Bu kitabı okumaya psikiyatri stajım sırasında başladım. Yazarın kendi hastalarının öykülerini, hastalarına yaklaşımını anlatması aynı zamanda psikiyatrik hastalıklar ile ilgili kısa bilgiler vermesi ve tedavi yaklaşımlarından bahsetmesi okumamı hem zevkli kıldı hem de faydalı. Bir yandan ders çalışıp stajda hasta görürken bir yandan da sanki bu okumalarımla bir olgu kitabı okuyor hissi uyandırdı bende.
Doktor olmak bir nevi dedektiflik. Hastanın yakınmalarını, vücudundaki belirtileri, laboratuvar bulgularını, radyolojik görüntülemelerini bir araya getirip sorunu bulmaya, sonra da çözmeye çalışmak. Ama konu psikiyatri olunca ipucu olarak hastanın anlattıkları, davranışları ve hasta yakınından alınabilecek bilgiler kalıyor elimizde. Bir insanın zihinsel işleyişini çözümlemek diğer tanı yöntemleriyle karşılaştırınca daha farklı, ilginç ve de zor bir durum fikrimce.
Kitap 1979 yılında yazarın psikiyatri ihtisasına yeni başladığı zamanlardan başlayıp 2008 yılına mesleğinin zirvelerine tırmandığı zamanlara kadar devam ediyor. Bu açıdan bakınca da bir doktorun başlangıçtan ileriye doğru deneyimlerine şahit oluyoruz. Başlangıçtaki kendini yetersiz görmesi, hocalarının mobbingi, kendi sezgilerine güvenme hissi, tecrübe kazandıkça hastalara yaklaşımının değişimi gibi bir çok şey...
Tam doğru vakitte okuduğum bir kitap olduğunu düşünüyorum. Her nasip vaktine esirdir diyelim o halde...