Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Peryavşan

Bu tür hareketlerle ilgili söylenecek en iyi söz, Vergilius'un Dante'ye hayatı soylu amaçlardan yoksun, emelleri sığ olmuş insanlarla ilgili olarak söylediği sözdür: "Non ragioniam di lor, ma guarda, e passa." (Söz etmeye değmez, yalnızca bak ve yürü.)
Reklam
Demek istediğim şu ki Şeytan'ın sisteminin -çünkü bu öncelikle bir sistemdir, mantıksal bir çılgınlığın kurucusu olan bir sistem- kayda değer bir politik etkisi vardır. Aslında varlığı temelde politiktir.
Sayfa 14
Tanrı'nın bir simetrisinin olması gerekiyordu, aksi takdirde insanlığın kötülüklerini Tanrı'ya yıkmak gerekecekti.
Sayfa 12

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...Ve dahası, mitolojilerinde Şeytan'a denk düşecek hiçbir şey betimlenmediğine göre, Yunanlılar ve Romalılar -başkalarının yanı sıra- Şeytan'sız nasıl yapabilmişlerdi?
Sayfa 12
...O zaman yaratıcı niçin durup dururken beni bir akılla donatmıştı? Kullanmayayım diye mi?
Sayfa 12
Reklam
Bu yaş grubundaki çocuklar, ilk kez bedenlerini ve zihinlerini sistematize edebilme yeteneğine sahip olabilir ve kendi kelimesi gerçek bir anlam kazanmaya başlar. Tabii ki, böylesi bir gelişme ile yeni problemler doğar: Çocuklar, sıkıntılarını kelimeler yerine bedenleri aracılığıyla bildirmeye başlayabilirler; aslında ruhsal endişelerini bedensel semptomlar arkasına saklayabilirler. Bu yaş grubundaki çocuğun, ödevini yapmadan öğretmenle yüzleşme durumunda ya da girdiği bir testin ardından düşük sonuç beklentisi ile somatik semptomlar bildirmesi çok yaygındır. Anne, çocuğu okula gitmek üzere uyandırmaya geldiğinde, baş- mide ağrıları ve genel halsizlik görülebilir. "Notlarım hakkında endişeliyim ve öğretmenle yüzleşmek istemiyorum" demek yerine, çocuk şimdi, "kendimi kötü hissediyorum," diyebilme becerisi edinmiştir.
...Örneğin bu yaş grubunda depresyon genellikle yetişkinlerde gördüğümüz psikomotor retardasyona değil çoğu zaman hiperaktivite ile birlikte birçok probleme eşlik eder. Birçok depresif erkek çocuğu, kederli olarak değil yaramaz olarak nitelenir.
...Çünkü yüzyıllık yalnızlığa mahkûm edilen soyların, yeryüzünde ikinci bir deney fırsatları olmazdı.
Sayfa 461Kitabı okudu
Tatlıya düşkünlüğümüzün sebebi
... tatlıya düşkünlüğü ele alalım. Böyle bir tercih, psikolojik bir mekanizma olarak düşünülebilir ve genetik bir dayanağı bulunmaktadır. Ayrıca, böyle bir tercih sahip olmamızın nedeni, bunun, atalarımızın hayatta kalma şansını artırmış olmasıdır: Tadı en tatlı olan meyveler, aynı zamanda en fazla besin değerine sahip olanlardır ve atalarımız bu meyvelerden yiyerek ilgili genlerin hayatta kalmaya devam etme şansına artırmışlardır (Symons, 1992).
Kişinin endişelerinden kaçması ya da mantıklı bir çıkış yolu bulmaya çalışması uzun vadede onu daha zayıf kılmaktan başka işe yaramaz.
Sayfa 73
Reklam
Gülmek kişinin kendi zihinsel karmaşası ile yüzleşmek için yeni ve daha cesur bir bakış açısı elde etmesi yerine endişe ve boşluktan devekuşu misali kaçışıdır.
Sayfa 62
Hatta bu kitabın temel argümanlarından biri de bireylerin kendilerine özgü güç ve becerilerinin kolektivist bir uyum çanağında yitip gitmektense yeniden keşfedilerek topluma fayda sağlayacak çalışmalara temel oluşturabilmesini sağlamaktır.
Sayfa 48
... nasıl ki endişe öz farkındalığımızı yok ediyorsa, kendimize dair farkındalığımız da endişeyi yok edebilir.
Sayfa 45
Nevrotik endişenin büyük çoğunluğu bilinçaltına yerleşen bu tür psikolojik çatışmalardan kaynaklanır. Kişi kendini tehdit altında hisseder ancak bu tehdit sanki bir hayaletten gelmektedir; düşmanın nerede olduğunu, onunla nasıl mücadele edeceğini, ondan nasıl kaçacağını bilmez. Bilinçaltındaki bu çatışmalar genellikle kişinin geçmişinde kalan ve kendini yüzleşecek kadar güçlü hissetmedi bir tehdit sonucunda ortaya çıkar.
Sayfa 44
Günümüz toplumunda çoğu insan için baskın değerler beğenilmek, kabul görmek ve onaylanmak olduğuna göre, çağımızda en büyük endişe kaynakları beğenilmemek, dışlanmak ya da onaylanmamaktadır.
Sayfa 42
195 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.