Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza Nur Özdemir

Beyza Nur Özdemir
@parsedest
"beyza.okuyor" Instagram'da okuduğum kitaplar hakkındaki düşüncelerimi anı olarak saklamak ve paylaşmak için kullandığım sayfam. Herkesi beklerim:).
·
Puan vermedi
Haldun Taner'in 7 hikayeden oluşan son öykü kitabı "Yalıda Sabah" ismini içindeki bir hikayeden alıyor. Ferhan Şensoy'un aktardığına göre Haldun Taner her sabah gün doğarken uyanır, Modadaki evinin balkonuna çıkar 20 sayfa yazı yazarmış. Vapurları, kuşları, insanları izlerken kazandığı izlenimleri de bu kitapta aktarmış olmalı ki buram buram İstanbul kokuyor. Tiyatro eserlerinde görmeye alıştığımız abartılı karakterlerin yaşamlarından kesitler sunuyor. 1980 yılları tasvirleriyle dolu, yazıldığı dönemin sokaklarında bir gezinti vadediyor. Kısa olmasina rağmen etkileyici. Bolca betimleme var ancak asla sıkmıyor. Göz önünde olmayan detaylara da önem veren akıcı bir kitap. Okumayı çok sevdiğim bir melankoli havası saklı öykülerin içinde. Bir an önce diğer kitaplarını da okuma isteğiyle bıraktı beni. Size de mutlaka okumanızı öneririm.
Yalıda Sabah
Yalıda SabahHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 2020433 okunma
Reklam
90 syf.
·
Puan vermedi
·
48 günde okudu
Biraz uzun bir aradan sonra edebiyat derslerinden Çehov tarzı ya da durum hikayesinin temsilcisi olarak aşina olduğumuz Anton Pavlovic Çehov'un Vanya dayı eseriyle döndüm. Geçtiğimiz aylarda izlediğim drive my car filminde büyük yer kaplıyordu bu eser. Ben de çok merak edip hemen almıştım. İyi ki almışım kısa ama altı çizilecek bir çok cümle içeren, etkileyici bir kitaptı. Bu 4 perdelik tiyatro eseri bir çiftlikte geçiyor. Her biri kendi mutsuzluğunda yaşayan ve pişmanlıklarıyla boğuşan karakterlerden oluşuyor. Tam bir "melankolik eser" diyebilirim. Karekterlerin hayatlarında bir şeyler eksik ama ya ne olduğu bilinmiyor ya da tamamlamak için çok geç. İsmi Vanya dayı olmasına rağmen eserde tam bir baş karakter yok. Her bir karakterin kendi pişmanlıkları, mutsuzlukları var. Birde Rus eserlerinde her bir karakterin farklı isimlerle anılması gibi bir olay olduğundan okuması biraz zor. Sürekli başa dönüp kim kimdi diye bakmam gerekti. Kısa olduğu için de tam ben karakterlere alışmışken kitap bitti. Genel olarak kısa ve güzel bir tiyatro eseri. Okumanızı öneririm ancak oyununun daha güzel olacağı gibi bir his var içimde. Bir gün denk gelirsem mutlaka gitmek isterim
Vanya Dayı
Vanya DayıAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,8bin okunma
1025 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Karamazov kardeşler Dostoyevski’nin ölmeden önce tamamladığı son romanı benimse bunca zamandır okumamış olduğum için bir miktar suçluluk hissettiğim ama okuduktan sonra da iyi ki şimdi okumuşum dediğim bir kitap. Bunun nedeninden en son bahsedeceğim 1020 sayfalık bu klasiği konusuna girmeden anlatmak biraz zor ama ben bunu başaracağım Rus ve
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
184 syf.
