Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
kitap hırsızı
kitap hırsızı
@okuyanbircahil
Tanıdığım her insana senden iyilikler katacağım.
228 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Merhabalar,
Dave Gurney cinayetlerine uzun bir ara vermiştim. Yazarın en son kitabı, Fırtınada Yanacaksın'dan daha çok beğendim Tepenin Laneti'ni. Yalnız Verdon bu sefer çok farklı bir tarz işlemiş. Diğer kitaplarına nazaran bu eserde katili teşhir etmiş. Kitap beni sımsıcak karşıladı üslubu mü kafa dağıtmaya olan ihtiyacım miydi bana bunu düşündüren bilmiyorum. Harika bir okuma oldu. Hele kitapta bir traktör meteforu vardı ki beni benden aldı. Bir adam karısının traktörden nefret ettiğini dile getiriyor. Sebebi sorulduğunda ise "Aslında nefret ettiği şey traktör değildi. Bazı şeyler sadece sembolden ibarettir. Traktör; farklılıklarımızın, ilgilendiğim, zaman ayırdığım şeylerin sembolüydü. Traktörü kullanmaya ayırdığım süre nefretin sembolüydü. Traktörü aramızdaki engelin yansıması olarak görürdü" diye cevap veriyor. Acaba nefret ettiğimiz çoğu nesne bizim için neyin sembolü? Kesinlikle tavsiyedir. Kitapla kalın.
Merhabalar. Uzun zamandır ertelediğim hatta bir dönem yarım bıraktığım o çok nadide eseri bugün bitirdim çok şükür. Dimağı fazlasıyla besleyen bir okumaydi. Sürekli kelime anlamlarına baktığım, yer yer kişi araştırmasi yaptığım kısacası çalışarak okuduğum bir kitap oldu. Ama kitabı künhüne vara vara okudum diyemeyeceğim. Bazı kitapları da zaten bir seferde okumayla anlamayalım ya. Tekrar tekrar döne döne okuyalım. Ben de öyle yapacağım kitaba ikinci hatta üçüncü kim bilir belki dördüncü kez emek vereceğim. Kesinlikle tavsiyedir. Kitapla kalın.
Herkese merhabalar.
Gülün Adı; 1327 yılında William adlı rahip ve onun çömezi olan Adso'nun yedi günlük serüvenini konu edinmektedir. İtalya'daki bulunan çok görkemli bir manastırda bir ölümü soruşturmak üzere görevlendirilen William çok çok başka cinayetlere de tanıklık edecektir. Benim yazardan okuduğum ilk kitaptı son olacak muhtemelen. Arka planında kilise ve Papa sorunlarını ele kitabı okurken çok zorlandım. Fazla tarih kokan bir kitap. Çok fazla uzun diyaloglardan oluştuğu için çok sıkıldım. İlgi alanıma hitap eden bir kitap değildi belki de o yüzden sevemedim. Ama çok yorucu ve zorlayıcı bir okuma oldu. Sırf cinayetleri gizini öğrenmek için sonuna kadar okudum yoksa yarım bırakmıştım. Sevgiyle ve kitapla kalın.
Okur Takip Önerileri
Herkese merhabalar. İlk defa bir Tolstoy kitabı okurken bu kadar zorlandım. Ciddi anlamda nefret ederek okuduğum bir kitaptı. Çocukluk ve İlk Gençlik kitaplarını çok akıcı ve severek okumama rağmen bu son kitabın işkence olmasının sebebi nedir bilemedim. Çeviriden mi romanın üslubundan mi cümleler çok anlaşılmaz, yorucu bir hal aldı okurken. Tavsiye değildir.
Kitap isminden de anlaşılacağı üzere yıllar önce yolları ayrılmış ve anneleri tarafından terk edilmiş iki kız kardeşin hikayesini konu ediniyor. Meghan ve Claire. Yıllar içerisinde ara ara iletisim kursalar da hiçbir zaman samimi bir ilişkileri olmayan iki kız kardeş düğün sayesinde bir araya gelir ve nihayet geçmişi konuşma fırsatı bulurlar. Kitabı ismi sebebiyle okumayı çok istemiştim. Ama çok da gerekli olan bir okuma değilmiş. Tavsiye değildir okumasınız da olur.
