Buz gibi soğuk bir geceydi. Yerdeki donmuş kalın kar katmanları buzlandığı için yalnızca köşelere aralıklarla birikmiş olan yığınlar, ortalıkta bağırarak esen rüzgarlarla savruluyordu. Rüzgar, bütün kinini, eline getirebildiğini kurbanlardan çıkarır gibi, bu karları şiddetle, öbek öbek savuruyor ve binlerce sis bulutu biçiminde havaya dağıtıyordu. Tenhalığı, karanlığı ve içe işleyen ayazıyla bu, hali vakti yerinde planlar için, Ocak başına sokulup, Tanrı’ya şükredilecek; yertsiz yurtsuz, aç-bi-ilaç yoksullar için de, bir kenara kıvrılıp ölünecek bir geceydi.