Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her ne kadar Shakespeare’e taş atmak istemesem de..
Asıl soru “olmak ya da olmamak” değil, olmayıncaya kadar ne olmamız gerektiğidir.
Sayfa 13 - KierkegaardKitabı okudu
74 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu." Franz Kafka'nın en çok okunan eseri Dönüşüm, son derece etkili cümle ile başlar. Franz Kafka'nın; böcek metaforu üzerinden, ana akımından ayrılana karşı, toplumun duyduğu hoşgörüsüzlüğü, dışlanmışlığı vurgulayan, herkes gibi olmak istemeyenlerin yaşadığı trajediyi anlatan, farklılıklara duyulan tahammülsüzlüğü gözler önüne seren şahane bir eseri. Bizi, varlığımızdan koparan bu hayat, alışkanlık denilen afyonla bizleri uyuşturur. İşte, yaşama istenci, artık bu afyonun etkisinden kurtulmak için Samsa'yı böceğe dönüştürür.Hepimizin gölgesini üzerinde hissettiği kişiler, işler, olaylar veya coğrafyalar, kültürler, inanışlar bulunmaktadır. Bunlarla mücadele etmek hayli zor ve bunlardan kurtulmak ise elimizde, ama işte hayat, bizleri ayağımızdan sıkı sıkıya tutar. Biz ise bundan sıyrılmak için bazen oldukça absürd yollar denemeliyiz. Çünkü insanın yaşamı, ya özgür olmak ya da hiç olmamak. Toplumun size dayattığı kurallara, gelenek ve goreneklere kısacası sistemin dışında kaldığınız andan itibaren bir ötekileştirme girişimiyle karşı karşıya kalacağınızi çok güzel bir şekilde ifade etmiş Franz Kafka. Kesinlikle herkesin okuması gereken ölümsüz bir eser.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,5bin okunma
Reklam
263 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Koku tamrısı olmak ya da olmamak
Talihsizlik içinde dünyaya gelen ve doğumuyla ona bahşedilmiş üstün koku duyusuyla toplum içinde yer edinemeyen ana karakterimiz Jean bapiste grenoille' ün hayatını işleyen bu kitapta koku çılgını olmanın nasıl bir hayat felsefesi olduğunu gayet net bir şekilde öğreniyorsunuz . Akıcı bir kitaptı ( kısmen ) Olay örgüsünde mantığıma ters düşen noktalar vardı ( bekle bu benim hayatım :D? ) Sonuna doğru gelişen o ilahiyat anları hoştu, özellikle böyle bir final hiç beklemiyordum yaratıcı ve yüce bir sondu . Giriş gelişme ve sonuç odaklı düşünürsek sizi çok sıkmadan ilerleyen, ilginizi çekmeye devam eden, koku tutkusu ve vahşiliğin insan vücuduyla harmanlandığı bir eserdi.Bol bol koku var işte okunur .
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201921,9bin okunma
Dünyayı kara görüyorsak, bunun nedeni onu karanlıkta ölçüp biçmemizdir; çünkü düşünceler genel olarak uykusuzluğun, dolayısıyla karanlığın ürünüdür. Düşünceler hayat için düşünülmediklerinden hayata uyarlanamazlar. İçerebilecekleri tutarlılık zihnın yanından bile geçmez. Her insani hesabın, her selamet ya da tehlike fikrinin, olmak ya da olmamak fikrinin dışındayız; boşluğun biçini olan bambaşka bir sessizlik içindeyiz.
Sayfa 110Kitabı okudu
Rakîplerin mâşûk için atışması
Aşk dediğin onsuz olmamak, olamamakla, belki de yakınında olmak ve yakın olmakla anlaşılır." “Sevgiliyle aynı çatı altında sabahladıkları için kendini sevgiliye yakın zanneden nice ahmaklar yaşar şu dünyada. Sevgilinin hayali her gece benimle sabahlıyorsa kim onun bana yakın olmadığını söyleyebilir? Kaldı ki sevgiliye yakın olduğunu
Sayfa 219
"Allah yolunda olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu!"
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
Yani bütün soru 'olmak ya da olmamak'tan ibaret değildir. Soru aynı zamanda ne olduğumuzdur. Et ve kemikten oluşmuş gerçek insanlar mıyız? Dünyamızdaki şeyler sahici mi? Yoksa her tarafımız salt bilinçle mi çevrili?