·
Puan vermedi
Yıl 1846. Dostoyevski henüz 23 yaşında. İlk romanı İnsancıklar’ı tamam­lar tamamlamaz ev arkadaşı yazar Grigoroviç’e okutur. Grigoro­viç o kadar heyecanlanır ki birkaç kez kalkıp Fyodor’un boy­nuna sarılmak ister; fakat arkadaşının aşırı duygu gösterilerinden hoşlanmadığını bildiği için yapmaz. Grigoroviç ertesi gün romanı yazar ve yayımcı
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201862,2bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Suzan Defter Ayfer Tunç'un kaleme aldığı bu kitap bir erkek ve bir kadının tuttuğu günlüklerden oluşuyor. Kitabın sol tarafında erkeğin sağ tarafında ise kadının günlüğü var.(Örnek bir sayfa ikinci resimde).Kitaba adını veren Suzan ise bunlardan ikisi de değil başka bir karakter. Bu iki kişinin yolları bir gün kesişiyor ve sonrasında geçmiş
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213bin okunma
Reklam
166 syf.
·
Puan vermedi
·
62 günde okudu
Görme Biçimleri Öncelikle John Berger den bahsetmek isterim. Mesleğine ressam olarak başlamış ve daha sonra sanat eleştirmenliğine dönüşümüs. 2017 de 90 yaşında hayata gözlerini yummuş. Kitabın kapağındaki "Düşlerin Anahtarı" adlı resimden başlamak istiyorum anlatmaya (daha iyi görebilmeniz için ikinci resme koydum). Resimdeki atın
Görme Biçimleri
Görme BiçimleriJohn Berger · Metis Yayıncılık · 20205,7bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Ruhun Tutkuları Kitabın ortaya çıkışı modern felsefenin kurucularından Descartes'in mektup arkadaşı Prenses Elizabeth'in sorduğu "Ruh onunla hiçbir ortak noktası olmayan bedende varlığını nasıl devam ettiriyor, ruhun bedendeki eylemleri nelerdir?" gibi sorulara ısrarla yanıt aramasıyla oluyor. Filozof önce Elizabeth'in
Ruhun Tutkuları
Ruhun TutkularıRené Descartes · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,212 okunma
191 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
"Yürümek spor değildir" diyerek başlıyor kitap. Açıkçası bana bu kitabı okumadan önce sorsulsaydı tahminimce bir çok kişinin de yapacağı gibi yürümek spordur derdim. Ancak değilmiş. Yürümek sadece A noktasından B noktasına gitmek değilmiş. Yürümekten kasıt öyle kaldırımlarda, belirli bir çizgi üstünde yürümek de değilmiş. Yürümek demek düşünmek demekmiş. Ayaklarımız bir dizi seri hareketlerle bir diğerinin önüne iniyorken zihnimiz bambaşka alemlerdeymiş. Yürürken kimlik fikrinden kurtulur, biri olma zorunluluğundan kaçarmışız ve daha nicesi imiş... Yürümek eylemine çok güzel bir yönden bakmış yazar. Ve sadece bakmakla kalmayıp öyle örnekler vermiş ki kitabı elimden her bıraktığımda güçlü bir yürüme istediği içinde buldum kendimi. Kitabı okurken bir çok ünlü ismin hayatlarına deginilmiş. Nietzsche, Flaubert, Gandi, Rimband, Thoreau nun hayatlarında yürümenin yerini incelenip, fikirleri aktarılmış. Örneğin "Yaşamak için ayağa kalkmadıysan, yazmak için oturmak ne kadar beyhude." diyor Henry David Thoreau. Nietzsche şöyle ekliyor: "..şenliğine kasların da katılmadığı hiçbir düşünceye güvenmemeli." Benim çok beğendiğim ve tavsiye edeceğim bir kitap oldu. Bir çok cümlenin altını çizdim. Bazılarını sığdırabildiğim kadarıyla aşağıda sizinle de paylaşıyorum. Sonlara doğru biraz yavaşladığını hissetsem de zaten fazla uzun olmadığı için zorlanmadan bitti.
