Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

realistperest

realistperest
@realistperest
𝐚𝐝 𝐚𝐬𝐭𝐫𝐚 𝐩𝐞𝐫 𝐚𝐬𝐩𝐞𝐫𝐚
"Kanunlar adalet için vardır. Doğru olanın yanında olmakla övünür. Ama kim bilir kaç kanun, adaletsizlik için kullanılmıştır! Dahası adaletsizlik, kanunlardan kimbilir ne kadar güçlü, ne kadar diktatörce faydalanmıştır!"
Sayfa 104
Reklam
Alıntılar:
"Güzellik istemek budalalıktır. Aklı başında kimseler bunu ne kendileri için isterler, ne de başkalarında olmasına aldırış ederler. Kafa iyi geliştirilmişse, kalp de iyi huylar edinmişse, hiç kimsedış görünüşe aldırmaz. Bizim çocukluğumuzda öğretmenler böyle söylerlerdi; biz de günümüzün çocuklarına böyle diyoruz. Hiç kuşkusuz pek yerinde, gerekli bir düşünce, ama böyle düşünceleri gerçek deneyimler destekliyor mu acaba?" s.150 - Agnes Grey "Ne var ki, isteklerimiz kav gibidir: Olayların çakmağı boyuna alev saçar; bunlar da, isteklerimizin kavları üzerine düşmezlerse sönüp gidiverirler; düşerlerse umutlarımızın alevi bir anda parlar." s.170 - Agnes Grey
Alıntı:
"Yaptıklarını ona ödetmek çok hoşuma gider elbette; ama sonra üstüme kalmaması gerek, ancak ihanet etmek ile şiddete başvurmak tıpkı iki ucu da sivri oklara benzerler; kullananları düşmanlarından daha fazla yaralarlar."
Sayfa 254

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Alıntılar
"Aziz Watson, bir doktor olarak inceleyerek çocuklarının eğilimleri hakkında sürekIi bilgi ediniyorsunuz. Tam tersinin de aynı şekilde geçerli olduğunu fark edemiyor musunuz? Ebeveynlerin şahsiyetlerini ilk gerçek algılayışım çoğu kez çocuklarını incelemem sayesinde olmuştur." Kızıl Kayınlar - s.378 "Bunun anlamı ne Watson?" diye sordu Holmes ağır bir tavırla, kâğıdı indirirken. “Bu acı, șiddet ve korku çemberi neye yarıyor? Bir amaca hizmet ediyor olmalı, yoksa gezegenimiz rastlantılar üzerine kurulu demektir ki bu düşünülemez bile. Peki amaç ne? İşte, insan mantığının cevabına bir adım bile yaklaşamadığı daimi soru!" Karton Kutu - s.448
Alıntılar:
"Tuhaflıklarla gizemi birbirine kanştırmak büyük bir hatadır. En sıradan görünen suç genelde en gizemli olandır, çünkü tümdengelimle bulunacak yeni veya özel hiçbir tarafı yoktur. Emin olun ki eğer kurbanın cesedi alelade bir yol kenarında bulunsaydı ve durumu dikkat çekici kılan herhangi bir sansasyonel detay barındırmasaydı, bu cinayeti
Reklam
Alıntılar:
"Sadece kendilerini hiçe sayan mütevazi insanlar kötülerin ruhlarına dokunabilir." s.47 "Yaşamak tam anlamıyla bir oyundur. Tüm emeklerinizi, tüm düşüncelerimizi, tüm ruhumuzu ve varlığımızı ortaya koyduğumuz bir oyun. Sahip olduğumuz bütün zamanınız sadece bundan ibaret." s.57 "İnsanlar gözyaşlarını ciddiye alma
Alıntı:
CHRİSTİAN: Bir bilmece üzerinde düşünüyordum. Belki de bana yardımcı olabilirsiniz: Kendinden daha az gösterişli çiçeklerin yanındayken çekiciliği iki katına çıkan çiçek hangisidir? Güzel ve kendini beğenen bir kadın ona komşularından önce sahip olmayı arzular fakat ağırbaşlı bir kadın daha kalıcı olan diğerlerini isteyecektir. ŞÖVALYE: Bu, gençlik olmalı beyefendi. Yetenek ve erdemle birlikteyse parlaklığı iki katına çıkar. O geçicidir, diğerleriyse kalıcı. Uçarı kadın başka özellik aramaz, ağırbaşlı biri ise gençliğe göğüs geren yetenek ve erdemi daha çok isteyecektir.