1930 yıllarındaki ekonomik buhranı konu edinen Pulitzer ödüllü başyapıt olan Gazap Üzümleri, kuraklık ve ekonomik faktörler nedeniyle Depresyon dönemi Oklahoma'sından sürülen ve "Oakie'ler" olarak da anılan yoksul bir çiftçi ailesi olan Joad'ların daha iyi bir yaşam arayışıyla Kaliforniya'ya göç etmelerini anlatıyor. Kitabı okuyup bitirdikten sonra neden bu ismi seçtiğini anlayamamıştım yazarın. Biraz araştırma yaptıktan sonra aslında kitaba Savaş Şarkısı(The Battle Hymn of the Republic) ismini vermek istediğini öğrendim. 'Gazap Üzümleri' ifadesi de zaten kitabın son sayfalarına kadar hiç geçmiyor. "Halkın ruhunda büyüyen gazap üzümleri olgunlaşıp ağırlaşıyor ve bağbozumunu hazırlıyordu." Okie'ler gibi ezilenler, ezildiklerini anladıklarında 'olgunlaşmaktadırlar'. Öfkelerinin meyvesi hasat edilmeye hazırdır." Başka bir deyişle, ezilenleri bir yere kadar zorlayabilirsiniz, ancak eninde sonunda ödenecek bir bedel olacaktır. Joad ailesi yolculuklarında ailelerinden birilerini kaybede kaybede ulaşmıştır Kaliforniya'ya. Ama en anlam veremediğim kaybediș ailenin oğlu Tom oldu. Bu da aslında realitenin bir parçası sanırım. Hepimiz birgün aniden yolculuğu tamamlayacağız. Uzun zamandır kült bir eser okumayan bana çok iyi geldi bu eser. Ruhum doydu diyebilirim. Okuyun okutun.
Akdeniz'in Mavi'si Kırmızı'ya bürünüyor
24 Mayıs 2010 Antalya'dan yol alan bir gemi. Kutlu bir gemi. Türkiye'nin herbir şehrinden, her ülkeden her dinden insanlar. Filistin için tek yürek olan binbir kalp. O yürekli insanlardan birisi de Kayseri'den gelen Furkan Doğan. "Ben buraya dönmek için değil ölmek için geldim" diyen şehit. Zaten ömrü boyunca şehitlik dileyen bir yürek. 30 Mayıs'ta ise katil israilin saldırması şehitlik duaları kabul oluyor Furkan Doğan'ın. Ve kendisiyle beraber niceleri şehit oluyor. Bir şehidin şahitliğine Ramazan Kayan hocanın samimi diliyle eşlik ettiğim için de çok mutluyum. İnşallah bundan sonraki hayatıma o güzel şehidin hayatını örnek alarak devam edeceğim. O ki nice gönüllere gençlere dokunan bir şehit. Kitabı bitirine kadar gözlerimden yaşlar hiç eksik olmadı. Yılın son kitabının Mavi Kırmızı olmasi benim için ayrı gurur vericiydi. Kesinlikle herkese tavsiyedir.
Uzuuun zaman olmuştu bir Rus klasiği okumayalı. Harika bir eserle geri dönüş yapmışım. Lermontov'un kalemini çok akıcı ve samimi buldum. Çok eğlenerek yaptığım bir okumaydı. Eserimizin başkarakateri Peçorin, Maksim Maksimiç'le bir zamanlar beraber görev almaları sonucu okuyuyuca tanıtılıyor. Çoğu okurun kendisine nefret beslemesini gerektirecek pek çok davranışlarda bulunuyor kahramanımız. Tuttuğu günlüğün okuyucuya sunulması ile Peçorin' in bütün duygu değişimlerine, itiraflarına, her ne kadar kibirli ve katı bir kişiliği olsa da ağlamalarına, ihanetlerine, aşklarına şahitlik ediyoruz. Zamanımızın hatta tüm zamanların bir kahramanı Peçorinle iyi eğlenceler herkese tavsiyedir.
Reşat Nuri'nin okuduğum diğer iki kitabına nazaran en az beğendiğim bu kitap oldu. Dili yine fevkalade etkileyici lakin konusunu çok beğenmedim. Bana göre bu bir yaprak dökümü değil aksine bir ağacın fırtınada yavaş yavaş çatırdaması sonucu meydana gelen trajik olaylar serisi. Yaprakların dökülmesi tamamen o ağaç kökünün zayıflaması sebebiyle. Ali Rıza Bey'i sadece söyledikleri ve düşündükleri ile harika bir baba kalıbına oturtabiliriz lakin yaptıkları bunun tam tersini gösteriyor. Leyla'nın "Adam olaydın da kızını bu hale düşürmemeydin" demesi kilit nokta bence. Ali Rıza Bey evde uygun görmediği şeyleri kah küserek kah kırılarak hep sineye çekti ve en sonunda bir gölge olarak yaşamaya başladı. Okuyacak arkadaşlara tavsiyem, kesinlikle diziden bağımsız bir okuma yapın her anlamda. Ben düştüm o hataya siz düşmeyin
Her Tolstoy severin kesinlikle kitaplığında bulundurması gereken bir eser. Tolstoy'un anlam arayışına, varoluşsal sancılarına bizzat kendi ağzından şahit oluyorsunuz. Bu kitaptan sonra Tolstoy'un diğer romanlarını tekrar okuma kararı aldım zira ışık tutacağına ve daha iyi kavrayacağıma inanıyorum.
