Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İngilicceci

İngilicceci
@pisfenerli
Sıkı Okur
Don Kişot’a aşık Sait Faik Abasıyanık hayranı Dünya Vatandaşı Kültürel Turizm Sever Geri ve İleri Dönüşümcü
80 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Ne dürttün adamı be şeytan.. Dürtmek ne kelime tekmeledin valla…
Şeytanın dürtmelerini hatta beyninize indirmelerini iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir kitapla karşıya karşıyasınız sevgili kaliteli okurlar:) Aslında sizin değil tabi, baş karakter Yevgeniy İvanoviç’in şeytanla cebelleşmesini göreceksiniz. Arkadaş, bu Ruslar ruhsal çözümlemeleri nasıl bu kadar iyi yapabiliyor? Acaba yaşanmışlıklar olduğu için mi? Bu kadarı da sadece kurgu olamaz heralde. Vardır bir işler:) Konunun ne olduğunu söylemeyeceğim tabi ki, spoiler vermek istemiyorum. Ancak Yevgeniy denen pis herif şeytana karşı çok mücadele etti. Başlarda şeytan dürtmelerinin hiç ama hiç farkında olmadı, basit ve bastırılabilecek duygular sandı birçok şeyi ama baktı gidişat hiç de öyle değil. Hatası şu oldu: hafife aldı şeytanını beyefendi! Ee ne demişler, düşmanını/rakibini hiçbir zaman hafife alma. Bizimki ne yaptı? Yok bunlar da geçer, yok hallederiz usta, yok bunlar benim elimin kiri bilmem ne… Karaktere uyuz oldum ama saygı duyduğum bir nokta şu oldu, güzel mücadele etti. Kaybetti ama yine de mücadele etti. Bazen kaybetsen de kazanırsın ya, öyle bir durum işte. Onurlu kaldı en azından. Az şey değil bu tabi. Ben Rus edebiyatını zaten seviyorum. Hatta hayranıyım. Her türlü beğeniyorum kitaplarını adamların. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli dakikalar diliyorum.
Şeytan
ŞeytanLev Tolstoy · Karbon Kitaplar · 20204,451 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Sert eleştiriler içerir:
İyi ki çok az sayfalıydı. Ben bu edebî akıma(İkinci Yeni) ve akımın şairlerine(Cemal Süreya, Turgut Uyar, Ece Ayhan vb.) hatta bu akımın karşı çıktığı Garip akımına(Orhan Veli) da karşıyım. :) Tamam Garip akımındaki bopstiller, şiir yazamayıp kılıf bulmuş ‘günlük dil’ diye ama İkinci Yeni de yazamamış bence. Sırf karşı çıkacağız diye şiiri deforme etmek de edebiyattan sayılmamalı. Şiir halka yaklaştırılmamalı(Garip akımı) veya halka tamamen kapatılmamalı(İkinci Yeni). Şiir yerinde durmalı, şiir gibi yazılmalı. Eğitimle, bakış açısı kazandırarak halk şiire yaklaştırılmalı. Şiir, neden kendini insanlara beğendirsin ki? Halk okusun, yazsın, çizsin, kendini geliştirsin, okumada belirli bir seviyeye gelsin de kendisi anlasın şiiri. Hiçbir akıma dahil olmayıp, kendini hiçbir çerçeveye sokup kasmadan şiir gibi şiir yazan Tarancı’ya selam olsun…
Kınar Hanımın Denizleri
Kınar Hanımın DenizleriEce Ayhan · Yapı Kredi Yayınları · 2018374 okunma
79 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
Siz hâlâ Puşkin okumadınız mı?
Kitapları kendimiz okurken vurgu, tonlama vs dikkat etmeden gözlerimizle okuduğumuz için, bazı efsane sahneler varsa bile okumamızın düzlüğünden dolayı anlayamayabiliyoruz. Ya da anlasak da etkileyici gelmiyor. Maça Kızı’nı kendim okusam bu histe olabilirdim ancak Storytel uygulamasında sevgili Mehmet Atay’ın sesinden dinleyince kitap hiç bitmesin
Maça Kızı
Maça KızıAleksandr Puşkin · Oda Yayınları · 20001,343 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
92 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Benden bu kadar. Yazarla ilgilenmeyi artık bırakıyorum.