Alıntılar:
"... göz alıcı bir şeydi ama, halis değildi. Görünüş bakımından güzeldi, birçok parlak kabiliyetleri vardı ama ruhu yoksul, kalbi yaratılıştan çoraktı. Gönlünün toprağından kendiliğinden bitmiş hiçbir çiçek açmıyor, hiçbir dal zorlamadan meyve vermiyordu." s.230 "Üşüyorsun, hastasın, aptalsın!" "İspat et!"
Alıntılar
"Yazarların, kendi eserlerinin değerini bilmemeleri, romancılığın genelgeçer bir ilkesidir. Bu çok canımı sıksa da kabul etmek zorundayım. Kendi kendime eserimin etkilerini öngörmeye çalışmam tam bir aptallıktı. Bilhassa bunu dillendirmemem gerekiyordu. Sözcüklere döktüğüm anda, tamamen farklı bir etki doğuruyordu. O etki aşağı yukarı şöyle bir şey olur, diye tahminde bulunduğum anda da tekrar yepyeni bir etki ortaya çıkıyordu. Sonsuza dek bunun peşinden koşmaya mahkûm bir aptalı oynuyorum. Bu kitabın beş para etmez bir çalışma mı makul bir başarı mı olduğunu söylemek bana düşmez." s.33 "Sanki bir insanın kanı eline bulaşmamışcasına aşırı rahat davranışlar sergilemesine içerlemiş gibi görünen sizler bu noktada ilk olarak sevinç çığlıkları atıyor olmalısınız! "Oh canıma değsin!" diye. Oysa bu çok ağır olur. Hiç de rahat falan değiller aslında. Her daim umutsuzlukla dip dibe duran, rüzgârlara karşı bile soytarılığın o narin çiçeklerini koruyup kollayan hüznü anlayabilseydiniz keşke." s.46
Alıntılar:
"Ben hastalarımı dinlerken küçük notlar alsam da, asıl kayıt hafızamda tutulur. Tutulan bu notların yanında, mutlaka o ana ait duygular da hafızama kaydedilmiştir. Tıpkı müzik gibi yani. Hem bestesi hem de güftesi vardır. Nasıl bestesiz müzik olmazsa, duygusuz yazı da olmaz gibi gelir bana." s.15 "Çoğu zaman anlamlı bir sessizlik, anlayan, paylaşan, pırıldayan bir çift göz, saatler süren bir nutka bedeldir." s.28 "Bizler, her birimiz kendimizin sahibi, koruyanı, anlayanı, arka çıkanı olmalıyız. Kendinden nefret eden biri, sahipsizdir, yalnızdır." s.146 "İnsanlar sadece doğru kabul ettikleri bir tavırdan doğan mutluluğu kalıcı olarak kabul ederler. Zevklerden ibaret bir mutluluk ise gelir geçer. Daha hissedildiği anda ölür. s.239 "... mutluluk ancak başımıza gelince ne olduğunu hissedebileceğimiz bir duygudur. Beklenmedik ve kişiye özeldir. Yani reçetesi olmayan bir idealdir mutluluk. Ona ulaşmanın anahtarı ise insanın önce kendini tanımasında saklıdır. Önce kendini tanımalı insan. Yargılamadan, aşağılamadan, seve okşaya yapmalıyız bunu." s.239
Reklam
Alıntılar:
"Yüzü bir parça donukçaydı ama o sıra tutulduğu gülümsemeyle hoş bir edayla parlıyordu. Mizacının yüceliğini ortaya koyan azametli bir hüzün seçiliyordu gülümsemesinde." s.46 "Meydana getirdiği şeyin esas niteliğini bilmek insanın harcı değildir; bir bakmışsınız bıçağın ağzı hançer oluvermiş, onu da geçtim, bir şeye her kaftan biçtiğinizde, hem ismini hem cismini yeniden belirlemiş olursunuz. Bu vebali ancak belli belirsizliği öne sürüp işi cahilliğe vurarak sırtımızdan atabiliriz." s.99 "Bu kadında sevdiğiniz şeyin, o fani insan suretinde vücut bulan hâli değil, arzularınız için gerçek olan hâli olduğunu söylemiştiniz. Siz onda var olmayan kişiyi seviyorsunuz. Bunu da bal gibi biliyorsunuz. Sırf bu kadında arzuladığınız gölgeyi bulmak için bile bile kapıyorsunuz gözlerinizi, idrakınızı, vicdanınızın sesini bastırıyorsunuz." s.108
