Buna karşılık O'ndan başka her varlıkta bir veya daha çok sayıda, bir tür eksiklik olması zorunludur. Ancak İlk, tüm bu eksikliklerden arınmıştır. Dolayısıyla onun varlığı en üstün varlıktır ve diğer bütün varlıklardan önce gelir . Onun varlığından daha üstün olan ve ondan önce gelen bir varlığın olması mümkün değildir.
O kadar ağır işler yükleyeceğiz ki onlara, düşünecek bir anlık bile zamanları olmayacak. Hep iş,hep çalışma, hep açlık, hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar.Bu korkular onları kör, sağır, sersem, beyinlerini işlemez yapacak.
Insanın Ay'a bir yararı olmazmış gibi görünüyor. Ay'ın insanlara bir yararı olur mu? İnsanlar kendi gezegenlerini bile bir savaş meydanına ve sonsuz bir budalalıklar sahnesine çevirmekten başka ne yaptılar ki?
Insanlar sevgiye açlar; mutlu ya da mutsuz biten sayısız aşk hikâyesi izlerler, yüzlerce saçma aşk şarkısı dinlerler. Buna rağmen, pek azı sevgiye ilişkin bir şeyler öğrenmenin gerekli olduğunu düşünür.
Ölüler bile, yarım yamalak kalan hikâyelerini tamamlamak için bir meleğin kanatlarına yapışıp dünyaya geri döner bazen. Rüzgâr olur evinin etrafinda eser, börtü böcek olur toprağa karışır, rüya olur uykulara yapışır, bir hatıra olur, vakitli vakitsiz akla gelir. Sen gelmedin.
Uç-beş garip kelimenle birkaç türkün kaldı ellerimde.
Bak, sonunda bir ölü gibi dönüyorum evime. Yolumu gözleyen, vaktimi bekleyen, kalemimi hazır eden, defterimi yazan var orada. Evim barkım, kap kacağım, yorgan döşeğim, kapkara yastığım, ağaçlı vadim, kimsesiz tepelerim, usul usul akan derem, hep aynı noktasına baktığım bir yolum var. Geceleri yolunu gözlediğim Samanyolum, Leyla ile Mecnun yıldızım, kurt ve çakal seslerim, puhu kuşlarım, hep sızlayarak uyandığım sabahlarım, gözümü kapadığım kuşluk uykularım, bir kere bile yüzümü dönmediğim bir kıblem var orada.
Alice onu seviyordu. Gerçekten seviyordu. Juan bunun farkındaydı. Buna sırt çevirmek de her babayiğidin harcı değildir. Bu sevginin bir yapısı vardır, bir mimarisi, bunu geride bırakırsanız kendinizden de bir parça koparırsınız.
Bir ömür bile yetmedi seni sevmeye. Bana iki ömür daha yolla mektubunla. Doğumdan ölüme yeniden seveyim seni. Iki ömür daha öpeyim uykusuz gecenden. İki ömür daha geçeyim yollarından ve gelip kıvrılayım yanına.
Geç kalmış, önemsiz, pek kullanılmayan bir harf gibiydim dünyada. Diğer harflere yardım eder, durmadan başka harflerin yardımına koşar, oradan oraya segirtirdim ama dünya üzerinde bir kelime bile benim adımla başlamazdı sözlüklerde.