Yogaya biraz bile merak duyduysanız Çetin Çetintaş hocamızı da mutlaka duymuşsunuzdur. Öğrendiklerini böyle bir kitapla bizlere aktardığı için öncelikle teşekkür etmek gerek diye düşünüyorum zira ülkemizde bu konular hakkındaki kitapların sayısı hayli az.
Biraz önyargılı olmama rağmen elementleri mantık çerçevesinde açıklaması ve asanaları(poz, duruş) resimli olarak göstermesi, doğru yapılışlarını ve faydalarını detaylıca anlatması sebebiyle sevdiğim bir kitap oldu.Bu kitabı okuduğumuzda duygular nasıl oluşur, oluşan duygunun arkasında ne yatar gibi birçok soruya cevap buluyoruz.
Yogaya merakı olan ya da başlamak isteyen herkes mutlaka bu kitabı okumalı diye düşünüyorum ki nereden başlayacaklarını bilsinler. "Duygu, bedende bir elementin eksilmesi veya artması sonucunda meydana gelir. Her elementin tam olduğu noktada, hiçbir duygu hissedilmez. Tamlık hali, hissizliktir. Bedende bir element eksildiğinde veya arttığında, ortaya muhakkak duygu çıkar ve ortaya çıkan her duygu, meydana gelen eksikliği doldurmaya yönelik bir işarettir." diyor kitap böylece hangi elementin dengesiz olduğunu, ne üzerinde çalışmanız gerektiğini bulmanıza yardımcı oluyor.
Zor yıllar geçirdiği, anne babasını kaybettiği ve savaşı yaşadığı ama aynı zamanda büyük bir zevkle balık tuttuğu kasabaya özlem duyan George bir gün herkesten habersiz kasabaya, çocukken bulduğu gizli göletteki balıkları tutma hevesiyle geri dönüyor. Ama hevesi boşa çıkıyor çünkü kasaba çocukluğundan o kadar farklı ki büyük bir hayal kırıklığı oluyor.
Kitabı okurken bir yandan zavallı George diye düşündüm ama daha sonra aslında hepimizin George gibi olduğumuzu fark ettim. Etrafımızda bir kargaşa bir savaş devam ederken küçük hayatlarımızda işlerimizden şikayet ediyor yeteneklerimizi boşa harcıyoruz. Belki bizde kendi hayatlarımızı bir kitap gibi okuyabilsek kendimize acırdık.
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,6bin okunma
Genç Werther’in Acıları
Yazıldığı dönemde Almanya’da tüm gençliği etkileyen, sayısız intihara neden olan, mavi frak ve sarı yelek giymeyi moda haline getiren, Werther’in dostu Wilhelm’e yazdığı mektuplardan oluşan, depresyonda olanların iyileşene karar okumamasını önereceğim kitap. Kitabın hikayesinin aslında yazar Goethe’nin yaşamına dayandığı
Anna karenina
Lev Nikolayeviç Tolstoy, bu kitabı yazarken hizmetçisine; "Odama sakın girme, kapıda yemeği bırak git. Çok önemli bir şey olursa kapıyı çalarsın." demiş. Hizmetçi de korkuyor tabi Tolstoy'dan, hiç çalmamış kapısını. Bir gün sabah verdiği yemeği yememiş Tolstoy. Öğle verdiği yemeği, akşam verdiği yemeği de. Hizmetçi bir şey
Kitabın ön sözü şöyle başlıyor; bu kitapta önemli olan Oblomov değil, oblomovluktur. Bir kitap karakteri düşünün ki ismi sözlüklere geçmiş. Oblomovluk.
O zaman önce size Oblomov'u tanıtarak başlamam gerekir.
Oblomov, yıkılmakta olan bir toplum düzeninin, Rus derebeyi sınıfının çocuğudur. Çiftliği vardır,
köleleri vardır; ama kendisi, bütün