Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aleyna

Aleyna
@pietruccia
full stack tıka basa dolu developer
istanbul
103 kütüphaneci puanı (Geçen ay: 89)
1697 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Bir bedene ve bir benliğe sahip olmanın şartı ötekinin mevcudiyetidir. Ötekinin olmadığı yerde insan, insan olmaktan çıkar. Onun yerine tanrı bile olacak olsa bunun için ödenen bedel, yani kaybedilenin acısı kalır.
Reklam
Batı karşısındaki takatsizlik o dereceye ulaşmıştır ki, iki büyük dünya savaşı sonrasında dahi modernliğin çıkmazları yine Batı’nın kendi içinden düşünürleri eliyle ele alınmış, kritiği yapılmış ve postmodern olarak ifade edilen devre nispeten ilan edilmiştir.
Sayfa 69 - Eşyayı Yerine İrcanın İmkânı: Âlim – Aydın ve Mütefekkir SarkacıKitabı okudu
İslâm’ın bilme tarzı vahiyle sımsıkı bir şekilde mukayyetken Batı düşüncesindeki “bağsızlık” insanın Tanrı rolüne bürünerek dünyayı kurgulamaya kalkışmasına neden olmuştur.
Sayfa 67 - Eşyayı Yerine İrcanın İmkânı: Âlim – Aydın ve Mütefekkir SarkacıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...erken saatteki ilk ışık izlenimini uyandıran ve aynı zamanda canlandırıcı, dinlendirici bir uykudan sonra sabahleyin yürüyüşe çıkan insanın ruh haletini sembolize eden i- sesi...
Platon, Herakleitos’un bir öğrencisinden dolayı «Kratylos» diye adlandırdığı diyalogunda, «dilin nesnelerin mahiyetinin anahtarı olduğu» şeklindeki görüşü ele alır ve inceler. İnsanın yüksek yetenekleriyle, gerçek varlığa giden yolu bulabileceği düşüncesi, muhakkak ki Platon’a yabancı değildi. Fakat o, sabit ve değişmez varlığı bir olaylar ve gerilimler örgüsüne çözüp dağıtan bir öğretiyi pek güvenilir bulmuyordu. Bu yüzden bütün öğretiyi, onu bazen oldukça hoşgörü ile bakarak, son derece zekice, bazı anlarda fark edilmesi çok zor bir istihza ile bir kere daha ele aldı ve sonunda çürütüp reddetti: Her şeyin sonunu anlamaya giden yol, dilden geçmiyordu.
Reklam
Yunanlılar Herakleitos’tan çok önce, isimlerin kendi kökleriyle, isimlendirilen nesnelerin mahiyeti konusunda bilgi veren ilişkisini etymos ‘doğru, gerçek’ olarak adlandırıyorlardı. Bu geriye götürüp bağlama sanatı, «etimoloji», yani «kelimelerin gerçek anlamları bilgisi» ismini buradan almıştır. Çünkü her nesne kendi doğru ismine sahiptir, iş onu bilebilmektir.
Nietzsche'ye göre eğer metafizik, iki dünya arasındaki ayırımla, özün ve görünüşün, doğrunun ve yanlışın, akli ve duyusal olanın karşıtlığı ile tanımlanıyorsa, onu Sokrates icat etmiştir.
Sayfa 96 - Deleuze, 2021.Kitabı okudu
Nietzsche, bilim aracılığı ile "evrenin tüm muammalarının çözülebileceği ve derinlemesine anlaşılabileceği"ne duyulan inancın büyüsü altında kuramsal bir kültürün doğduğunu kederle anlatır. Ona göre "şeylerin en derindeki gerçek özü"nü gizleyen tam da bu iyimser yanılgıdır.