Yine olmadı. Artık kendimi zorlamayacağım Zweig sevmek için. Korku’yu birçok kişi önermişti ama bunu da sevemedim. Daha önce söylediğim gibi Zweig kitaplarının insanı değilim. Korku’dan önce 4 kitabını okudum. Şimdi 5 oldu ve bu yorumu yapabilmem için yeterli bir sayı bence. Yazarı da zaten daha önce araştırmıştım epeyce. Tarzını sevemiyorum sanırım. Ayrıca bu kitapta da şöyle bir hisse kapıldım, kitabın adı Korku diye olur olmadık her duyguya korku denmiş ve olur olmadık birçok paragrafa korku zorla sıkıştırılmış sanki. Korku her duygunun temeli gibi gösterilmiş. Bu şekilde düşünmediğim için de sevemedim sanırım. Gerginlik, telaşlanma gibi hisler de korku gibi yansıtılmış. Zweig severler bu kitabı çok beğeniyor. Zaten bence en iyi kitabı da bu, okuduklarımı düşünürsem. Zweig severlere keyifli okumalar dilerim, benden bu kadar. Artık yazarla ilgilenmeyi bırakıyorum :)
Korku
KorkuStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 2017103,5bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Dayanılacak gibi değildi bu özgürlük…
Ahh Zebercet… İnsanın ciğerini dağlıyor bu hayattan gidişin… Bu kendine katlanamayışın, hayattan bezmişliğin insanın içini acıtıyor… Halbuki, ne şekilde olursa olsun bu hayatın senin kendi özgürlük alanın olduğunu sen de anlıyorsun son nefesinde ama inadından vazgeçmiyorsun… Böyle kitaplar, beni hem üzüyor hem de ciddi anlamda içimi karartıp yaşam
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330,1bin okunma
Reklam
191 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Kalemi ‘insan’ olanın mürekkebi kalpten gelir.
İlk defa bir Necati Cumalı kitabı okudum. Hiçbir beklentiyle başlamadım. Sadece yazarı merak ettim ve okumak istedim. Tabi ki tek kitapla yazarı tanımak mümkün değil ama az da olsa bir izlenim oluşturmak için Yalnız Kadın iyi bir başlangıç oldu. Yalnız Kadın’ın da içinde bulunduğu kısalı uzunlu birçok hikayeden oluşuyor kitap. Aşka, ilişkilere, toplum yaşantısına, inanışlara, geleneklere, şehir yaşantısından taşra yaşantısına kadar pek çok konuya dair gözlem ve düşüncelerini dile getirmiş sevgili Necati Cumalı. Okuyan her insan ‘aa oralarda da mı bu böyleymiş?’ veya ‘arkadaş hepsi mi aynı olur?’ gibi cümleler kuracaktır kendi kendine. Çünkü öykülerin içindeki karakterler sadece kurgu değil insanın ta kendisi. Hani sevgili Haldun Taner’in Sait Faik Abasıyanık için söylediği meşhur bir sözü var: ‘Sait Faik, Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu.’ diye, işte Necati Cumalı da tam olarak bunu yapmış. Kalemi, tamamen hayat. Tamamen insan. Tamamen biz. Bu şekilde kendimden bir parça hissettiğim kitapları okuduktan sonra bitmesine üzülüyorum. Hem etkisi epey bir süre geçmiyor hem de sonrasında bu tadı verebilecek kitaplar aramaya koyuluyorum. Sanırım durum hikayeciliği beni kendine çekti iyice. En beğendiğim öyküler ise şunlar: Yalnız Kadın Güvercinler İlk Balosu Prenses Elizabeth’e Ne Hediye Göndersinler? Tiyatrocular İstanbul Keyifli okumalar dilerim.
