90lı yılların utançla hatırladığımız Bosna hersek katliamının anlatıldığı..hem tarihi hemde kurgu olan bir kitap..
Bosna hersek'e iki kez gitmek nasip oldu. Ilki 2007 yılındaydı..Hala savaşın izlerini taşıyordu. Şehir merkezi, binalar delik deşikti..
Yazar yaşanan dramı öyle güzel kaleme almışki..Okurken, yapılan onca eziyet, katliama, boşnakların yaşadığı zoruluklara bi kenardan bakan seyirci gibi hissettim kendimi..Tıpkı o yıllarda yapılanlara göz göre göre seyirci kalan insanlık gibi..
Yazar kitabın başkarakter Nimeta'nın ağzından anlatıyor.
Eşi Burhan ve çocuklariyla mutlu yaşarken, Hırvat asıllı Stefan ile tanışıp ona aşık olması..Bir güya Aşk hikayesi üzerinden anlatılan romanın açılcası hoşuma gitmeyen taraflarıda çoktu.
(Bosna ziyaretlerimizde Boşnakların kendileriden şunu duyduk. Bizler millet olarak islamdan çok uzaklaşmıştık. Asimile olduk..Ve bu savaş bizi kendimize getirdi.)
Yazarın onları başörtü emrini inkar eden, alkol müptelası, kocasını aldatan bir milletmiş gibi lanse etmesi ve müstehcen bölümlerin olması bennce böyle dram dolu tarihi bir kitaba yakışmadı.