye içim içimi kemirdi. Ülke bu haldeyken benim bunu yazmam mantıksız mı? Evet mantıksız. Orada vefat eden arkadaşlarım , soğukla mücadele eden sevdiklerim varken bu satırları yazıyorum. Ama belki de bunlar benim son satırlarımdır. Bilemem. O yüzden ertelemeden yazmaya karar verdim. Öncelikle hoş geldin
Ayı, yumuşak bebek nefes alışıyla "Kendine şefkat göster ki başkalarına da gösterebilesin" diyordu. "Kendini olduğun gibi kabullen ki komşunu da anlayabilesin; kendine karşı cömert ol ki dünyaya karşı da cömert olabilesin. Kısacası kendini sev ki başkalarını da sevebilesin."
"Şu soytarı bile bize gülüyor. Sanki hayat bizi daha ileride bekleyen bir şeymiş gibi, günleri hiçbir zaman durmayacak ikinci bir elin ardından koşarak geçiriyoruz."
Yine de bir başka görüşe göre bu iş bireysel icatçılık sorunu değildi, toplumların bütün olarak kemikleri açık olup olmaması ile ilgiliydi. Bazı toplumlar fena halde tutucudur, içe dönüktür, değişikliğe düşmandır.