“Düşmanı ezmeye sadece mecbur değil, mahkumuz, millet son kağnısı, son meteliği, son damla kanıyla, Mustafa Kemal’den köylü Mehmet’e kadar cephededir.”
“… Şark’ta harp etmek, mantıktan çok, masalsıydı. Bizim mağlubiyetimizin sebepleri arasında, Türklerin manevi ve tarihi varlıklarının maharetle sahiplenmiş olmalarının payı büyüktür.”
Sayfa 241 - Sia Kitap, 1. Basım, Yunan Kralı’nın kardeşi Prens Andrea’nın HatıralarındanKitabı okudu
Yeni Adana gazetesi, gerçek bir milli kahramandı. … Gazete kağıdı yoktu, Niğde’den kaçak yollarla getiriliyordu. Mürekkep yoktu, soba borularında biriken kurumları topluyorlar, bezir yağı ile karıştırıp boya haline getiriyorlardı. Logosunun altında “Adana, Türk ülkesidir” yazıyordu.
“Eğer o günlerde bir tayyareden memlekete bakarsanız, yer yer yanan ateşler görürdünüz, bunlar ışıldayan çoban ateşleriydi, hepsini birleştirecek alev lazımdı, işte o da Mustafa Kemal’in meşalesiydi!”
Sayfa 106 - Sia Kitap, 1. Basım, Fevzi ÇakmakKitabı okudu
Enver, Talat ve Cemal paşalar gece karanlığında Tarabya’da demirli bulunan Alman torpidosuna binerek, ellerinde küçük birer valizle, Sivastopol’a kaçmışlardı. Osmanlı’nın en güçlü üç adamı… İtibarlarını, şereflerini birer küçük valize sığdırmışlardı.
“… eğer cumhuriyet sizden bir fedakârlıkta bulunmanızı istiyorsa, iyi bir vatandaş hiç tereddüt etmeden memnuniyetle yerine getirir bunu. Cumhuriyet her şeyden önce gelir.”
Sayfa 361 - Can Sanat Yayınları, 43. Basım | Üçüncü Bölüm, Fırtınanın Rotası, VII, Kapı ÇalınıyorKitabı okudu