Eser üç kısımdan oluşuyor. Yürümek, Bir Kış Yürüyüşü ve Gece ve Ay Işığı. Yazarın,farklı zaman ve mekanlarda yapılan yürüyüşler hakkındaki görüşlerini barındırıyor. Çok merak ettiğim hatta Özel'in okuduğum bir kitabında ismi geçmesi itibariyle daha da çok okumak istediğim bir isimdi lakin hayal kırıklığı oldu. Ama sanırım ben kısa klasikler serisi ile aramı düzeltemedim. Bir Kış Yürüyüşü biraz ilgimi çekti. Resmen kışı özleten bir anlatımı vardı. Yürümek kısmında yazarın yer yer katılmadığım hatta canımı ciddi derecede sıkan cümleleri vardı. Kapak tasarımı çok hoş ama :) o da bir etkendi kitabı almamda. Gerçekten de bir kitabı kapağı için almayacakmıșsın kitapla kalın
Kalın, eserini İngilizce kaleme almış ve çevirisini yapmış. Bu sebeple çok fazla parantez içi kelime vardı. Evet kabul kelime açısından zengin bir eser lakin okuyucuyunun odaklanmasını zorlaştıran bir okuma. Batı düşünce tarzıyla yazılmış olması benim çok hoşuma gitmedi. Kısa bir eser olmasına rağmen bir türlü bitiremedim. Yorucuydu. Kitabı anlamakta gerçekten çok güçlük çektim. Akıl tahlilini Kur'an'ı Kerim ile anlatmaya çalışmış yazar. Benim severek okuduğum tek bir bölüm vardı. Tavsiye edebileceğim bir eser değildi.
Tavsiye üzere ilk bu eserden başlamıştım. Tavsiye eden arkadaşa buradan selamlar ve teşekkürler. İsmet Özel anlama, okuma çabalarım biraz daha verimli oldu diyebilirim. Zira Özel bu kitapta kendi "masalını" anlatıyor. Neden şair olduğunu, komünist bir gençten nasıl bir Müslüman bir gence dönüştüğünü özel bir anlatımla okuyoruz. Kitap iki bölümden oluşuyor. Kitaba ismini veren ilk kısım Waldo (Ralph Emerson Waldo) Sen Neden Burada Değilsin ve Henry (Henry David Thoreau*) Sen Neden Buradasın. Ve ortalara doğru neden bu soruları sorduğunu da açıklamış şairimiz. Kitaptan anladığım kadarıyla bir savaş çocuğu İsmet Özel. Devrimler, darbeler kendi içinde de çeşitli devinimler oluşturmuş. Bu bağlamda Türkiye tarihi hakkında okuru da bilgilendiriyor. Tabii ki İsmet Özelce yapıyor bunu. Dolu dolu bir okuma geçirdim. İsmet Özel okuyucularına kesinlikle tavsiyedir. Bereketli okumalar.
*Henry David Thoreau okumak istiyordum nicedir. Bu kitap sayesinde kesinlikle okumam gerektiğine karar verdim. Zira ne diyor Özel, "Kitaplar insanı kitaplara götürür".
Gazali eserinde, dilin yirmi çeşit hastalığından, dille düşülen tehlikelerden ve hadisleri kaynak göstererek bu hastalıktan nasıl kurtulacağımızdan bahsetmiş. Eseri ramazan ayında okumayı tercih ettim. Kendimi sadece yeme içme konusunda değil sözcükler konusunda da kısıtlamam gerektiğini düşündüm. Her sene oruçta okumayı düşünüyorum. Tabii diğer zamanlarda da istifade edilmesi gereken bir kitap. Zira dilimizle düştüğümüz günahlardan arınmak için yardımcı niteliği taşıyor eser. Okuyun, okutun, tekrar ve tekrar okuyun. Kesinlikle tavsiyedir.
Öncelikle Tespih Ağacının Gölgesinde kitabı Bülbülü Öldürmek kitabının devamı niteliğinde olarak kesinlikle düşünülmesin. Scout 26 yaşında artık genç bir hanımefendi olarak lakin hâlâ özgünlüğünü sınır tanımaz çılgınlığını koruyarak Maycomb'a tatile babasının yanına döner. Çocukluk dostu Henry ve babası Atticus ile ilgili bazı gerçekler öğrendiğinden beri kendisi ile savaş halindedir. Afrika kökenli Amerikalıların sivil haklarını gözetmek amacıyla kurulan örgüt 1909 yıllarının gündemindedir. Siyahiler hâlâ beyazların horgörüsünde yaşamlarını sürdürürken Jean Louise herkesi sadece "İnsan" olarak görmektedir. Kendisinin de ifade ettiği gibi bu yüzden de renk körüdür. Ben Bülbülü Öldürmek kitabındaki samimiyeti, vuruculuğu bu kitapta bulamadım her ne kadar karakterler ve yazarımızın savunduğu görüş aynı kalsa da etkisi bana ulaşmadı. Okumak isteyen arkadaşlar paranızı ve zamanınızı başka bir kitaba harcayabilirsiniz. Kitapla kalın.