Alıntılar:
"Tabii bir de onun kim olduğunu asla belli etmemek var. Kişiye ait tüm bilgileri değiştiriyorum. O artık bambaşka biri oluyor ama duygulara hiç dokunmuyorum. Yaşanmış bir hikâyeyi güzel yapan da zaten içindeki duygulardır." s.17 "Bir bebek sevilmediği, istenmediği, değer verilmediği, güvenebileceği bir sahibinin olmadığı bir dünyaya gözlerini açarsa, sonradan bu dünyaya güvenmesini, huzurla, keyifle, etrafa sevgi ve şefkat saçarak yaşamasını bekleyemeyiz. Hele bir de evinde şiddet gördüyse, aşağılandıysa ya da şiddete tanıklık ettiyse, şiddet artık onun vazgeçilmez doğrularından ve alışkanlıklarından biri haline gelir. Her şeyi varsa bile anne babası tarafından ihtiyaç duyduğu sevgiyi, ilgiyi, değeri göremeyen yani ihmal edilen çocuklar ise duygusal ihtiyaçlarını bazen gereksiz alışveriş yapıp dolapları doldurarak, bazen durmadan yemek yiyerek, bazen de madde kullanarak doyurmaya çalışırlar." s.36 "Aslında biz insanlar ne kendimizi tanırız ne de en yakınlarımızı. Yabancıları tanımak daha kolaydır çünkü onlara daha tarafsız bir gözle bakabiliriz. Biz psikiyatristlerin elindeki en önemli sihirli değnek de bize gelenleri tanımıyor olmamızdır. Yakınlarımıza bakarken beklentilerimiz, arzu ve isteklerimiz, korkularımız ve sitemlerimiz o bakışa eşlik eder." s.146 "Başarı, sonsuza doğru akan bir nehir gibidir. Hiç kimse o nehrin sonuna ulaşamaz ve ulaşamadıkça da kendini başarılı görüp bunun tadını çıkaramaz." s.152
Alıntı:
"Mutluluğun ne demek olduğunu kim bilir?" diyerek avuttu Fener Bekçisi genç adamı. "Doğru yolda ilerlerken karşılaşılan zorlukların ve tecrübe edilen tüm iniş çıkışların her biri, aslında bizi gerçek mutluluğa yaklaştıran birer adımdır." "Evet, haklısınız," dedi genç adam hürmetkâr bir ses tonuyla. "Sonunda üstün bir mutluluk elde etmek uğruna çekilen her nevi istirap takdiri ilâhidir."
Sayfa 55
Alıntılar:
"Dürüst olmak gerekirse Camavor ve Helia'nın siyaseti kulağa o kadar da farklı gelmiyor ve muhtemelen tüm dünyada da aynı. Mevcut iktidara sahip olanlar, değişimi her zaman konumları için bir tehdit olarak görürler." s.196 - Muhafız Zanaatkâr Jenda'kaya "Her zaman büyük bir medeniyetin son zamanlarında yaşayanların düşmeden önce çatlakları görüp görmediğini merak etmişti. Her şey çökerken çaresizlik ve korku içinde izlemişler miydi? Yoksa günlük hayatın önemsiz olayları ve gerginlikleriyle körleşmiş hâlde, yaşananlardan habersiz miydiler? Bazıları inkar içinde yaşayıp umutsuzca kendilerini işlerin daha iyi olacağına ikna etmeye mi çalıştı? Ya diğerleri, batan tekneden suyu boşaltmaya çalışmak gibi olsa bile, kaçınılmazı önlemeye çalıştılar mı?" s.268 - Kalista
"Resimler ve çizimler gerçekleri fotoğraflardan daha güzel anlatır. Bir tablo sadece bir şeyin gerçekte nasıl olduğunu göstermez, aynı zamanda tabloyu yapanın ne düşünüp ne hissettiğini de yansıtır. Bu çok daha etkileyicidir."
Sayfa 87
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.