Yumuşak, sıcak, çocuksu gözlerle beni süzmüştü gülerek.
Sol elini inanılmaz bir babacanlıkla sağ omzuma koymuş ve
elindeki gazeteyi –o zaman nedenini bilmiyordum– yüzümle
ağzı arasında tutarak:
– Kimi mi arıyorum? demişti.
– Evet, kimi arıyorsunuz? Belki yardımcı olabilirim
bulmanıza.
– Sen keyfine bak evlat! Çünkü ben, kendimi arıyorum,
kendimi!..