Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
okurbirmuallime
okurbirmuallime
@okurbirmuallime
öğretmen
lisans
89 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Merhabalar
Uzun süre sonra severek okuduğum bir kişisel gelişim kitabı ile geldim.
Ebeveynlige dair birçok eser mevcut fakat okuduklarım genelde pek akıcı olmamakla birlikte çok gerçekçi de olmuyor çoğu defa.
Kabîl'i Yetiştirmek erkek çocuk yetiştirme konusunda oldukça faydalı bir eser olmuş.
Eser erkek çocukların neyi niçin yaptıkları,kız çocuklardan farklı yönlerini gerçekçi bir dille anlatmış.
Çocuk Yetiştirmek başlı başına zor bir iş iken erkek çocuk Yetiştirmek daha bir zordur,özellikle anneler için.Çünkü iç dünyası, istekleri,karakter özellikleri sizden farklı bir bireyi incitmeden, incinmeden Yetiştirmektir söz konusu olan.
Aslında bugün yetiştirdiğiniz erkek çocuk yarın birinin eşi ,babası olacaktır.Bu yüzden ayrı bir öneme sahip bir kadın olarak bir erkeği Yetiştirmek.
Eserin ilk bölümleri daha çok erkek çocuk özellikleri ve psikolojisi ile ilgili bilgilere yer verirken sonlara doğru daha çok terepiye gelen örneklere yer verilmiş.Bazı örnekler bizim kültürümüzü pek yansıtmasa da öneriler kendi hayatımıza uygulabilecek nitelikte ve gerçekçi.
Özellikle erkek çocukların duygusal sözcük dağarcığınının geliştirilmesi ve bununla ilgili yapılabilecek olanlar ve bunu kazanmış erkek çocukların ileride kazandığı özelliklerin ele alındığı kısımlar çok etkiledi beni.
Altını çizdiğim çokça satırı, akıcı dili ve gerçekçi yaklaşımı ile severek okuduğum bir eser oldu.
Herkese merhaba
Yıllardır merak ettiğim ama bir türlü okumaya fırsat bulamadığım bir Dünya Klasigi ile geldim.
Aslında düşününce neden bu kadar beklediğimi şu sonuca vardım.
"Bu kitap ağır bir kitap."öyle mi peki gerçekten?
Eser bir dönem gençler arasında intihar etme modası getirmiş bir eser.
Sanırım bu bilgi beni bu düşünceye
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,5bin okunma
Herkese merhaba
Oğuz Atay'ın tüm eserlerini okumayı planladığımız bir grup kitapsever dostumla yolculuğumuzun üçüncü durağı "Oyunlarla Yaşayanlar "oldu.
Oğuz Atay 'ın her eserinde içine gömülmüş, kalabalıklar arasında bile yalnız kalan bir karakter bulmak mümkün.
Tutunamayanlar'ın Selim'i
Tehlikeli Oyunlar'ın Hikmeti
Oyunlarla Yaşayanlar'ın Coşkun'u
İsimler değişiyor ama kahramanların yaşadığı ruh hali hep derinden etkiliyor.
Coşkun;emekliye ayrılmış ,oğlu Ümit hafızası arada gidip gelen kayinvalidesi Saadet Nine ve mütemadiyen dikiş diken eşi Cemile ile yaşayan ama yalnız bir karakter.
Emekli olduktan sonra teşebbüs ettiği kitapçılık işini batıran ve var olmak ,sesini duyurmak için oyunlar yazan bir acemi tiyatro yazarı.
Eser diğer iki eserden farkli olarak tiyatro oyunu şekilde yazılmış.
Yazdığı tüm oyunlar aslında kaçış onun için.Kendini anlatma ,yaşadığı hayattan sıyrılma çabası.
Hepimiz türlü oyunlar oynayarak yaşıyor değil miyiz bu hayatı?
Bakalım diğer eserde bizi kim derinden etkileyecek.Coşkun ve yaşadıkları da unutulmazlar arasında yerini aldı.
Vesselam...
Okur Takip Önerileri
Selamünaleyküm
Bitirir bitirmez yorum girmek istediğim oldukça istifadeli bir eserle geldim.
Son Okçular Tepesi eseri ile tanıştığım Abdülaziz Hoca'nın tüm eserlerini okumaya niyet ederek kütüphaneme eklediğim bir eser.
Gençler İçin Sosyal Medya İlhmihali
Sosyal Medyanın ilmihali olur mu?