Türk Efsaneleri
Türk Efsaneleri Kim demiş Türkler denizci bir ulus değil diye! İnsanlığın ikinci atası Nuh Türk olup insanlığı gemisi ile Anadolu'da kurtardı. Son Türk efsanesini canlı ölüler ibreti ile mahşer tufanı efsanesi olarak yaşıyoruz. Yaşananlar yaşandı, yaşanacaklar yaşanacak. Yaşadıklarınıza bir anlam veremiyorsanız, ilmi bir mana ile
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Annesiz olmak onu parçalıyordu. Kalbinin bütün odacıkları birbirinden ayrılıyordu. Bir yemek masasında bile fark ediliyordu annesizliği. Biraz fazla daldırsa kaşığı çorbaya insanların homurdamaları yükseliyor, yüzleri asılıyordu. Annesiz olan çoçukların anladığına göre fazla yemek yeme hakları yoktu. Ayrıca her şeyi doğru yapmak, hiç kimseye yük olmamak ve rahatsızlık vermemesi gerekliydi. Bir hatası olsa ya da kahkahası biraz fazla çıksa küçük fahişe sıfatını yapıştırıyorlardı. Üzülüyordu, acımasız dünyanın acımasız insanlarının arasında korumasız yaşamak onu üzüyordu. Ah, bir annesi olsaydı, sarsaydı kollarına kuzusunu..hiç kimse ona saldıramaz, aşağılayamaz ve hor göremezdi.
Reklam
148 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Genel yorumlar
"Nesneler bir hayal olsun ya da olmasin fark etmez, ben de nihayet bir hayal sayılmam ve böyle bir durumda ben nasilsam nesneler de öyle demektir. Nesneleri sevimli ve el üstünde tutulmaya deger gösteren de işte budur: Onlarin da benim gibi olmalari. Bu yüzden sevebiliyorum onları. Ve gülecegin bir sey daha söyleyeyim sana: Sevgi, dostum
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,9bin okunma
1000 syf.
·
Puan vermedi
Dünyaya Düşkün Olmamak
Akllı oğlum! Allahü teâlânın sevmediği bu dünyânın arkasında koşmamalıdır! Gönlünü hep Allahü teâlâya bağlamak sermâyesini elden kaçırmamalıdır! Ne satdığını ve buna karşılık neyi aldığını düşünmelidir. Dünyâ ile âhıret birbirinin zıddıdır, tersidir. İkisinin sevgisi bir kalbde toplanamaz. İkisi bir araya getirilemez. Arabî mısra’ tercemesi: Din ve dünyâ bir araya gelirse, güzel olmaz! Bu iki zıddan dilediğini seç ve seçdiğine karşılık kendini sat, fedâ et! Âhıret azâbı sonsuzdur. Dünyâda olanlar çok azdır. Allahü teâlâ, dünyâyı sevmez, âhıreti sever.Dünyâya düşkün olanlarla arkadaşlık etmek, onlarla görüşmek, öldürücü zehrdir. Bu zehrle öldürülen kimse, sonsuz olarak ölür. (Aklı olana bir işâret yetişir) demişlerdir. Sakın! Sakın! Çok sakın! Fârisî beyt tercemesi: Bildirilmesi lâzım olanı söyledim sana, Yâ fâidelenirsin, yâ da çarpar kulağına. Onlarla görüşmekden, arslandan kaçar gibi, hattâ dahâ çok kaçmalıdır. Arslan insanın yalnız cânını alır. (Mektubatı Rabbaniden)Dünyâya düşkün olanlarla berâber olmak ise, insanı sonsuz felâkete ve zarara sürükler. Onlarla konuşmakdan, onların lokmalarını yemekden ve onları sevmekden ve onları görmekden sakınmalıdır. Sahîh olan hadîs-i şerîfde, (Zengine, zenginliği için alçaklık gösterenin dîninin üçde ikisi gider) buyuruldu.
Mektubat-ı Rabbani Cilt 1
Mektubat-ı Rabbani Cilt 1İmam-ı Rabbânî · Çelik Yayınevi · 2000211 okunma
++ Berkeley / Tin
"Peki nasıl bir tin bu böyle?” "Berkeley bunu söylerken Tanrı'yı düşünüyordu tabii. Hatta Tanrı'nın var olduğunu herhangi bir insanın varlığından daha belirgin olarak duyumsadığımızı söyleyebileceğimizi savunuyordu." " Bizim var olduğumuz bile kesin değil mi yani?" " Eh işte... Berkeley'e göre gördüğümüz ve hissettiğimiz şey Tanrı'nın gücünün bir etkisidir. Çünkü Tanrı her an bilincimizdedir ve sürekli karşı karşıya bulunduğumuz türlü çeşitli fikir ve duyumların bizde yeniden var olmasını sağlar. Dolayısıyla çevremizdeki bütün doğa ve tüm varoluşumuz Tanrı'da yer alır. Var olan her şeyin tek nedenidir o." "Kibarca söyleyeyim; şaşırdım." "Yani bütün soru 'olmak ya da olmamak'tan ibaret değildir. Soru aynı zamanda ne olduğumuzdur Et ve kemikten oluşmuş gerçek insanlar mıyız? Dünyamızdaki şeyler sahici mi? Yoksa her tarafımız salt bilinçle mi çevrili?"
Sayfa 323 - Pan
Olmak mı Olmamak mı ?
Olmak ya da olmamak. Asıl ve asil mesele de bu KK
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.