Sayfa 73 - (Berkowitz,2003: 103)Kitabı okudu
Sokrates döneminde pyskhe sözcüğü, günümüzdekinden oldukça farklı anlamlarda kullanılıyordu. Peki, Sokrates bu sözcüğün kullanımına tam olarak ne tür bir katkıda bulunmuştur? Guthrie, bu soruyu Sokrates'in insan pyskhe'sini gerçek benlik olarak düşünmesi şeklinde yanıtlar. Sokrates'e göre yaşayan insan pyskhe'dir ve Homerosçu kahramanların kesin bir şekilde öncelik verdikleri beden, insanın yaşamak için kullandığı aletler ya da araçlardan ibarettir. Zanaatkar ancak araçlarına hakim olduğunda iyi bir iş çıkarabilir. Onun başarısı, bilgi ve uygulama gerektirir. Benzer şekilde yaşam da eğer beden pyskhe'nin emrindeyse iyi yaşanabilir. Böyle iyi düzenlenmiş bir yaşam duyu ve duyguların aklın denetimine bırakılmasını gerektirir. Buna uygun olan erdem, bilgelik ve düşüncedir. Pyskhe'yi geliştirmek, bilgelik ve hakikate özen göstermekle mümkün olur. Her ne kadar pyskhe'nin benlik ile ve benliğin de akıl ile bu şekilde özdeşleştirilmesinin İyonya bilimsel düşüncesinde ve Pythagorasçılıkta kökleri bulunsa da bu anlayı­şın geliştirilmesinde kesinlikle Sokrates'in yeni bir katkısı olmuştur. Şöyle ki o, iyi yaşamın bilgiyle, özellikle benlik bilgisine yönelik temel kavrayışla olan yakın bağlantısını açıklamıştır.
Sayfa 49 - (Guthrie, 2021: 450-451)Kitabı okudu
Sokrates, kendi döneminin Atina'sı için bir at sineği rolü oynamışken Nietzsche bu rolü modern dünyada üstlenmiştir.
Reklam
Huskinson'ın da tespit ettiği üzere Nietzsche'nin gözünde Sokratesçilik bir zayıflık yaratmışbr. Sokratesçiliğin gelişiyle Apollunculuk ile Dionysosçuluk arasındaki güçlü birlik bozulmaya başlamış ve Apolloncu tek yanlılık öne çıkmıştır. Sokrates'in akılcılığı Grek tragedyasının çöküşüne de yol açmıştır. Bunun nedeni, tragedyanın bilgiye yönelik açgözlü bir arzu tarafından yolundan saptırılmasıdır. Sokrates'in bilinebilir olanın erdemli olduğuna ilişkin inancı, tragedyaya da yansımıştır ve bunun neticesi olarak Grek tragedyası içgüdüsel ve bilinç dışı olan Dionysosçu bilgelikten uzaklaşmıştır. Tragedyayı ve içgüdüleri aşağılayan Sokrates, bunların hakikatle bir ilgilerinin olmadığını düşünmüş, varoluşsal sorunların aktif, rasyonel bir zihinle çözülebileceği inancıyla diyalektik eğilimi işe koşmuştur.
Sayfa 22 - Huskinson, 2021: 52Kitabı okudu
Apollon ve Dionysos, doğanın elleridir ve doğa, bu iki kavramla yaratıp yıkmaktadır.
diş hekiminin matkabının kuvvetli vızıltısı gibi, tarihçinin sayfasındaki dipnotun gürültüsü rahatlattırır.
Copeaux kuruluş dönemi maarif politikalarını ele alırken bir analiz aracı olarak "Kemalist girdi" ifadesini kullanır ve bu tabir yoluyla ders kitaplarında tarihsel olay ve kişilerle Atatürk ve dönemi arasında anakronik bağlar kurarak iktidarın politikalarını meşrulaştırmaya girişen söylemlere dikkat çekerek bu ta­rih yazıcılığının ideolojik yapısını analiz eder.
Sayfa 126 - Copeaux, Etienne (2016), Türk Tarih Tezinden Türk-İslam Sentezine, çev. Ali Berktay, İletişim Yayınları, İstanbul.Kitabı okudu
2.835 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.