İslamiyet yüzyıllardır var olan ve kıyamete kadar devam edecek bir dindir.Çağ değiştikçe İslami kurallar değişmeyecek elbette fakat ayet ve hadislere dayanarak yeni çağda da bazı kurallar ve uygulamalar elbette olacak zira İslam dini her alana ,her kesime hitap eden bir din.
Modern hayatın bize sunduğu en büyük nimet ve imtihandır İnternet.
Bu güzel eser de bu nimeti İslama uygun ,harama bulaşmadan hatta dine hizmet edecek şekilde kullanmanın yollarını,Sosyal medyada imanımızı tehlikeye düşürecek tuzakları,Sosyal medyadaki Müslüman duruşumuzun nasil olması gerektiğini sohbet havasında akıcı ve yalın bir biçimde ele almış.
Özellikle Hadislerle Sosyal medya bölümü oldukça istifadeli olmuş.
Eserin bir bölümünde de Sosyal medya ve İnternet kullanımı ile ilgili sorulara İslami kurallar çerçevesinde cevaplar verilmiş.
Herkesin okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.
İstifadeli olsun...
Herkese merhaba
Tolstoy eserlerini her zaman severek okumuşumdur.Bu eser de onlardan biri oldu.
Eser hacim olarak ince ama duygu yoğunluğu oldukça fazla bir eser.
Eserde her şey iyi giderken hastalanan ve hem bedenen hem ruhen her geçen gün ölüme yaklaşan bir yargıcın yaşadıkları ve hissettikleri ele alınıyor.
Ivan İlyic hasta yatağında hem ölümün soğukluğunu hem geçmişi ile olan iç hesaplaşmasını,hissettigi yalnızlığı öyle güzel ele almış ki etkilenmemek elde değil.
Eser okurken bizlere de hayatın amacını, anlamını sorgulatacak,ruhumuza dokunacak tespitlere ,çıkarımlara sahip oldukça akıcı ve etkileyici.
Severek okudum.Keyifli okumalar dilerim...
Selamünaleyküm
Hüzün dolu iki eserle geldim.
Kıyam Türküsü
Kanbahar
Malum mübarek bir ayda ve bin aydan hayırlı gece olan Kadir gecesini içinde barındıran son demlerdeyiz.
Ümmet olarak het yıl heyecanla sevinçle ama bir yandan da buruk karşılıyoruz on bir ayın sultanını.
Çünkü yüreğimizin Kudüs,Halep,Idlib ve daha birçok İslam coğrafyası yani hep buruk.
Günler sonra Bayram yapacağız, erişmek nasip olursa.Yine yüreğimizin bir yani oralarda olacak.
Bu iki güzel eser de bu mazlum coğrafyalarda verilen mücadeleyi,şehadet aşkını öyle dokunaklı işlemiş ki etkilenmemek elde değil.
Eserler birbirinin devamı niteliğinde.Ilk eser olan Kıyam Türküsünde Ali ve babası Menaf'ın mücadelesi anlatılmış.Ali daha doğmamış evladını hiç göremeden Şehadet makamına erişmiştir.Babasi Menaf hem hüzünlü hem gururlu bir baba olarak mücadeleye davam etmektedir.
İkinci eser Kanbahar: Menaf ve bir diğer oğlu Abdullah (Menaf tüm ailesinin öldüğünü zannetmektedir)'ın mücadelesini yine aynı hüzünlü, etkileyici dille ele almış.
Okurken yer yer gururlandım yer yer sorguladım ve hüzünle doldu yüreğim.
Mutlaka alıp okunması gereken bir kahramanlık öyküsü oldugunu düşündüğüm çok başarılı iki eser.Severek okudum,Gönül rahatlığıyla tavsiye ederim...
Merhabalar
Ne yazsa okurum dediğim kalemlerden biridir İskender Pala.
Son eseri A71 yazarın kendi tarzının dışında yazdığı ilginç bir eser olmuş.
Bilim kurgu mu desem ,tarihi bir roman mi desem bilemedim.
Ana karakterimiz kimine göre Joseph kimine göre Yusuf kimine göre A71...
Eser Üç farklı karakter ve üç farklı hayat üzerine kurulu daha doğrusu tek karakter ama sahip olduğu Üç ayrı hayat.
A71 bilim çağında aklı kontrol altına alınmış lakin kalbine hükmedilemeyen bir denek.
Joseph Avusturyada bir müzisyen...
Aslında eser değişmekte olan dünyanın daha fazla değiştirilmek istenmesi,nano teknolojinin hakimiyeti ile kalbi arasında kalmış bir delikanlının(A71) hikayesi.
2023,Viyana Kuşatması ve 2071 arasında gidip gelen,şaşkınlıkla okunacak bir eser.