Yalnız Kadın
Yalnız KadınNecati Cumalı · Sander Yayınları · 197556 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kendini kendi kendne kendi isteğyle dşlayan yazar.. Sağ ol dönüşlülük zamiri
Bir süre art arda roman, hikaye vs. okuyunca araya böyle bir dergi katmak iyi geliyor. Her sayfasında farklı bir konu… Arka Kapak bu sayısında aykırı yazar İsmet Özel’i dosya konusu etmiş. Çok da iyi yapmış. İsmet Özel’i ve düşünce dünyasını anlama kılavuzu gibi oldu benim için. Bazen İsmet Özel için huzursuzluk veren duygular hissederdim bazen de gayet olumlu duygularım olurdu. Ona karşı duygularım tıpkı yazarın kendisi gibi gelgitliydi. Hatta annemin böyle durumlara cuk oturan bir lafı vardır: Heyheyli :) Bu daha uygundu benim için:) Ama dergiyi okuduktan sonra, bakış açımı değiştirmem gerektiğini düşündüm. Umarım bundan sonrasında kıymetli yazara daha özenli yaklaşabilirim ve kendi isteğiyle tüm dünyaya yabancılaşan bu aykırı insanı anlayabilirim. Çünkü dergiyi okuduktan sonra insana ‘İsmet Özel’i anlama’ isteği geliyor çokça. Keyifli okumalar diliyorum.
Arka Kapak - Sayı 26
Arka Kapak - Sayı 26Arka Kapak Dergisi · Arka Kapak · 201733 okunma
65 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Yani ne desem bilemedim. Keyif aldım mı, hayır. Hiç mi beğenmedim, o da hayır. Tamamen nötr şu an. Şiirde kült yazarlar okunmalı ama sadece. Böylelerini okudukça daha iyi anlıyorum. Zaten bu kitabın yarısından fazlası dev şairlerden alıntılarla dolmuş. İyi ki kendisi yazmış yani, bir de yazmasaydı nasıl olurdu bilemedim…
Horozu Düşen Hayat
Horozu Düşen HayatÖzcan Erdoğan · İkaros Yayınları · 200923 okunma
190 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
“Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur, can da inci mercan da…”
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, çok yönlü bir yazar gerçekten. Önceleri edebiyatın, şu edebiyatı tek tipleştirmeye çalışan gereksiz akımlarından birinde, Fecr-i Ati’de bulunmuş, daha sonra Millî Edebiyat döneminde eserler vermiştir. Cumhuriyet döneminde de yazdığı eserler vardır. Hep O Şarkı kitabı, adından anlaşıldığı üzere bir aşk romanı ancak öyle
Hep O Şarkı
Hep O ŞarkıYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20183,316 okunma
138 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Ne güzel adamsın Sait Usta…
“Sait Faik, Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu.” Haldun Taner Durum hikayeciliğinin şahı, tek bir kelimeyle dünyaları anlatanların aylak prensi Sait usta… Baştan sona hayran kaldığım bir kitap bitirdim ben ya. Bitirince üzüldüm gerçekten, biraz daha olsaydı, biraz
Semaver
SemaverSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 201311,9bin okunma
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Sanırım ben Stefan Zweig kitaplarının insanı değilim.
Zweig kitaplarını bir türlü sevemiyorum ya. Daha önce Amok Koşucusu, Satranç ve Bir Kadının Yaşamından 24 Saat adlı kitaplarını okudum. Üçünden tek beğendiğim Satranç’tı. O da kötünün iyisi gibi geldi bana valla. Önyargılı yaklaştığımı düşünüp bir kitabını daha okumaya karar verdim ve Mürebbiye’yi okudum. Önyargı kırmak için yanlış bir seçim mi yaptım bilmiyorum ama bunu da beğenmedim. Hitap etmedi bana hiç. Çıtayı yüksek tutmaya çalışarak okudum ama beklentimi hiç karşılamadı. Aslında değindiği konu güzel, yetişkinlerle çocukların dünyasının ne kadar farklı olduğunu ve yetişkinlerin çocukların dünyasına kendi dünyalarındaki gibi bodoslama dalınca o masumların ruhlarının nasıl incindiğini anlatmaya çalışmış ama bana hiç geçmedi yani. Kitaplarının abartıldığını da düşünmüyor değilim. Popüler kültüre mi kurban gidiyor, ne oluyor bilmiyorum ama, ben Zweig kitaplarının insanı değilim, bunu anladım. Okuyacak olanlara yine de keyifli okumalar dilerim tabi ki :)
Mürebbiye
MürebbiyeStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202126,5bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Dostoyevski’nin dosya konusu olduğu yani içinde Dostoyevski ve romanlarına dair bilgilere doyacağınız yazılardan oluşan tatlı, roman okumaktan sıkıldığınız ama yine de okumayı bırakmak istemediğiniz zamanlarda derdinize deva olacak şirin bir dergi. Dostoyevski’yi bir kez daha sevdiriyor, romanlarına bir kez daha aşık ediyor. Özellikle Suç ve Ceza ile Öteki romanı üzerine yazılan yazılar çok güzeldi. Dosya konusu Dostoyevski ancak diğer bölümlerde de güzel konular işlenmiş. Yeni çıkan kitaplar, bilimsel araştırmalar, müzik de derginin ilgi alanı. Çok yönlü bir dergi kısacası. Ben keyif aldım okurken. Okuyacak olanlara keyifli vakit geçirme garantisi veriyorum.
