.. Hz. Aişe'nin toplumun ıslahı, gittikçe kötüleşen gidişatın düzeltilmesi adına siyasi işlere katılması, aynı zamanda Müslüman kadının sahip olduğu hukukun sınırlı olmadığını gösteren bir delildir. O, kendi hayatıyla, Müslüman bir hanımın da erkek gibi dini, ilmi, ictimai, siyasi kısaca her türlü dünyevi işi ve vazifeyi başarabileceğini ispat etmiş; bilhassa İslam kadının sahip olduğu hukukun ne kadar yüksek olduğunu, ne derece yükseltildiğini göstermiş ve söz konusu hukukun canlı bir örneği olmuştur.
"Burada hareketin (Cemel savaşından bahsediyor) sonucundan çok, belki de önemli olan bir hanımın, önce halifenin icraatından şikayetle ona muhalefet bayrağı açması, ancak halifenin trajik bir şekilde katledilişiyle gittikçe kötüleşen gidişatı durdurabilmek ve toplumu yeniden ıslah edebilmek adına Hz. Aişe'nin devesine atlayıp, peşinde sürüklediği binlerce erkeğin lideri olarak bir siyasi hareketi gerçekleştirebilmiş olmasıdır. Dolayısıyla başarısızlığına rağmen onun bu girişimi, yeri ve zamanı geldiğinde Müslüman bir hanımın da bir eylemci, siyasi bir hareket lideri olabileceğini göstermesi bakımından son derece mühimdir. Sanıldığı gibi Müslüman hanımlardan beklenen, sadece evlere kapanıp iyi bir anne olmaları değil, her türlü sosyal ve siyasal faaliyetlere katılmak suretiyle iyi bir toplum oluşturmaya aktif bir şekilde katılmalarıdır.
İşte Hz. Aişe bu hareketiyle en azından bunun ilk örneğini sergilemiştir. Her ne kadar o siyasi hareketiyle bunu başaramamışsa da, ilim ve irşat faaliyetleri ile bu hedefini rahatlıkla gerçekleştirmiş ve son derece başarılı olmuştur."
Fakat insan hercai, bir dalda durmaz bir yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil gayeye giden yolu sever.
Kim bilir belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir. Yani iki kere iki dört cinsinden bir formül olan gaye değildir; zaten iki kere iki dört hayat değildir baylar, ölümün başlangıcıdır.
Hiç değilse insan, bu iki kere ikiden daima ürkmüştür. İnsan bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek şeyi kalmayacağını bilmektedir.