İskender Pala kalemine aşina olanların şaşırarak okuyacağı bir eser.
Severek okudum,keyifli okumalar dilerim...
Yoldaki Mühendis
5 Mart 2003'te kızı Tala ile hastaneye giderken işgalci askerler tarafından tutuklanan Abdullah Galip Bergusi'nin kendisini neden bırakıp gittiğini soran kızına cevaben yazdığı otobiyografik nitelikte bir mektup.
Bergusi elektronik ve mekanik eşyalara olan merakı ile patlayıcı maddeler hazırlar ve Kassam Tugaylarından Şehit Yahya Ayyaş'ın izini sürerek eylemler gerçekleştirir. Bergusi kitapta kendini, ailesini Kassamı, Filistin ve Kudusü, Mescidi Aksayı ve direnişi anlatır.Eser iki kitaptan oluşuyor.
Bergusi 67 kez müebbet 5200 seneye çarptırılan, işgal devletinin tarihindeki en büyük dosyaya sahip tutukludur.
Eserin sonunda Babası ile yapılan bir röportaja ver verilmiş.
Dili akıcı bir eser fakat beklentimi pek karşılamadı açıkçası. Daha etkileyici bir eser beklediğim için sanırım bakalım ikinci kitap nasıl???
İnstagramda severek takip ettiğim yazarımızla tanışma kitabım"Çocuklar Anneleri Büyütür, Babaları Da"eseri idi.
Ardından "Ruh Ziynetler."
Yeni kitap müjdesini verince öyle heyecanlandım ki... Çıkar çıkmaz aldım tabi. Yine bizi anlatacak, kendimizi sorgulatacak ve altı çizile Çizile okunacak bir kitap olacak diyordum. Nitekim beklediğim gibi oldu.
"Bir Gün Ya da Bir Günden Daha Az"
Eser yazarın annelik, evlilik ve hayata dair kısa ama etkileyici yazılarından ve kendisine sıkça sorulan sorulara verdiği cevaplardan oluşuyor. Bir çırpıda okunacak denli yalın ve akıcı bir dili olmasına karşın bitsin istemiyor ve sindire sindire okumak istiyorsunuz.
Çoğu satırda sanki karşılıklı çay içiyoruz da gözlerime bakarak yüreğime dokunuyor hissine kapıldım.
"Bazı kitaplar tekrar tekrar okunmak için yazılmıştır." diyen yazarımız tam da öyle bir kitap yazmış.
"Benim için okumak biraz da teselliler arama yolculuğudur." cümlesini okuyunca tüylerim diken diken oldu. Zira beni en iyi anlatan cümle idi.
Yazarın da dediği gibi "Tuba Ağacının altında birlikte serinlemek ümidiyle."
Tarık Tufan'ın son eseri ile geldim.
Geç Kalan
Yazarın Tuhaf dergisinde yayımlanan yazılarından oluşan bir geç kalmışlar kitabı.
Tarık Tufan'ın her eseri ayrı özel ayrı güzeldir benim için ama bu eser onun elleri ile imzalandığı için ayrı kıymetli.
Geçenlerde Maraş kitap fuarına sırf onun için katılıp söyleşini dinleme imkanı bulmuştum.
Öyle donanımlı biri ki bu eserleri nasıl yazdığı anlaşılıyor.
Gelelim esere:
Yazar eserinde kaybetmişleri, geç kalmışları isimsiz bir kahraman aracılığı ile onun içsel konuşmaları ile anlatıyor. Her şey Füruzan'ın gitmesi ile başlıyor. Bizim de yaralarımıza dokuna dokuna ilerliyor. Şiirsel bir dil üst düzey bir anlatım tarzı ile hayran bırakıyor kendine.
Dinlediğim söyleşinin etkisinden mi bilmem onun sesi ile okudum sanki eseri.
Heybeme bir Tarık Tufan eseri daha eklemiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Hiçbir şeye geç kalmamak ümidiyle.
Keyifli Okumalar dilerim...
Zülfü Livaneli kalemini sevdiğim bir yazardır. Kütüphanemde birçok eseri var severek okuduğum.
Son eseri Balıkçı ve Oğlu kısa sürede okunacak akıcılıkta bir eser.
Yazar her eserinde güncel bir soruna yer veriyor mutlaka. Bu eserde de mülteci sorununa yer vermiş.
Konuyu denizde oğlunu kaybeden Balıkçı Mustafa üzerinden ele almış.