Arka Kapak - Sayı 27
Arka Kapak - Sayı 27Arka Kapak Dergisi · Arka Kapak Dergisi · 201735 okunma
67 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Saygıyla eğiliyorum üstad…
Şu hayatın bana getirdiği en güzel şeylerden biri de Sezai Karakoç’u anlama ve onun gibi düşünebilme fırsatıdır. Beni üzen kısmı ise, Montaigne’nin Denemeler’i kadar hatta daha fazla okunup anlaşılması gereken bir kitapken, çoğu insanın kitaptan haberinin bile olmaması… Medeniyet kavramından tutun da turizme, eğitime, üniversitelere kadar birçok fikir ve bakış açısı gösteriyor insana. Ustaca değindiği noktalar, pek çok soruna kendi üslubunca bulduğu çözümler, insana ‘gidilecek alternatif bir yol her zaman vardır’ dedirtiyor. Söylenecek başka söz yok. Bir Sezai Karakoç kitabıysa rafınızdaki, mutlaka okuyun.
Düşünceler 1 - Kavramlar
Düşünceler 1 - KavramlarSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 1995471 okunma
48 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Kim ne derse desin, Monna Rosa en iyi aşk şiiri, Sezai Karakoç da en iyi aşk şairidir. Çağdaş şiirle geleneksel şiir arasında bir köprü gibidir o… Şiirlerinde biçim olarak geleneksel şiirlerin izleri olsa da içeriğindeki özgünlük hemen kendini hissettirir. Monna Rosa şiirinde kavuşamadığı aşkını o kendine has bakışıyla nasıl anlattığını görmemek mümkün değil zaten. Şiir çıplaklığı sevmez, der Cahit Zarifoğlu. Çünkü çıplaklık yani kolay anlaşılabilirlik, okuyanın hayal etmesini engeller. Örtünmelidir şiir, keşiflere çıkarmalıdır insanı, diye de ekler. Monna Rosa’da da kim bilir ne keşifler yaptı ki, ne Sezai abisini ne de Monna Rosa’yı dilinden düşürür… Kitapta yer alan diğer şiirler de tıpkı Monna Rosa gibi, ahenk, kafiye, söz sanatları yönünden oldukça zengin. Özellikle, kişileştirme ve mübalağa sanatını çokça kullanmış üstad… ‘Monna Rosa,bir bakışın ölmem için yetecek’ veya ‘benim aşkım sığmaz öyle her saza’ dizeleri abartma sanatına, ‘Kanadı kırık kuş merhamet ister’ dizesi kişileştirme sanatına aklımda kalan birkaç örnek. Çok çok keyifle okumanız dileğiyle.
Şiirler 1 -Monna Rosa
Şiirler 1 -Monna RosaSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20209,2bin okunma
119 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Okuyarak ömrümün güzide dakikalarını boşa harcadığım bu kitapta tek beğendiğim, okunulası bulduğum hikaye: Hayalet Oğuz. O da kötünün iyisiydi. Umarım keyifli olur okumalar.
Eski Bahçe Eski Sevgi
Eski Bahçe Eski SevgiTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20183,479 okunma
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.