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yaz ortasında ölüm yazarın 1946-1963 yılları arasında yazmış olduğu birbirinden bağımsız 11 hikayeden oluşan bir kitap. İsmini yine içindeki bir hikayeden alıyor. Hikayeler çok sürükleyici ve ilgi çekici olmalarına rağmen bittiklerinde çoğu kez garip bir duygu ile bırakıyorlar bizi. Bu duygu belki belirsizlikten kaynaklanıyor belki huzursuzluktan ancak büyük ihtimalle sıradan gibi görünen hayatların çarpıcı yönleri ile yazıya dökülmesinden. Kısa hikayelerden oluştuğundan söyleyecek fazla şey bulamıyorum ancak kesinlikle önereceğim bir kitap oldu. Özellikle bulmaca yaz ortasında ölüm ve havai fişekler isimli hikayeler çok hoşuma gitti. Bu kitap hakkında söyleyebileceğim bir şey varsa o da kesin sonlar beklemeden okursanız keyif alacağınız olur.
Yaz Ortasında Ölüm
Yaz Ortasında ÖlümYukio Mişima · Can Yayınları · 2019612 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
2017 Nobel edebiyat ödülü sahibi Kazuo Ishiguro'nun Time dergisi tarafından en iyi 100 roman listesine alınmış Beni Asla Bırakma kitabıyla beraberiz bugün. İsminin romantikliğine, kapağının korkunçuğuna bakıp aldanmayın. Kitap Hailsham isimli bir yerde büyüyen Kathy H. nin otuzlu yaşlarında burada beraber büyüdüğü arkadaşlarıyla tekrar bir araya gelmesi ve bu çocukların Hailshamdaki ve sonraki hayatlarını konu alıyor. Hailsham çocukların dış dünyadan tamamen uzaklaştırıldığı, sağlıklarına çok dikkat etmeleri gerektiği söylenen ve sürekli sanata yönlendirildiği bir yer. Tabi bunların nedenlerini kitabı okudukça buluyoruz daha fazla bahsedip spoiler vermeyeceğim. Öncelikle kitap çok özgün bir konuya sahip. Genelde bu tarz kurguya sahip kitaplarda bir isyan duygusu hakim olur. Burda ise sadece bir kabulleniş vardı. Ya da kitabın sonlarına doğru daha iyi fark ettiğimiz kabullenilmiş bir çaresizlik. Bu yönüyle benzerlerinden ayrıldığını düşünüyorum. Genel olarak dili akıcı bir kitaptı zevkle okudum. Bu nedenle ileride yazarın Klara ile güneş adlı kitabını da okumayı düşünüyorum. Kitabın beni en çok etkileyen yanı "Sadece bir başkası için yaşamak nasıl olurdu?" hakkında epeyce düşündürmesi oldu. Ama kitabın garip bir yanı ise belirli bir kategoriye sığmıyor oluşuydu. Distopya desem değil bilim kurgu desem hiç değil... Ne olduğunu çözemedim açıkçası.
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217,7bin okunma
Reklam
712 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Sonunda! Kitabı okuyup sonra izleyeyim diye 1 aydır ertelediğim Dune: Çöl Gezegeni filmine sonunda gittim. Ama iyi ki de kitabı okuyup öyle gitmişim. Uzun süredir izlediğim en iyi film oldu. Hatta peşin peşin puanımı da vereyim 9.5/10 Frank Herbert her ayrıntısıyla apayrı bir evren yaratmış. Yarattığı evrenin her ayrıntısını ince ince dokumuş.
