Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ÖYLE büyüksün ki, nerdeyse yok olurum ben, yakınlarına gelip durduğumda. Öyle karanlıksın ki; benim azıcık aydınlığımın hiçbir anlamı yok eteklerinin ucunda. Dalga dalga ilerliyor iraden günler bir bir içinde boğulup giderken.
SEVİYORUM seni, sen yasaların en yumuşağı, onunla boğuştuk ve sayesinde olgunlaştık; sen o büyük hüzün, hiç bastırmadığımız, sen o orman, içinden hiç çıkamadığımız, sen o şarkı, her suskunluğumuzda mırıldandığımız, sen o karanlık ağ, saklanan kaçak duygularımızın takılıp kaldığı.
Reklam
Cesaret edebilirdim orada, seni israf etmeye ey uçsuz bucaksız şimdiki zaman. Bir top gibi dalgalanan her sevince doğru atardım seni, tutsun diye biri ve düşüşünü karşılasın diye yükselen ellerle, sen ey nesnelerin nesnesi.
HAYATIM değil, bu yokuşa benzer an içinde çabaladığımı gördüğün. Bir ağacım ben ardımdakilerin önünde, bir ağızım, birçok ağzımdan yalnızca biri, o en çabuk kapanan. İki nota arasındaki suskunluğum ben, birbiri ile geçindiği söylenemeyen: Çünkü ölümün notasıdır hep yükselmek isteyen-
"Sevmek seveni o kadar ileri bir aşamaya çekip götürebilir ki, sevilenin yetersizlikleri duygulandırıcı, hatta hayranlık uyandıran bir niteliğe bürünerek seveni daha da çok sevmeye yöneltebilir."
Reklam
Büyürdük elbette ve sabırsızlanırdık bazen bir an önce büyümek için, biraz da onların hatırına, zira yoktu başka şeyleri büyük olmak dışında.
Kim endişeyle oturmamıştır ki önünde kalbinin perdesinin?
Bak, ağaçlar var; yaşadığımız evler ayakta hala. Sadece biz geçip gideriz her şeyin yanından hafif bir dokunuş gibi. Ve her şey birlik içinde bizi susmakta, biraz utançtan belki, biraz da kelimelere dökülemeyen umuttan.
Reklam
Ölümü bile var olmasının bahanesiydi sadece.
İlkbaharların ihtiyacı vardı sana. Beklemişti bazı yıldızlar senin tarafından sezilmeyi.
Çünkü kalmak yok hiçbir yerde.
Zamanı gelmedi mi, severek kendimizi serbest kılmanın sevdiğimizden, titreyerek dayanmanın: Okun yaya dayandığı gibi, birlikte fırlayışta, çoğaltmak için kendisini.
Yukarlarda ay yükselmekte aralandığı yerlerde dalların ve sakinleri sizlermişçesine pençesine düşmekte yalnızlığın.
Evet, belki ihtiyacı vardı baharların sana;
yıldızlar onları hissetmeni beklerdi, yaklaşmıştı bir dalga yükselerek geçmişten veya açık pencereden geçerken sen, bir keman geçerdi kendisinden. Bütün bunlar görevdi.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.