Mutsuzluğu kırbaçlayan anılar geçmişin temellerini canlandırır, hatta eski günlerde içilen zehirlere hoş bir tat vererek geçmişi sevdirip, hatalarıyla mahvolmuş bir insanı gelecekteki umutlarından da yoksun bırakır.
"Hasta bir kalp, acılı ve yaralı olduğu zaman, anılarla hayat buluyor; gündüz sıcaktan yanmış, gelişmemiş, zavallı bir çiçeği, akşamın serinliğinde düşen kırağı tanelerinin diriltmesi gibi."
"İstediğin dengeyi bulabilmek için," dedi Ketut tercüman aracılığıyla, "olman gereken şey bu. Ayaklarını yere, sanki iki değil de dört bacağa sahipmiş gibi sağlam basmalısın. Bu şekilde, dünyada kalmayı başarabilirsin. Ama dünyaya başınla bakmaya bir son vermelisin. Bunun yerine, kalbinden bakmalısın. Böylece Tanrı'yı tanıyacaksın."