Mesude ve Mustafa oğulları Denizi kaybederler. Mustafa denize açıldığı bir gün boğulmuş iki mülteci cesedi ve bir yunus tarafından kayığına yanaştırılan küçük bir botta yeni doğmuş bir bebek ile karşılaşır ve olaylar başlar...
Olay kurgusu bana diğer eserine nazaran basit geldi açıkçası. Ama anlattığı sorun ve ele alış biçimi başarılı. Kısa sürede severek okunacak bir eser.
Keyifli Okumalar dilerim...
#gönülünkitaplığı #1tatlıhuzural# birdahaoku #mecrakitap #blogcudünyası #kitapeniyidosttur #türkiyekitap #inkılapyayınları#zülfülivaneli
Çalıkuşu
Gülbeşeker
İpekböceği
Feride
Yıllar önce çocuk hislerle okuyup şimdi bambaşka duygularla okuduğum muhteşem bir eser.
Hikaye anne babasız kalmış bir kız çocuğunun - sevgi ve şefkat arayışını yaramazlıkları ile gizlemeye çalışan Feride'nin- tatillerde teyzesinde kalması ve Kamranla yaşadığı aşk ile başlıyor.
Çalıkuşu düğününe iki gün kala bıraktığı mektup ile kalbi kırık bir halde ama gururlu ve kendi ayakları üzerinde duracağı bir hayata atılıyor.
Eser bir aşk romanı gibi görünse de bir mücadele öyküsü. Dönemin sosyal yapısı, zorlukları,toplumsal sorunlar Çalıkuşu aracılığı ile aktarılmış.
Gurbette yalnız başına ordan oraya savrulmak zorunda kalmış bir öğretmen.
Kaçmak istediği duyguları nereye giderse gitsin yanında taşıyan Feride'nin Jurnali...
Feride karakteri bize gerçek sevgiyi öyle güzel hissettiriyor ki kendisinden bile gizlerken.
Ah Kamran ne çok kızdım sana okurken....
Akıcı, duygu dolu hem gülümsetip hem hüzünlendiren bir eser. Neyse ki mutlu sonla biten sıcacık bir hikaye...
Keyifli Okumalar dilerim
Kitapla ilgili düşüncelerimden önce Cemil Meriç ile ilgili birkaç kelam etmek isterim...
Cemil Meriç'in ailesi Balkan Savaşı sırasında Yunanistan' dan göç etmek zorunda kalmış bir ailedir. Hatay doğumlu olan Meriç bu zorunlu göçün zorluklarını fazlasıyla yaşamış bir çocukluk geçirir. (Nitekim bu hal onu kitaplarla dolu bir hayata iter.)
Henüz
Size bir çırpıda okunacak denli akıcı, ama içerik olarak dolu dolu bir Eserle geldim.
"24 Saat Müslümanca Bir Hayat" adından da anlaşılacağı üzere, imandan amele, misafir ağırlamadan uğurlamaya, kalemden kelama, nişandan evliliğe, para kazanmaktan infak etmeye, düğünden derneğe,taziye, hasta ziyateri, misafir ağırlama gibi hayata dair birçok konuda İslami usullere ve Efendimizin hayatına dair örneklere yer vermiş.
Aslında hasret duyduğumuz ahlaklı nesil Allah ve Resulünün buyruğunun hakim olduğu evlerde biz anne babaların gayreti ile inşaa edilecek.
Bu bilinçle evlatlar yetiştirmek ümidiyle. Keyifli okumalar dilerim...
Rüyalarını kontrol altına almaya çalışan, kendini hastalarının yerine koyup kimi zaman yanlış yüzyılda olduğunu düşünürek çarşaf giyip kadın kılığında İstanbul sokaklarında dolaşan bir psikiyatr...
Her şey ilginç psikiyatrımıza bir hastası tarafından büyük amcası Yusuf'a ait eski bir mektubun verilmesi ile başlıyor...
Yusuf ve Behzad:İki yakın dost, iki kitapsever, iki medrese talebesi...
Eser Revan'da yaşanan olaylara yer vererek tarihe tanıklık ettiriyor. (Yazar yine bilgisini konuşturuyor bu konuda.) Edebiyat, şiir, şarkı dolu satılar...
Yusufun simyaya olan ilgisi ve sonrasında düş mü gerçek mi anlayamacağınız akılalmaz olaylar dizisi.
Ve tabi aşk...
Yusuf ve Butimarın birbirine olan aşkı ve bu aşkın akla sığmayacak denli ilginç sonu...
Akıcı, merak uyandırıcı, bilgi dolu bir eserdi. Severek okudum keyifli okumalar dilerim...