Dune
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,7bin okunma
738 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Biraz uzuuun bir aradan sonra okuryorumsal ın okuma grubuyla Kasım ayında okuduğumuz Zemberekkuşu'nun Güncesi ile geri döndüm. Aslında kitabı bitireli bir hafta oluyor ama yorumunu ancak yazabildim. Murakami'den okuduğum 4.kitap oldu. O alışıldık mistik havayı burada da oldukça hissediyoruz. Yine yazarın kaleminden kaynaklı okuması fazla zor
Zemberekkuşu'nun Güncesi
Zemberekkuşu'nun GüncesiHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,432 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
Wolfgang Borchert 1921 de Almanya'da doğuyor. 21 yaşında İkinci Dünya savaşı sırasında askere alınarak cepheye gidip ağır yaralanıyor. Tam çürüğe ayrılacağı sırada tutuklanıyor. Tabi bu sürede ilerleyen hastalığı döndüğünde de peşini bırakmıyor. Döndüğünde tedavi için arkadaşları tarafından İsviçre'ye gönderiliyor ve burada kısa şiir ve hikayelere
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
639 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal’in yaklaşık 32 yılda yazdığı, okuyanı alıp o zamanın Çukurova’sına götüren, dönemin kültürünü, yaşam biçimini, doğasını, mücadeleyi, haksızlık ve adaletsizlik karşısındaki isyanını bizlere yaşatan; Yaşar Kemal’in söyleyişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş “ bir insanın, “mecbur adam”ın romanı. Yaşar Kemal’in başkaldırının şiiri olarak nitelendirdiği her kitaplığın baş yapıtı. 2165 sayfalık bir zamanda yolculuk. Her sayfası Anadolu kokan kimi yerde gerçekçi kimi yerde masalsı bir roman. Yaşar Kemal diyor ki: “İnce Memede başladığımda 24 yaşındaydım. İnce Memed de 21 yaşındaydı. Ben İnce Memed’in 4. kitabını bitirdiğimde 60ıma gelmiştim. İnce Memed daha 25 yaşında.” Eğer sizde benim gibi Türk edebiyatının en önemli eserlerinin başlarında gelen bu seriyi ertelediyseniz daha fazla ertelemeyin. En kısa zamanda alın okuyun.
İnce Memed 4
İnce Memed 4Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202115,9bin okunma
500 syf.
·
Puan vermedi
Emily Bronte'in yazdığı ilk ve tek kitap olmasından dolayı ne kadar üzgün olduğumu belirtmekle başlamak istedim. Böyle güzel üsluplu ve konulu bir kitabı okuduktan sonra yazarın diğer eserlerini de okumak isterdim ama yazarın kitabı bitirdikten bir yıl sora ölmesinden dolayı böyle bir şansım olmadığı için hem kendi adıma hem de edebiyat dünası adına çok üzüldüm. Kitabı okurken Thrushcross Çiftliğine kiracı olarak yerleşiyoruz ve çiftlikle uğultulu tepelerin sahiplerinin hikayelerini evin hizmetçisinin ağzından dinliyoruz. Kitabın kısaca bir özetini yapmak gerekirse her şey bir babanın Heatcliff adını verdiği çocuğu sahiplenmesi ile başlıyor. Zamanla Heatcliff evin küçük kızı Catherine ile arkadaş oluyor, zamanla arkadaşlığı aşka dönüşüyor ama Catherine daha saygın bir adam olan komşuları Edgar Linton ile evleniyor. Bunun üzerine çekip giden Heatcliff 3 yıl sonra zengin birisi olarak dönüyor. Dönüyor dönmesine ama aşkı da nefrete dönüşmüş oluyor. Bundan sonra da Heatcliff in intikam alma hırsını, öç alma isteğini, bir bakıma da saplantısını okuyoruz. Her ne kadar intikam, hırs, öç almak gibi kötü kavramlarla başlamış olsam da kitaptaki iyi kavramlara ve bunları temsil eden karakterlere de dikkat çekmek gerek. Örneğin Catherine'in evlendiği adam Edgar linton sadakatin, hikayeyi ağzından dinlediğimiz evin hizmetçisi Nelly Dean iyiliğin ve sevginin simgesi olarak karşımıza çıkıyor. Kısacası kitapta iyilik ve kötülüğü saf halleriyle görüyoruz. aşksa aşkı, nefretse nefreti, kinse kini, iyilikse iyiliği tam haliyle yaşıyorlar. Sonuç olarak dili ve konusu bakımından tek solukta okunabilecek film tadında bir klasik. Okuyun okutun
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201242,2bin okunma
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.